deharap

aslında başka bir şey bul. seni oyalacak bir şey. seviştiğin kadınların listesini yap mesela, onların gülümseyişlerini hatırla. içlerinden hangisinin seni daha çok sevdiğini tartış. beni atla. benim sana tapıyor olduğumu atla. kişisel şeyler çünkü bunlar. çünkü ben seni kişisel seviyorum. annen gibi değil işte, bilirsin sen sen olmasaydın da sevecekti annen seni. öyle bir şey değil bendeki. sen olduğun için seviyorum seni, tercih hakkımı kullanarak seviyorum. yani iddia eder gibi, var sayar gibi. din gibi, ortaya atıyorum seni. sonra inanıyorum. sonra herkesi inandırıyorum varlığına. şüphesiz ki diye başlıyorum senden konu açıldığında. sana olan sevgim söz konusu olduğunda şüphe bırakmıyorum kimsenin aklında. yine de sen beni boş bırak. yanlış soru olduğumu düşün mesela. emin olmadığın bir cevap olduğumu düşün. bir daha dönüp bakma bana, büyük bir zaman kaybıymışım gibi kur beni aklında. bana kendini hatırlatma. beni unutma ama seni seviyor olduğumu unut. senin gözlerini unutamadığımı unut. her gelişinde, kapılarımı açık buluşlarını unut. bir söz beklediğimi senden, bir ses beklediğimi. unut her gece seni gördüğümü rüyalarımda. ben ki senin adını görünce bir esnaf tabelasında, bir sokak duvarında, bir bar girişinde oturur sabahlardım orada, öyle bir sevmek ki adına dahi saygı duyardı. adın klisede şarap kadar kutsaldı. yine de unut. bana kendini hatırlatma

deharap

seni kişisel seviyorum. hür irademle. seninle hiç alakası olmadan seviyorum seni. geleceğin günü hesaplamadan, takvimsiz seviyorum. yalnız izliyorum bu filmi, yalnız ve sansürsüz. umutsuz seviyorum. başka bir adamın elini tutarken seviyorum seni. başka bir adamın bebeğini kucağıma aldığımda da seni seviyor olacağım. yarınsız seviyorum. anlıyor musun? beklentisiz. yani gelme. yani ben zaten hiç unutmuyorum seni. bu yüzden hatırlatma bana kendini. benim seni hiç unutmuyor olmam da kişisel çünkü. parmak izim kadar kişisel. seni seviyor olmam kadar kişisel. inançlarım kadar kişisel. seni barındırmıyor. seni ilgilendirmiyor. orada bir yerdesin. hâlâ orada bir yerde beni sevmiyorsun. ki zaten ben inanıyorum ki çilekli pasta da sevmiyor beni, ben onu severek yiyiyorum. umursamadan yiyiyorum. onu yerken beni sevip sevmediği umurumda olmuyor. böyle bir şey seni seviyor olmak. bana kendini hatırlatma. çünkü bu, beni tercihlerim yüzünden yargılıyor olmandan farklı değil. anla
Reply

deharap

ben iyiyim. bazı ülkelerde sonbahar şimdi, ondan biraz hüzünlüyüm tabi. bazı ülkelerde kar yağıyor şimdi, ondan üşüyorum biraz. bazı ülkelerde saat gece yarısını çok geçti diye kısık sesle konuşuyorum gündüz vakitleri. tesadüflere inanmıyorum hâlâ. ve hâlâ sevmiyorum, sevmediğin şeyleri. hâlâ sana dokunan her kadının cehenneme gitmesi gereketiği görüşündeyim. ben sana dokunamadığım her an zaten cehennem gibi bir yerdeyim. günah işlemek kadar basit değil tabi hâlâ uyuyabilmek. ağlayamamak da zor üstelik. ölüm gibi oluyor bazen. ölmüşüm gibi. ben her şeyden vazgeçiyorum.  zengin olabilme ihtimalimden vaz geçiyorum. erteliyorum bugünleri, hiçbir şey yapmıyorum. kendime, kendimi kanıtlıyorum. hiçbir şey yapmıyorum. bir ölü kadar hiçbir şey yapmıyorum. bu yüzden bana kendini hatırlatma. hayata döndürüyorsun beni. iş ilanlarına bakıyorum mesela. erkenden uyanıp sokağa çıkıyorum. durmadan kontrol ediyorum saatleri, takvim tutuyorum, gazete alıyorum, karıştırmıyorum günleri. bir kez daha ölmesi güç oluyor. bir kez daha vaz geçmesi zor oluyor. zor oluyor bulup bulup, kaybetmesi seni. ya da kaybedip kaybedip, kazandım sanması. bana kendini hatırlatma
Reply

deharap

aslında başka bir şey bul. seni oyalacak bir şey. seviştiğin kadınların listesini yap mesela, onların gülümseyişlerini hatırla. içlerinden hangisinin seni daha çok sevdiğini tartış. beni atla. benim sana tapıyor olduğumu atla. kişisel şeyler çünkü bunlar. çünkü ben seni kişisel seviyorum. annen gibi değil işte, bilirsin sen sen olmasaydın da sevecekti annen seni. öyle bir şey değil bendeki. sen olduğun için seviyorum seni, tercih hakkımı kullanarak seviyorum. yani iddia eder gibi, var sayar gibi. din gibi, ortaya atıyorum seni. sonra inanıyorum. sonra herkesi inandırıyorum varlığına. şüphesiz ki diye başlıyorum senden konu açıldığında. sana olan sevgim söz konusu olduğunda şüphe bırakmıyorum kimsenin aklında. yine de sen beni boş bırak. yanlış soru olduğumu düşün mesela. emin olmadığın bir cevap olduğumu düşün. bir daha dönüp bakma bana, büyük bir zaman kaybıymışım gibi kur beni aklında. bana kendini hatırlatma. beni unutma ama seni seviyor olduğumu unut. senin gözlerini unutamadığımı unut. her gelişinde, kapılarımı açık buluşlarını unut. bir söz beklediğimi senden, bir ses beklediğimi. unut her gece seni gördüğümü rüyalarımda. ben ki senin adını görünce bir esnaf tabelasında, bir sokak duvarında, bir bar girişinde oturur sabahlardım orada, öyle bir sevmek ki adına dahi saygı duyardı. adın klisede şarap kadar kutsaldı. yine de unut. bana kendini hatırlatma

deharap

seni kişisel seviyorum. hür irademle. seninle hiç alakası olmadan seviyorum seni. geleceğin günü hesaplamadan, takvimsiz seviyorum. yalnız izliyorum bu filmi, yalnız ve sansürsüz. umutsuz seviyorum. başka bir adamın elini tutarken seviyorum seni. başka bir adamın bebeğini kucağıma aldığımda da seni seviyor olacağım. yarınsız seviyorum. anlıyor musun? beklentisiz. yani gelme. yani ben zaten hiç unutmuyorum seni. bu yüzden hatırlatma bana kendini. benim seni hiç unutmuyor olmam da kişisel çünkü. parmak izim kadar kişisel. seni seviyor olmam kadar kişisel. inançlarım kadar kişisel. seni barındırmıyor. seni ilgilendirmiyor. orada bir yerdesin. hâlâ orada bir yerde beni sevmiyorsun. ki zaten ben inanıyorum ki çilekli pasta da sevmiyor beni, ben onu severek yiyiyorum. umursamadan yiyiyorum. onu yerken beni sevip sevmediği umurumda olmuyor. böyle bir şey seni seviyor olmak. bana kendini hatırlatma. çünkü bu, beni tercihlerim yüzünden yargılıyor olmandan farklı değil. anla
Reply

deharap

ben iyiyim. bazı ülkelerde sonbahar şimdi, ondan biraz hüzünlüyüm tabi. bazı ülkelerde kar yağıyor şimdi, ondan üşüyorum biraz. bazı ülkelerde saat gece yarısını çok geçti diye kısık sesle konuşuyorum gündüz vakitleri. tesadüflere inanmıyorum hâlâ. ve hâlâ sevmiyorum, sevmediğin şeyleri. hâlâ sana dokunan her kadının cehenneme gitmesi gereketiği görüşündeyim. ben sana dokunamadığım her an zaten cehennem gibi bir yerdeyim. günah işlemek kadar basit değil tabi hâlâ uyuyabilmek. ağlayamamak da zor üstelik. ölüm gibi oluyor bazen. ölmüşüm gibi. ben her şeyden vazgeçiyorum.  zengin olabilme ihtimalimden vaz geçiyorum. erteliyorum bugünleri, hiçbir şey yapmıyorum. kendime, kendimi kanıtlıyorum. hiçbir şey yapmıyorum. bir ölü kadar hiçbir şey yapmıyorum. bu yüzden bana kendini hatırlatma. hayata döndürüyorsun beni. iş ilanlarına bakıyorum mesela. erkenden uyanıp sokağa çıkıyorum. durmadan kontrol ediyorum saatleri, takvim tutuyorum, gazete alıyorum, karıştırmıyorum günleri. bir kez daha ölmesi güç oluyor. bir kez daha vaz geçmesi zor oluyor. zor oluyor bulup bulup, kaybetmesi seni. ya da kaybedip kaybedip, kazandım sanması. bana kendini hatırlatma
Reply

deharap

biz seninle, koca bir hayat süren ancak hiçbir zaman güneşin doğuşunu izleyemeyen bir binanın batı cephesi. bizi, bu tabure boşluğundan ancak malzemeden çalanlar ve bir fay hattı gibi kırılan bu kalbimizin ardında bıraktığı sarsıntılar kurtarabilir

deharap

hani Ecevit ölürken Ahu’ya "işin garibi ne biliyor musun, hayatımda başıma gelen en güzel şey bu. ölüyorum ve sen yanımdasın." demişti. hani Ezel yeniden Eyşan'ı gördüğünde dengesini kaybetmişti. hani Ramiz Dayı, herkesi yenebilirim ama seni yenemiyorum deyip Selma’nın kapısında diz çökmüştü. hani Keje, Eşkıya’yı tekrar görene kadar otuz beş yıl tek kelime konuşmamıştı. hani İzzet Günay, Türkan Şoray’a "sevgi de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık." demişti. hani Savcı Esra, Behzat Komiser’e "mutsuz olalım, ne var? biz de mutsuz olalım. ben seninle mutsuzluğa da varım." demişti. hani Bilal, Ahu’ya "Ahu’m, sen anlamadın. ben sana gelemem ki yaram var. benim yaram sensin." demişti. hani Bekir “herkesin inandığı bir şey var bu amına kodumun hayatında. benim ki de sensin, n'apıyım?” demişti. hani Mecnun yolun ortasında Leyla’ya sevgisini haykırırken Leyla da "ben de seni seviyorum ulan!" demişti. hani Eylül veda mektubunda Yavuz’a "belki bir gün bir şiirin içinde rastlaşırız seninle." demişti.  hani Harun, Eda’ya "ona iki defa şans verdin bana bir defa şans vermedin." demişti. hani savcı Esra, Behzat komisere "dünyanın ekseni kaydı Behzat, on iki santim yerinden oynadı. sen bana bir santim bile yaklaşmadın." demişti. hani Gizem, Metin’e "cebimde bir tek ‘hoşçakal’ yoktu sana, ben uyurken koymuşsun cebime. hoşçakal” demişti

deharap

böyle işte. kalbi elinde atanlar kimseye yetemedi
Reply

deharap

elbet vardı bir bildiğin. beni çekerken sonra iterken ve çekerken. beni kör bıçakla bağırta bağırta keserken bildiğin bir şeyler vardı. lütfen bildiğin bir şeyler olmuş olsun

deharap

sen de unutma beni
Reply

deharap

seni hiç unutmayacağım. bana döndüğün sırtını nasıl sevdiğimi de. beni nasıl bana kırdırıp öldürdüğünü de
Reply

deharap

seni çok büyük bir aşka arkanı dönen cesaretinle hatırlayacağım. ya da korkaklığınla. seni en güzel halinden en çirkin haline kadar nasıl çoğalarak sevdiğimle hatırlayacağım ve çarptığım duvarlarınla. seni düşme diye sıkı sıkı tuttuğum ellerimle hatırlayacağım ve beni düşürüp yerde bırakan taşlığınla. her şeyi karşısına alıp sana sonsuz inanan çocuk tarafımla hatırlayacağım seni, hep orda olacağına, her zaman geri geleceğine inandırıp, çocuğu bıraktığın cami avlusuyla hatırlayacağım. beklediğim aylarla hatırlayacağım seni, bana gelişinle. bana olduğunu düşündüğüm gelişinle. ağlamanın normalliğine inandırıp “çok ağlıyosun” deyişlerinle hatırlayacağım. senin peşinden gelmenin güzelliğiyle ve bunun seni irite edişiyle hatırlayacağım. senin bacağına sarılıp ağlarken ben, “kangren olmuş bu” deyip kesip attığın kolumla hatırlayacağım. şu kafamı vurduğum duvarların sesiyle hatırlayacağım seni, her yerime batan kırık hayallerimle. seni sana dair bir şeyler kazıdığım vücudumla mezara giderken bile hatırlayacağım
Reply