Bölüm 1: Seri Katil

6.2K 222 70
                                    

"İşte böyle kanka, neyse hava kararmaya başladı. Ben gideyim."

"Tamam aşkım, okulda görüşürüz." dedim.

Kapıya doğru ilerledi, ona montunu verdim ve kapıyı açtım. Tam gidecekken arkasını döndü,

"Bu arada, sen haber izlemiyorsun. Buralarda dolaşan bir katil varmış. Dikkat et, olur mu?" dedi.

Şaşırdım. Buralar güvenli yerlerdi. Herkes birbirini bilirdi. Kafamı salladım ve gülümsedim.

Gitti, bende kapıyı kapatıp odama geçtim. Yağmur yağıyordu. Pijalarımı giyindim ve camın yanındaki duvara oturup yağmuru izlemeye başladım. Annem ve babam evde yoktu. Aslında bir süre yoktu.  İş gezisine çıkmışlardı. Bu katil haberi beni biraz tedirgin etmişti. Saçmalıyorum. Onca kişi içinden beni mi bulup öldürecekti?

O anki bir istekle salona gidip televizyonu açtım. Hemen karşıma haberler çıktı.

"Hapishaneden kaçmış olan seri katil, en son Marmara Caddesinde görüldü. Bu gün iki kişiyi öldürdüğünü ve Marmara Caddesine çok yakın olan bir mahalleye gittiği söyleniliyor. Lütfen dikkatli olun. Eğer bu kişiyi görürseniz lütfen hemen polise haber verin."

Kalbim çok hızlı atmaya başladı. Ekranda katilin fotoğrafı görüldü. Kumral saçlı, ela gözlü biriydi. Uzun bir boyu vardı ve benden bir kaç yaş büyüktü sadece. Yani öyle görünüyordu... Marmara Caddesi bizim mahalleye çok yakındı...

En iyisi yatıp uyumaktı. Yarın Leya'yla sahile gidecektik.

Yatağımın içine girdim. Ama o katili düşünmeden edemiyordum... Yüzü aklımdan çıkmıyordu. Bu gün o katil yüzünden iki kişi ölmüştü. İki kişi hayata veda etmişti. O iki kişinin son günüydü...

Bunları düşünmemem lazım. Gözlerimi kapattım ve yaklaşık yarım saat sonra uyudum.


İğrenç bir kabusla gözlerimi açtım. Saat bir buçuk olmuştu... Ben bu kadar fazla nasıl uyumuştum?

Her neyse. Hemen üstümü değiştirip dışarıya çıkmam lazımdı. Leya ile buluşacaktım. Bu katil konusu beni neden bu kadar etkilemişti bilmiyordum. Onu düşünmemem lazım. Yoksa daha da kötüleşecek.

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes alıp yataktan çıktım. Kahvaltı yapacak halim yoktu. Direkt simit ve ayran alırdım.

Siyah pantolon ve siyah geniş, dizlerime kadar gelen bir kazak. Saçlarım zaten kısaydı. Bir şey yapma gereği duymadım. Cebime azıcık bir para koydum ve dışarıya çıktım. Yüzüme vuran rüzgar ile kendime geldim.

Kulaklığımı taktım. Değmesin Ellerimiz şarkısı geldi... Şarkının verdiği acıyla derin bir nefes aldım. Sahile doğru yürümeye başladım. Yolda simit satan Semih Amca'yı görünce gülümsedim.

"Semih Amca! Nasılsın? İyi misin?"

"Tuana kızım. İyiyim sen nasılsın?" dedi gülümseyerek.

"Bende iyiyim. Bana oradan bir normal simit bir nutellalı simit birde ayran verir misin?" dedim.

"Hemen," dedi ve hazırlamaya başladı. "Duydun mu buralarda gezinen bir seri katil varmış. Yaklaşık otuz vaka oldu." dedi. Öylece durdum. "Biliyorum Semih Amca... Geçen gün haberlerde gördüm."

"Yavrum bak çok dikkatli ol. Ben Hatice Teyze'nin dışarı çıkmasına izin vermiyorum şu anda. Sende dikkatli ol." dedi ve simitleri verdi. Sonra hemen ayranı çıkartıp verdi.

"Çok teşekkürler Semih Amca. Tabi ki de dikkatli olacağım." dedim.

Cebimden para çıkartıp Semih Amca'ya verdim. Gülümsedim ve sahile doğru yürümeye devam ettim.

Siyah & BeyazWhere stories live. Discover now