HİZMETÇİ

"teklif"

Güzeller güzeli genç kadın Adale, girdiği tüm işlerden bir kaç güne ayrılmak zorunda kalıyordu çünkü iş yerinde ona taciz etmek isteyen bazı serseriler oluyordu. Lanet ediyordu bu adamlara. Sadece erkeklerle de sınırlı kalmıyordu bu durum. Bazen kadınlarda saçma şeyler teklif ediyordu. Adale'nin artık midesi bulanıyordu böyle durumlardan. Düzgün bir iş bulamıyordu. Bulsa bile illaki bir sorun çıkıyordu.

Şuan elinde siyah çakma deri çantası, kırmızı çiçekli uzun elbisesi ve bileğini saran biraz topuklu ayakkabısıyla eğri büğrü yollarda yürüyordu. Artık iş aramaktan ayaklarına kara sular inmişti. Yol üzerinde gördüğü eski bakkala uğradı ve bir adet su ve bu günün gazetelerinden bir kaç tane aldı. Bakkaldan çıktıktan sonra biraz ilerdeki banka oturdu. Çantasını ve suyunu yanına bıraktı. Eline bir tane gazete aldı ve iş ilanlarına bakmaya başladı. Çantasından bir adet mavi tükenmez kalem ve eski model telefonunu çıkardı. Gözleriyle sayfadaki iş ilanlarını taradı. Kendine uygun olan bir kaç iş ilanını işaretledi. Sayfayı tekrar kontrol ettikten sonra telefonunu eline aldı ve numaraları tuşladı. Bir kaç saniye beklemeden sonra telefonu bir bayan açmıştı.

-Alo kimsiniz?

Adale derin bir nefes aldı. İçinden dualar ediyordu.

-Ben Adale Glory. İlanınızı gördüm. Bakıcılık işi için aramıştım.

Telefonun karşısında sanki bıkmış gibi bir oflama sesi geldi.

-Anlıyorum Adale Hanım. Ama bugün bir çok kişi beni aradı. Biz aradığımız bakıcıyı bulduk. Yakın zamanda ilanı kaldıracağız.

Adale derin bir iç çekti. Şansızlığın dibine vurmuştu resmen.

-Anlıyorum hanfendi. Kusur bakmayın iyi günler.

-İyi günler.

Sinirle telefonu çantasına attı. Diğer iş ilanlarına bakmak istemiyordu çünkü artık bıkmıştı. Bu kaçıncı reddedilişiydi. 10'mu? 11'mi? Belki de çok daha fazlasıydı. O da  bilmiyordu. Artık biraz daha iş ilanı görürse kusacaktı. Hayatından nefret ediyordu. Lanet olasıca babası üniversite okumasına izin verseydi belki de böyle olmayacaktı. Kendi istediği mesleğe, doktorluğa ulaşabilecekti ve kimseye muhtaç olmayacaktı. En azından bu kadar sürünmezdi. Gece gündüz çalışır, emeklerinin karşılığını alırdı. O tüm bunları düşünürken karşısında dikilen iri cüsseli adamı fark etmemişti. Kafasını kaldırdığında siyah takım elbiseli birini gördü. Bakışlarını yüzüne doğru çevirdiğindeyse masmavi okyanus gözlü kirli sakallı ve gayet yakışlı birini görmüştü. Kalbine birden bir ağrı girmişti. Neler oluyordu?

-Güzel bayan yanınıza oturabilirmiyim acaba?

Adale karşısındakia adamın sözleriyle daldığı düşüncelerinden çıkmıştı. Hızlıca kafasını salladı ve gazete ve çantasını kendi tarafına koydu.

-Aa evet tabiki de buyrun.

İri yapılı adam gülümsedi ve genç kadının yanına oturdu. Adale ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Belki de hiçbir şey yapmaması gerekiyordu. Ama nedendi bu heyecan? Alt tarafı yanıma oturmak için izin istedi. Evlenme teklifi etmedi ya. Adale düşündüğü şeylerin saçmalığı yüzünden yüzünü ekşitti.

-Bir kaç dakikadır karşı tarafta sizi izliyorum. Mazur görün ama konuşmalarınıza daha şahit oldum. Galiba iş arıyorsunuz.

Adale adamın dedikleri üzerine şaşırdı. Ne yani tüm bu süre boyunca onu mu izlemişti?

-Evet iş arıyorum ama daha henüz bulamadım.

Bu sözler üzerine karşısındaki adam gülümsedi.

-Ben de bu yüzden geldim. Size bir teklifle geldim.

Adale'nin kaşları şaşkınlıkla havaya kalmıştı. Ne teklifiydi ki bu?

-Size kendi yaşadığım yerde hizmetçilik yapmanızı istiyorum. Tabi siz de isterseniz güzel bayan.

Güzel bayan mı? Adale neden o kadar kelimenin arasında güzel bayana takıldığını sorguladı. Ama sonra kendisine bir iş teklif edildiği gerçeğiyle gülümsedi.

-Gerçekten mi? Çok teşekkür ederim beyfendi. Beni ne kafa mutlu ettiğinizi bilemezsiniz.

Adam bu sözler üzerine hafif bir kahkaha bıraktı. "kalbini titreten güzeline" tekrardan baktı. Ne kadar da mutlu olmuştu.

-O zaman yeni işiniz hayırlı olsun Adale Hanım.

İsmini nerden biliyordu? Adale'nin aklına az önce onu dinlediği gelmişti. Adını ve soy adını kadına söylemişti zaten. O bunları düşünürken karşısındaki adamın uzattığı eli yeni görmüştü.

- Teşekkür ederim bayım. İsminiz neydi acaba?

Adale onun ismini merak ediyordu.

-A evet. İsmimi söylemeyi unuttum. Ben Michael. Michael Jackson.

Kadın, adamın uzattığı eli sıktı. Artık bir işi vardı.

Ama nerden bilebilirdi bu teklifin beraberinde ona ne işler açacağını...