6 parts Ongoing "Arza hacet yok, halim sana ayandır.
Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır.
Söze lüzum yok, susuşum sana kelâmdır.
Kelâma ihtiyaç yok, aşk sana figandır! "
🌙
Göğüs kafesimde derin bir boşluk vardı. Acımasızca açılmış, deşilmiş ve büyütülmüş bir boşluktu. Ne kadar doldurmaya çalışsam da dolmamış, boşluğunun büyüklüğü kadar da fütursuzca acı vermişti. Yaraydı, yalnızlığıma yârdı, en derin kanayışımdı.
Bu yaranın adı, çocuk olmaktı.
Belki de hiç çocuk olamamış olmakla alakalıydı.
🌙
"Ben varım. " dedi tek solukta. Sırılsıklamdı, nefes nefeseydi ve gözlerinde dağılmayan bir pus vardı. "Ben varım, buradayım. " Arkasında tuttuğu elini uzattı, bir gül buketini ortaya çıkardı. O sırılsıklamdı ama elindeki çiçekler zerre kadar ıslanmamıştı. O da elindeki güllere baktı ve bakışlarını
kaldırdı.
"Onları koruduğum gibi korurum seni de, koruyacağım da. Bir ateş çemberinin içinde kalalım, gerekirse kül olurum ama senin yanmana izin vermem. Bir okyanusa düşelim, en derine dalıp suya karışırım ama senin nefesinin ritminin bozulmasına bile izin vermem. Anlıyor musun? Anlıyorsun. Sen beni hep anladın. "
🌙
"Kapattığım kapıları bir daha açmak gibi bir huyum yoktur. "
Gülümsedi.
"İstediğimi elde etmek uğruna savaşmak da benim huyumdur. "