1

4.7K 545 39
                                    

Geri Dönüş


Ellerimi çenemin altında birleştirip gökyüzünü aydınlatan güneşin ışınlarının seyrinde gözkapaklarımı art arda kapatarak daldım. Kısa sürmüştü. Alışamamıştım hiçbir şeyine , tüm dünyanın güneşi aynıyken buranın güneşi bile yabancı geliyordu bana. Güneşten ibaret miydi? Hayır. Yıldızlar , bulutlar , insanları... Daha sayabilirdim ama gözüme batan çapaklar çenemi kapattırmıştı. Tüm şehri camın önünden izlemeye dalışım aynı zamanda gözyaşlarımın çeneme doğru süzülüşü eşlik ediyordu. Şehrin hareketliliği isyanıma neden olmuştu , bedenimi camdan geriye doğru adımlar atarak "nefret ediyorum buradan" bağrışımla geriye doğru koşturdum. Derin bir iç çekiş yapıp daha fazla bağırdım. Zeminle buluşup başımın bazaya çarpıp başımda bırakan acı darbesiyle bağırmıştım. Öfkem kontrol edilemeyecek biçime gelmişti. Hepsi hepsi hayatımda ilk defa ailemden ayrı geçirmemden kaynaklıydı. Okulun ikinci ayını devirirken ben hala alışma konusunda problem yaşıyordum. Hışımla bedenimi zeminden ayırmak için hareket edip bavulumu hazırlamak için dolabımın kapaklarını açmaya yeltenmemle geri kapatarak sırtımı dolabın kapaklarına yaslayıp zemine doğru süzüldüm. Hıçkıra hıçkıra ağladım , soğuktu fayans... Belki acımı alıp götürür sandım ama geçmemişti. Eğitimim ailem için çok önemliydi. Geri döneceğimi arayıp söylediğimde kabul etmeyip ardından beni alışmam için teselli cümlelerine boğacaklardı.

Disiplinli bir aileye sahiptim. Evin tek çocuğu olmam üzerimdeki disiplini daha fazla arttırıyordu. Babam dominant bir karaktere sahipti. Yirmi yaşıma kadar ağzından bana çıkan her kelime eğitimdi. Bu yüzden anneci tarafım daha ağır basıyordu. Türkiye' de daha iyi bir eğitim alabileceğimi babamın dile getirmesiyle Türkiye'de eğitim hayatımı sürdürmek zorundaydım. Her şey eğitim değildi. Beni düşünmemişti. Bu yüzden babama çok kızgındım.

Okuduğum okulun bölümünde devamsızlık önem taşımadığı için okula gitmiyordum. Kapının çaldığının habercisi olan zilin sesiyle avuç içlerimle göz yaşlarımı silerek kapıyı açtım. Karşımda duran kişiyi tanımayışım diyeceği şeyi beklemeye durdurmuştu beni.

"Pardon yanlış oldu."

Gözlerimi kocaman devirerek kapıyı sert şekilde yüzüne kapattım. Bu gece bu şehirden bu ülkeden ayrılacaktım. Telefonumu alıp göğsüme bastırarak "nolur tanrım" yalvardım. Arama kayıtlarından Kötü Adam ismiyle kayıtlı numarayı aradım. Sanırım babamı en iyi telefona bu şekil kayıt edebilirdim. Çaldı , çaldı , çaldı açmadı... Bedenimi odama götürüp yatağa sert bir şekilde bıraktım. Telefonumun çalmasıyla ekrana bakıp annemin aradığını görmem bu şehirde kalmaya devam edeceğimin cevabıydı. Telefonu açıp annemin işittireceği cümlelere kulak kesildim.

"Eğitim için hala burada kalacağımı para yada herhangi bir konuda mesaj atmamın yeterli olacağını söylemişti."

Düğümlenip yutkunmamda zorlanan boğazım , midemin sıkılıp küçük bir hale geldiğini hissedebiliyordum. "Anne ben burada kalmak istemiyorum." Hıçkırarak ağladığımı belli ederek ardından defalarca "lütfen lütfen" diye yalvardım. Annemden gelen tepki dakikalarca derin derin adlığı nefes idi. Beklemediğim ama bir şeylerin değişip başlangıcı olabileceğini düşündürecek cümleler kurmuştu

"Orada eğitim almak istemediğinden emin misin ?"

Düşünmeden cevap vermiştim.

"Evet evet"

" Burada eğitim denilen bir hayatın olmazsa , buna razı mısın ?"

Düşünmeden cevaplar vermeye devem ediyordum

"Evet anne yeter ki buradan kurtar beni."

Annem;

"Telefonu kapat ve benden haber bekle." demesiyle görüşmemiz son bulmuştu. Son sorduğu soruya verdiğim cevap düşündürse de asla pişman değildim. Okumak benim için sadece bir mesleğe sahip olduğumun göstergesiydi. Kendimi kurtarmak ve ailemin de böyle düşüncesi söz konusu değildi. Yaşadığım yerin bir kısım bölgesi herhangi bir mesleğe bağlılığın önemli ve hayatın boyunca güzel bir yaşamın beklediği özellikle kız çocukları için geçerli olan inandıkları bir inançtı. Beynimin duvarları bu tarz şeyleri duyduğunda gülmemek elimde değildi. Yataktan doğrularak birkaç dakika boyunca tanrıya ellerimi açarak duada bulundum. Evimde bulunan boş odaya doğru adımlarımı ilerletip odanın içinde laminantların üzerine oturup son yerinden çıkarıp kopardığım laminantın yanındakini bir kaç kesici alet yardımıyla çıkararak laminant parçasını kağıt parçasının altına koyup elime aldığım kalem ile yazmaya başladım.

Bunu okuyan ruha ;

Tüm hayatım koca bir kayanın yamaçtan aşağı sürüklenip devrilmesiydi. Buraya geldiğimde tanrının bile yıkamayacağı bir saray kurduğumu sanmıştım. Ruh ! sadece kaçmak istiyorum, kötü günlere uyanmayacağım bir yer istiyorum.

Bant yardımıyla kağıdı laminant parçasının alt tabakasına yapıştırarak laminantı zeminle geri buluşturarak taktım. Çekiç yardımıyla vurarak yerine oturtup ellerimi birbirinin üstüne koyarak laminanta bastırdım. Kafamı tavana kaldırıp gözlerimi tavanla bakışmayı başlatarak tüm odada gözlerimi gezdirip "oku bunu ruh" diye seslendim. Gözlerimi tekrar laminanta sabitleyip tebessümümü bıraktım.

Ruhların bu odada olabileceğini tespit ettiğim günden beri tüm laminat parçalarına aynısını uygulamıştım. Ruhlar sadece bu odaya yada bu eve ait bir şey değildi. Tüm evlerin bir odasında evde yaşayanları bekleyen ruhların hatta evde yaşayanlara göre iyi yada kötü sıfatıyla belirlenen ruhlar olduğuna hep inanırım. İçeriden gelen ses telefonumun çaldığının bildiricisiydi. "Annem" diye zeminden zıplayarak sese doğru koştum. Ekranda gelen arama Aleda' ya aitti. Aleda okulda konuştuğum tek arkadaşımdı. Aslında Türkiye' de tek arkadaş edindiğimdi. Telefonu sessize alarak yatağın üstüne fırlattım. Aleda'yı seviyordum. Dudaklarımdan dökülen "Aleda'yı seviyorum" duraksatmıştı. Sevip sevmeme konusunda pek emin değildim. Başlarda Aleda okulda yalnız kalmamak için ve değerlendirebileceğim bazı durumlarda arkadaş edindiğim biriydi. Karakter olarak uyuşmadığım ama arkadaş edindiğim bir kızdı. Bazen düşünüyorum da uyuşmadığım biriyle arkadaş olmak ve bunu sürdürmek saçma geldiği gibi benim için bir başarı gibiydi de...

+18 İçerecektir.

Aleda sexsle kafasını bozmuş bir kızdı. Her günü yeni penis tadı keşfetmekle geçiyordu. Onun için sexs normalmiş gibi bir erkek ile bir kızın yan yana gelişiyle aynı şeyi ifade etmekteydi. Geçenlerde amfide otururken yan tarafımızda oturan erkeğin gözünün içine bakarak orta parmağını yaladığını gördüğümde ne yapıyorsun diye verdiğim tepki aldığım cevapla şaşırtmıştı. Partnerlerim kabul etse gizli göz önünde bulunmayacak yerde yapmama gerek kalmaz. Bu sexs hayatın ihtiyacı tutkusu normal olan her şey göz önünde yapılmaya açıktır. Şaşkınlıkla verdiği cevabı dinlerken ardından getirdiği cümle gözlerimi koskocaman açmamı sağlayıp aptal diye söylenmemle yanından uzaklaşmıştım. Sen kendini mastürbasyonla tatmin ediyorsun ben ise direk karşı cinsle hallediyorum. Hele bu cümleyi kullanırken sırıtışı yok muydu.

Önce normal mesaj sesi işiten kulaklarım arkasından whatsapp mesaj sesini işitmişti.

"Annem" başlıklı yazan mesaj daha fazla dikkatimi çekip işime yarayacağından ilk whatsappa girmiştim. Bilgilendirmeyi aldığımı , pek vaktim olmadığını ve elimi çabuk tutmam gerektiğini söylüyordu. "Bilgilendirme ?" mırıldandım. Mesajlardan kastettiğini düşünerek mesaj bölümüne geçiş sağladım. Art arda gelen uzun mesajları odaklanarak dudaklarımın kıvrılıp dışarıya dökülüp tekrar kulağıma ulaşacağı şekilde okuyordum. Okuduklarımın tekrar kulağımla işitmemle göz bebeklerim büyüyordu , son mesaj kısmına geldiğimde çığlık atarak dans etmeye başlamıştım.

Saat: 15:45 geçeye uçuş biletiniz alınmıştır. Saate baktığımda kırk beş dakikam kalmıştı. Dolabın kapakları nereye uğrayacağını şaşırmasıyla saldırmıştım. Tüm giysilerimi düzensiz bir şekilde bavulun içine tıkıştırıyordum. Dolabın için tam anlamıyla boşaldığını gördüğümde üzerime bakınıp kendimi baştan aşağı süzmüştüm. Ayıcıklı eşofman , siyah ayıcıklı atlet ve üzerinde ayıcıklı hırka vardı. Geceden kalan pijamalarımdı. Üzerimi değişmek için bavulla ne kadar bakışsam da cevabım olumsuz olmuştu . Üzerimi değişmek için vaktim yoktu. Bavulumu yere bırakarak son yapmak istediğim burada yaşadığım boyunca hayalini kurduğum o anı gerçekleştirmek için tüm odanın camlarına koşturarak şehrin tüm açı görüntüsünden görerek kurtuluyorum diye bağırdım. Dışarıya el sallayarak kahkaha attım.

Bavulumu alıp evden ayrılmak için hareket ettiğimde boş odanın kapalı kapısıyla göz gelmesiyle olduğum yerde duraksadım. Burnumun deliklerini yakacak şekilde içime çektiğim havayla ellerimi yumruk yapıp göğsüme bastırarak aldığım havayı ağzımdan geri bırakarak odanın kapısını açarak içerisinde ortaya geçerek. Etrafımda dönerek yüzüme de tebessüm yerleştirdim. " Özgürsünüz artık ruhlar , kapınızı açtım , özgürsünüz"

Omzumda hissettiğim baskıyla çığlık attım



Umarım beğenirsiniz. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. ❤️😚

ŞEYTANIN İZİ + 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin