BÖLÜM 1 <3

500 6 3
                                    

''zrrrrr, zrrrrrr''

Her sabah bu sesle uyandığım gibi yine bu sesle uyanıyorum.. Alarm sesi..

''Ece hadi kızım kahvaltın hazırr.''

''Geliyorumm.''

Aslında hiç kahvaltı yapasım yoktu. Açtım ama yemek, yemek istemiyordum. Hemen çiçekçi dükkanıma gidip yeni çiçekler tasarlamak istiyordum.. Bu yüzden yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkamaya lavaboya gittim. Elimi yıkarken gözüm aynadaki yüzüme kaydı. Tam bir yıkık gibi duruyordum. Bayık bakışlı, hayatı umursamayan bir kız gibi. Öyleydim zaten..

Yüzümü yıkadıktan sonra üzerime bir sweatshit, altıma da dümdüz inen pantolonumu geçirdim. Evden çıkarken giydiklerime pek önem vermiyordum nasıl olsa dükkanda üzerimi değiştiriyordum.

Saçıma da dağınık bir topuz yaptıktan sonra aşağı kata annemlerin yanına indim ve anneme konuşma fırsatı tanımadan konuşmaya başladım.

''Ben çıkıyorum,'' dedim sesimi mutluymuşum gibi çıkartmaya çalışarak.

''Nereye gidiyorsun Ece? daha kahvaltını bile yapmadın.''

''Yolda simit falan alırım anne. Hadi öptüm görüşürüzz,'' deyip kapıyı kapattım. Annem kapıyı kapatmadan önce bir şeyler diyordu ama bir an önce evden çıkmak istediğim için dinlemedim. Dükkanım bizden iki-üç mahalle uzaktı. Aslında otobüse binsem daha hızlı giderdim ama ben her zaman ki gibi yürüyordum. Evden biraz uzaklaştığım da kulağıma kulaklıklarımı taktım. Müzik dinlemek bana huzur veriyordu. Bir çok kişinin vermediği şeyi..

Dinlediğim şarkı da şöyle diyordu,

'' Bir gün çıkıp gel uzak yollardan.. Benim can yaramı sarmak için.. Çünkü bir nefes ki aşk sana benzer..''

Bu sözleri duyunca kendime içimden şöyle dedim,'Belki senin de yanına biri gelir uzaklardan.. Senin can yaranı sarmak için..'

Ben bunları düşünürken dükkanın önüne çoktan gelmiştim. Hemen çantamdan anahtarı çıkartım dükkanı açtım. İçeri girdikten sonra üzerimdeki kısa ceketi asıp kendime özel olarak yaptırdığım küçük odaya girdim. Bu oda dükkanın 2. katındaydı. Hızla merdivenleri çıkıp odaya geldim. Hemen dolaptan, siyah ve üzerinde küçük kırık kalp olan kısa t-shirt'ümü ve şhort tulumumu çıkardım. Aklıma dükkanın kapısını kitlemediğim geldi. Telaşla giyindim. Tam kapıyı açtığım anda kırılma sesi geldi. Büyük ihtimalle vazolardan biri kırıldı. Merdivenlerden inerken aklım da ne olduğunun senaryosunu çizmiştim bile. Dükkana hırsız girmiştir ve birisini görmediği için paraları çalıcaktır. Tam paraları alırken eli vazoya çarpıp vazoyu kırmıştır. Aklımdan bunları geçirirken çoktan aşağıya inmiştim ve ortada hırsız falan yoktu. Çünkü benim bildiğime göre hırsızlar takım elbise giymez ve bu kadar yakışıklı olmaz. Ve adını bilmediğim erkek kesinlikle hırsız değil çünkü, bir kızın aklını başından alabilecek kadar yakışıklı. Ama ben o kızlardan değilim!

İnandınız mı?..ben inandım..:)

HEP OLDUĞU GİBİ YİNE GİRİŞİ PEK GÜZEL OLMADI. :)) AMA EMİNİM DİĞER BÖLÜMLER ÇOK GÜZEL OLCAK ;))


GÖZLERİN ARADIĞITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang