•☆•

594 41 49
                                    

Changbin büyük dedesinin ölüm haberini aldığımızda bacaklarımı omuzlarına almış can havliyle sakso çekiyordu.

Ertesi gün balkona attığı sandalyeye oturmuş acıyan dizlerini ovuştururken ortaya boktan bir sarhoşluk aforizması atacak gibi içli gözleriyle kara göğü izlemeyi bırakıp bir anda bana "Benimle gel," deyince başta anlamadım.

O akşam üzerlerinden ikimizin birlikte geçindiği ev arkadaşlarıyla evdeki son dondurma kutusunu buzluğa boş koyduğu için kavga etmişti. Ben de markete gel diyor sandım. Jisung demişti ki asıl problem dondurmayı yemesi değil. Hatta kalan tüm dondurmayı da götüne sokabilirmiş ama kutuyu boş koymak onu kandırmakmış.

"Yarın alırsın."

Sonra içeri girmeye yeltendim. Changbin de bana sandalye çıkarmamıştı zaten. İki üfürüp onun yatağına yerleşecektim hemencecik.

"Cenazeyi yapmışlar, Hyunjin. Nenem beni yarime çağırıyor. Everecek."

Ve 3 Temmuz 2009 yılı Changbin, ben ve perişan yüreğim Changbin'i fakir eden 90 doğumlu vampir Audi'siyle Changbin'in yarine doğru yola çıktık.

Hasta adı Hyunjin'in gurur hırkalı yüreği. Hastalığı karasevda ama tedaviye başlanamadı. Önce Changbin'i şerefsiz yapan korkularından kurtulmak gerek. Şerefsizliği kalsın. Onu kaybedersek Changbin kalmaz çünkü.

El alemin haksız nefretiyle yüz yüze gelmemek için birbirinden başka kimseye bulaşmayan ibneleriz biz. Ben onun başka bir adam tarafından bırakılmış kırıklarının ardını araştırmam, o da benimkilere bakınca ne kim diye sorar ne neden diye. Biliriz çünkü, biz asla doyamadığımız duygularımız ve şehvetimiz için birbirimize sığınmışızdır.

Anadolu'nun bir köyünden olup çocukluğunu ilçeyle tarla arasında geçirmiş bir çocuktur Changbin. Başına buyruk, çevresi için fikirleri fazla çıkıntılı, köylünün gözünde bir hayalperest ve hayatında kır görmemiş ben için yalnızca inatçıdır. Kafasına bir şeyi koyar. Onun için imkan diye bir şey yoktur ki imkansızlık olsun. "Mesela zengin olmak için çalışmam gerekiyorsa ve eğitim alamayacaksam imkanlarım kısıtlıydı diyemem. Hırsızlıkla da zengin olabilirim. Ahlak filan, orasını saymayacaksın. Yani yol ne olursa olsun neticeyi bulur insan." O dönemin sınavlarını birkaç gün çalışarak geçmemin imkansız olduğunu söylediğim vakit bana Poyraz'ın sokağa çıkan merdivenlerine oturmuş eve dönmeden önce ayılma sigarasını içerken bunları söylemişti işte. Sonra ertesi sabah oturup bana çıkarmak için saatlerce uğraştığımız kopyaları ezberletti. Ahlaksızca bir yol, ben o kopyaları ezberledikten sonra neredeydi anlamamıştım ve bana beni basitçe çalıştırdığını söylediğimde beni öperken yaptığı gibi yüzüne yaklaşıp parmak uçlarına çıkmış, ben kampüsün geniş bahçesinde basılacağız diye ödüm koparken işaret parmağını şakağıma saplayıvermişti. "Burada." Manyak o da. Kötü olduğunu sanıyor ancak ateist olmanın yanında gelen değerlerinin baskısına yenik düşüyor. Tanrı çevremizdeki çıkarsız iyilikleri göstermek için bir de ona inanmayanları yaratmış derler ya, ben inanmam ama buna, anlayana iyi bir şey belki ama bize değil. Biz kötü olsak daha güzel yaşarız. Tutup da iki sevişeceğiz diye kondom parasından kaçınmak için hasta olursam sen suçlusun diye dalga geçmeye devam etsek de bunu paramız olduğunu için daha rahat söyleriz.

Changbin böyle istediğini yapmanın ya da yaptırmanın bir yolunu bulur işte hep. Gönlünden bir tamam gelmese kılı kıpırdamaz hiçbir şeye. Bu yüzdendir ki memleketindeki sevgilisine gidişine sesimi çıkaramıyordum. Bir de yarim diyordu. Madem onu bu kadar çok seviyordun, o halde onu görmek için niye ninenin telefonuna bakıyorsun, niye buraya gelirken onu da almadın yanına? Bahsedemiyoruz. Ben ağzımı açamıyorum. Changbin'i omuzlarından tutup onun siki var mı ama diyemiyorum.

Gideni Var Sevdiğine, ChangjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin