1

7 0 0
                                    

Yüzeysel bir bakış açınızın olmasının en kötü yanı, hissedememenizdir. Ama duygularınızı ve duyu organlarınızın size bahşettiklerini değil, insanları.

Bu yüzden bu güzel ülkenin, güzel bir şehrinde, güzel bir eve taşınacağım. Babam ve ailesinin evine.

Bir şeyleri yeniden yaşamaya başlamak için, buraya taşınmak bir nevi benim bir nevi de annemin bir başka adam için ülkenin diğer ucuna taşınmasının kararıydı.

Bu şehre daha önce gelmiştim ama hatırlamadığımdan eski sınıfımdan bir arkadaşım bir uygulamayla beni interaktif olarak burada küçük bir tura çıkarmıştı yani hakkında birkaç fikre sahiptim.

Fakat biz şehrin içinde değil de koruluk bir yolda ilerliyorduk.

Yanına taşınmadan önce babama beni karşılamaya gelmesini istemediğimi bastıra bastıra belirtmiştim.

Annem zengin bir kadındı. Babamın da ondan altta kalır bir yanı yoktu. Fakat yine de ikisi de şımarık büyümemem için gereken özveriyi göstermişti.

Giyimim, tavırlarım, düşüncelerim orta halli bir devlet memuru kızından yukarıda değildi.

Telefonuma bir bildirim düşünce devasa ağaçlardan gözümü indirip mesaja baktım. Annem beni çok sevdiğini, onu affetmemi ve kendime iyi bakmamı söylüyordu.

Ona defalarca affetmeme gerek olmadığını, bu hayatla başa çıkabildiğimi belirtmiştim ama anlaşılan ikna olmamıştı.

Hem ben heyecanlıydım. Neticede önümde yeni bir hayat vardı.

Yeni arkadaşlar, yeni okul, yeni ortam, yeni aşklar...

İç geçirip annemin mesajına pozitif şeyler yazdığım bir cevap atıp pencereye tekrar döndüm. Bu kez karşımda oldukça büyük, bilmem kaçıncı yüzyıldan kalma gibi duran kocaman bir ev duruyordu.

Tamam babam bu avrupai havalara sahipti ama bu kadarını beklememiştim.

Ben pek bu işlerden anlamazdım.

Babam ve sevgili ailesi iki çocuğu ortada kalacak şekilde sıralanmış beni bekliyordu.

Araba bahçeye girip kapının önünde durunca kapıyı açıp indim. Bavullarımı şoför çıkarıyordu.

"Kızım, hoşgeldin."

Babamla sarıldık ve birkaç adım geriye gidip yeni ailemi inceledim.

Küçük, beş yaşlarında sarışın bir kızla on iki on üç yaşlarında yine sarışın bir erkek çocuk vardı. Bir de anneleri.

Kadının adı Firuze'ydi. O da çocukları gibi sarışındı. Zayıf vücudundaki şiş karnına bakılırsa hamileydi.

O da gülümseyip ilk karşılaşmamızın iyi geçmesi adına hoşgeldin merasimine katıldı.

Küçük kız bacağıma yapışmış, beni odama götürürlerken tanışmaya çalışıyordu.

Odama gelince Firuze kıza seslendi.

"Işılcım ablayı yalnız bırak, duş alsın toparlansın biraz."

"Gerek yok kalabilir. Çok tatlı bir şeymiş."

Buna benzer bir diyalogtan sonra küçük kızla kocaman odada tek başıma kaldım.

Babam beni tanıyordu. Dolapları boyanabilir ahşaptan yaptırmış, yatak başlığı ve taslak mobilyalar dışında bir şey koymamıştı.

Dolapları nasıl istediğimi seçmem için bir katolog yollamıştı ve az çok neyle karşılaşacağımı biliyordum. Işıl kucağıma tırmanmak için çırpınınca onu kucağıma alıp pencerenin altındaki yatağıma ilerledim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 18, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Çapraz Where stories live. Discover now