1.

81 8 8
                                    

Işıldayan ağaçlar, dükkanların yanlarından geçerken kulaklara dolan çeşitli Noel şarkıları, beş adımda bir görülen çam  ağaçları, alış veriş merkezlerinin kapısında durmadan içeri davet eden Noel baba kılıklı adamlar, Noel temalı telefon kılıfları, sokakta yürürken gözlerin kaydığı evlerin açık perdelerinin ardında ağaç süsleyen aileler... Transilvanya'ya Noel gelmiş çatmış, herkes daha günler olan bayrama hazırlanmıştı. Kimi evde ailesi ile, kimi şehirdışında arkadaşları ile, kimi ise bilgisayar başında ıkına ıkına haber aramakla geçirecekti, tıpkı Kim Jennie gibi...

Jennie editörlerden biri ile konuşan başkanın arkasından koştura koştura yetişmeye  çalışıyordu. "Jung! Bir bakar mısın?" Dakikalardır ilgilenmesi için yalvarmaktan gına gelmişti. "Aa hayır, hayır Jennie'ciğim şuan olmaz." Saygısı olmasa hiç durmaz üstüne atlardı ama kendini tuttu, zorda olsa. "Hayır! Jung bak sadece bir saniyeni alırım! Düzelttiğim Moda Haftası makalenle ilgili bir kaç sorum olacaktı sadece." Otuzlu yaşlarda ki adam pes edip devam etmesi için bekledi, "Sor?" Jennie sonunda derin bir nefes verdi ve hemen turuncuya boyanmış dudaklarını araladı, "Şey, sorun şu ki He Rim 300 kelime istedi ama bu 650 kelime. Ve bahsettiğin tasarımcılardan biri sahnede bile değildi, yani..." Devam edeceği sırada Jung hemen sözünü kesti, "Jennie, şuan da buna zamanım yok, sen temizle işte.." bu sefer Jennie sözünü kesti, "Gereken sadece temizlik değil, büyük bir yeniden yazma işlemi." Genç adam dalga geçercesine karşılık verdi, "Genel yayın yönetmeni oldun da haberim mi yok?" Jennie hemen atladı, "Hayır! Yanlış anlama açıklamaya çalıştığım sadece-" jung gülümseyip sözünü tekrar yarı da kesti, "Sadece düzelt, tamam mı?" Jennie'nin ne diyeceğini umursamadan çekip gitti.

Jennie ise yarım kalan sözü ile ortada kalmıştı.

En çok yapmak istediği şeyler listesine Jung'u boğma istediğini de yazmalıydı.

Sinirle nefesini verdi, ardından meslektaşları olan Rosé ve Bambam'in onu izledikleri masaya yöneldi.

Rosé gülmemeye çalışarak konuştu, "Şey, çok iyi gitti. Tahmin edeyim, onun bir berbat makalesini daha baştan yazıp bir kez daha onun kıçını kurtaracaksın, hep yaptığın gibi." Sonda Jung'a hitaben göz devirdi.

Jennie "Yani, bu benim işim." dedi.

Bambam sırıtıp "Neresine sokacağını söyleye bilirdin?" Dedi.

Jennie göz devirip "Kovulmak isteseydim hiç durmazdım Bambam." Diye yanıtladı.

Rosé isyankar bir şekilde, "Jennie! Biz kıdemsiz editörleriz, yazar değiliz." Dediğinde Jennie "O zaman başka nasıl gerçek bir gazeteci olacağım?" Rosé gülümsedi ve Jennie'nin elini tuttu.

"O da olacak." Bambam gülümseyip Rosé'ye katıldı, "Bu kız ilk defa mantıklı bir şey dedi. Jennie onu dinle kızım, ama sadece bu seferlik." Rosé göz devirdi.

Jennie memnuniyetsiz bir şekilde "Bir ayda tam 5 kez reddedildim, hemde bana mektupla bildirdiler! Dediğiniz yazarlıkta çokta iyi değilim." Bambam ve Rosé sıkıntıyla nefes verdiğinde Jennie'nin telefonu çaldı. Jennie telefonu açıp kulağına götürdü. "Alo." "Jennie, He Rim seni hemen ofisinde görmek istiyor." Jennie şaşırmıştı, bir yandanda tedirgin olmuştu. Rosé gülümseyip eli ile odaya giden koridoru işaret etti, "İyi eğlenceler."

Telefonu cebine atıp çağrıldığı ve ezbere bildiği odaya doğru gitti.

İçeri girdiği anda bilgisayarla uğraşan He Rim'in karşısında durup, "Eğer Jung'un moda haftası makalesi ile ilgiliyse ben artık Ju-" diye konuya atlamıştı ki sözü kesildi, "Moda haftasını unut, senin için başka bir şeyim var. Otur." Yüzünde ki sinsi gülümseme bir haber bulduğuna işaretti.

Merry Christmas (Taennie)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin