Bir bara gidersiniz ve sen sarhoş olursun.
Killua ve Gon on sekizlerinden büyükler.
Gon: Gon içkisini yavaş yavaş yudumluyordu, bar epey kalabalıktı.
İnsanların konuşmaları, kahkalar, bardak sesleri, etrafta dolaşan barmen ve garsonların ayak sesleri... Hepsi birbirine giriyor, bu ufak kargaşanın sesi insanı garip bir şekilde rahatlatıyordu.
Birisi omzuna sert bir şekilde elini koydu, başını çevirip baktığında bunun sevgilisi olduğunu gördü. Gülümsedi fakat sevgilisinin yüzündeki tuhaf ifade onu meraklandırdı.
Gözleri yarı yapalıydı, yanakları pembeleşmişti ve ağzı feci derece alkol kokuyordu.
"Ufaklıhk sin şimdi kaç yaşhındasın"
Sevgilisi (S/A) elini onun omzundan çekip yüzünü ona yaklaştırdı.
Ne olup bittiğini anlamamıştı.
"On dokuz ama sen bunu zaten biliyorsun."
"Heaa tam bah senin iyi yılların bunlar."
Cümlesinin sonunda yüksek sesle geğirdi.
Gon, kafası karışık ona bakıyordu.
"Şşt, yiğenim sena bişi diyim mi? Bizim ehonomimiz çoh iyi."
"Ha? Evet bu iyi."
Neden söz ettiği hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Bizim zamanımızda yağ için sıraya giriyoduk, ekmeh için sıraya giriyorduk yaaa."
O anda her şey kafasına dank etti.
"Sen sarhoşsun!"
Ellerini salladı.
"Bah sarhoşluk değil olay, bunlar hep dış güçlerin oyunu."
"Evet, evet. Eve gitsek iyi olur."
Sevgilisinin kolunu omzuna atıp onu kaldırdı. Barın üzerine hesabı bırakıp birlikte kapıya gittiler.
"Biraz böyük oyunu görün ya."
"Evet haklısın, canım."
"Bunlar hep amerganın oyunu ya, ehonomi çok iyi bu arada yiğenim."Killua: Başta bunun bir hata olduğunu bilse de bara gitmiştiniz, çok büyük bir hata olduğunu bilse bile sana dört büyük bardak bira ısmarlamıştı, şimdi tüm hatalar birleşmiş, önüne serilmişti.
Elinde bir temizlik bezi ile pistte dans ediyordun, Erkek arkadaşının sinirlerinin alt üst olduğu yüzünden ve duruşundan oldukça net anlaşılıyordu.
Bu kadar içmene izin vermek onun hatasıydı ve bunu kabul ediyordu, asıl sorun seni saatlerdir gitmeye ikna etmeye çalışıyor oluşu, senin asla onun sözünü dinlemiyor oluşun ve en kötü kısım ise elindeki paspası o sanıyor oluşundu.
'Onca yıl duygu kontrolu eğitimi aldım, işkence gördüm ama hayatım da bu kadar sabrımın sınırlarında olduğum bir an daha yok.'
Derin bir nefes alıp kendini teskin ederek sana doğru yürüdü.
"Cennetten şiçek mi topluyorum, her gün kalb-" gelen hıçkırık yüzünden şarkın kesildi, "Kal-bimi yokluyorum, ama sen başka bir... ay neydi? Hah! Ama sen başka bir dallarda, yok öylede değildi." süpürgeyi iyice kendine yaklaştırıp sordun
"Sen hatırlıyon-" yüksek sesle geğirdin "Ha-hatırlıyo musun Hillua?"
"(S/A), gidiyoruz, hemen."
"Hah ya, konuşş şöyle sabahtan beri azından tek kelime çıkmadıydı."
Killua arkanda sen süpürge ile konuşurken kendini boğmamak için zor tutuyordu.
"(S/A), ben buradayım!"
Arkanı dönüp sana seslenen garip beyaz çalıya baktın.
"S-senn kimisssiin?"
"Erkek arkadaşın, Killua!"
"Yalan söyleme, ba-ba-bana, benim erkek ar-arkadaşım burrda"
Süpürgeyi ona gösterdin.
Killua'nın dişleri sıkılmaktan ağrımaya başlamıştı.
"(S/A), o bir süpürge, şimdi gel ve evimize gidelim, tamam mı canımın içi?"
Her halınden sabrının son kırıntılarında olduğu belli olsa da elinden geldiğince sana her şeyi tane tane anlatmaya çalışıyordu.
"Ya, ne diyon sen ya. Hillua bişiy yap şuna."
Süpürgeyi bırakmanla süpürge sesli bir şekilde yere düştü, sakin bir şekilde süpürgeye doğru eğildin.
"Ama hayatım, ben sana dedim o kadar işme diye, bah ayakta duramıyon."
Killua hızla seni kucağına alıp seni hızla oradan çıkartmaya çalıştı.
"Ya napıyon ya, valla dokuz yüz on bir elli beşi ararım ha."
"Eğer sessiz olursan sana istediğin kadar pasta alırım."
"Anlaştık, sustum."
'
Hayır, bir yerde sarhoş olsa falan şeker veririm deyip kaçırabilirler bunu.'

ESTÁS LEYENDO
HunterxHunter: Tepkiler Ve Çeviri
De TodoHunterxHunter such a masterpiece, there's no way to you can change my mind. __________ ×Tumblr'da bir yazı blogu olan "Cut it out! It's embarrassing" in yazılarını çevireceğim. İsterseniz onun bloguna'da uğrayabilirsiniz. ×Kitap aktif değildir. ×İs...