Şimdi kimsesiz bu yalnızlar diyarında bir başımayım Luan. Tanrının benden esirgediği mutluluğun ağır özlemiyle... ilerliyorum. Çok geç Luan, kurtarılmak istemiyorum.
Bir gün gelir de unuturmuş insan en sevdiği hatıraları bile...
Bari sen her gece yorgun sesiyle, saat on ikiyi vurduğu zaman, beni unutma. Çünkü ben her gece o saatlerde seni yaşar ve seni düşünürüm…
yine de ışıklar bu kenti
güzelmiş gibi gösteriyor
geceleri
geceler
yani
ahmet haşim'in kafiyeleri
seni aklıma düşüren
yerçekimi değil
yalancı yıldızlar
öyle uzaksın ki
üflesem soğuyacaksın
sarılsam okyanus
bir aşka yetecek kadar
ve anımsatacak kadar
sebepsiz bir ölümü
acılarımız
ve kafiyelerimiz var
işte hepsi bu kadar.
onların kalpleri de
seninki gibi sanıyorsun
herkes o kadar yumuşak
o kadar şefkat dolu olmaz oysa
oldukları gibi
görmüyorsun insanları
olabilecekleri gibi
görüyorsun
kendinden veriyor, veriyorsun
onlar her şeyini çekip alıncaya
ve için bomboş kalıncaya dek.