Rüya (giriş)

13 1 0
                                    

Sonsuz beyazlarla örtülü papatya tarlasındaydım. Üzerimde uzun beyaz kolları kabarık etekleri dantel detayı olan bir elbise vardı. Papatyaların hafif ama mest eden kokusu vardı burnumda. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Bi tane bile bulut yoktu sonsuz mavilikte. Güneş gözlerimi alıyordu. Keşke güneş gözlüklerimi alsaydım diye geçirdim içimden. Beyaz Converse'lerimle çimenleri ezerek ilerledim sonsuz beyazlığın içinden. Bi yandan sanki birisi ismimi haykırıyordu. Duyuyordum ama sesin ne taraftan geldiğini idrak edemiyordum. Sonra arkamı döndüm. Uzun boylu, mavi gözlü beyaz gömlekli bır çocuk vardı. Ama en çok saçları dikkatimi çekmişti.. Toplamıştı ama önlerden çıkmıştı, toplanmayan kısımları. Aşırı tatlı görünüyordu. Gömleğinin bi kaç düğmesi açıktı. Kimdi acaba gözleri okyanusun maviliğini hatırlatan çocuk. Hem ismimi nerden biliyordu ki? Yanına gitmeye karar verdim. Ama sanki ayaklarım adım atmıyordu. Neden yürüyemiyordum ki. Bı daha denedim yürümeyi. Yine yürüyemedim. Mavi gözlü çocuk benden gitgide uzaklaşıyordu. Nereye gidiyosun diye seslendim arkasından. Beni duymuyor muydu? Bı anda annemin sesini duymamla gözlerimi açmam bir oldu.

PeriWhere stories live. Discover now