D-1

3K 120 81
                                    

"Tamam Jake havuzun su sorunu ile ilgilenirim merak etme şimdi kapatmam lazım aksi taktirde okula asla yetişemeyeceğim." ahh, selam hergün bunun gibi çokça telefon alıyorum. Sebebi mi? Tabi ki okul başkanı olduğum için, derslerimden çok okulun işleri için koşturuyorum. Derslerim mi? Ahh, onlar ise harika derece de berbatlar şu sıra. Kulaklıklarımı takmış gelmesine 1 durak kalmış otobüsü bekliyordum. otobüse bindikten sonra her şeyden bahsedicem merak etmeyin.

Neyse ki otobüste oturacak yer varmış. Şimdi başlıyorum. Her şey bu yaz tatilinin başında başladı. Babamı iş gezisinden döndüğü esnada alkollü sürücünün ters şeritten gelmesi ve sonucunda babama çarpması sonucu kaybetmiştik. Her şeyin başlangıcı buydu. Babama çok düşkün biriydim en küçük sorunumu bile babama anlatırdım onu kaybettikten sonra ağır bir depresyon sürecine girdim, odamdan kapı dışarı çıkmıyor, ağzıma gram yemek sokmuyordum soksam bile 2 3 dakikaya kusuyordum. Dışa dönük karakterim tam tersine dönmüş aksine içe daha dönük biri olmuştum.

Yeme sorunlarım ise tam o esnada patlak verdi. Daha sonra gittiğim bütün kurslarda insanların küçümseyici bakışları, acıyıcı söylemleri yüzünden gitmekten vazgeçtim. Psikoloğumun dediği kadarıyla sosyal anksiyetem ise o sıra patlak vermiş. Annem durumuma çok üzülüyordu, tabi ki o da çok üzülmüştü sonuçta yıllarını beraber geçirmişlerdi annemle babam birbirine çok aşıklardı hep onlar gibi bir aşk ve ilişki isterdim. Annem benim böyle olmama dayanamamış okullar başladıktan sonra gizlice müdür ile konuşup. Okul Başkanlığına adaylığımı koydurmuştu. Tabi hiç birşeyden haberim yoktu, öğrenince anneme çok kızmıştım. Ama mucize bir şekilde başkan olmuştum. Hastalıklarım mı? Onları hala atlatmaya çalışıyorum kimseye belli etmeden.

Bunları size anlatırken yanıma benden en fazla 2 veya 3 yaş büyük biri oturmuştu o kadar kendimi vermiştim ki bunları anlatmaya çocuğu görünce korkmuştum . Tepkim onu da hem korkutmuş, hemde gülümsetmişti. Çocuğu dikkatle süzünce bizim okul forması olduğunu görmüştüm. Ama okuldaki herkesi tanırdım nakil olmalıydı diye geçirdim içimden, meraklı yapım dayanamayıp sordu en sonunda "Nakil öğrencisi olmasın ilk defa seni görüyorum çünkü." adını bilmediğim çocuk bana gülerek bakarken birden gülüşü solmuş şaşkın bir ifade almıştı yüzünü. İtiraf etmeliyim ki çocukta son derece farklı bir elektrik vardı ve gülüşü çok güzeldi iç ısıtan tiptendi yani. "Hayır, aksine okulda senden önce bile vardım Yang Jungwon, beni nasıl tanımazsın hem okul başkanı olacaksın." Bir dakika bir dakika hem nakil değildi, hemde adımı ve soyadımı biliyordu yaka kartımdan adımı okusa sorun değildi ama okul başkanı olduğumu biliyordu. Onu nerden tanıyabilirdim ki?

"Pardon, cidden çok özür dilerim ama sizi gerçekten tanımıyorum." o sırada adını okumak için yaka kartına bakmıştım 'Park Jong-Seong' yazısını okuyunca bişeyler birleşti ama cidden tanımıyordum. Adının Jong-Seong olduğunu öğrendiğim çocuk elini bana uzattı ve şunları söyledi. "Adım zaten orda yazıyor ama uzun olduğu için Amerikan ismimi yani Jay'i kullanıyorum. Üstelik okulun yüzme kolu takım kaptanıyım." İşte şimdi taşlar yerine oturmuştu, evet Jay takım kaptanıydı. Ama sınıftan nerdeyse hiç çıkmaz çıkarsa bile bodrum kata yani havuzun olduğu kata inerdi. Yani Jake öyle derdi.

İçe çok dönük biri olduğunu ama arkadaş ortamında veya rahat hissettiği insanların yanında çok konuştuğunu da duymuştum. Üstelik okul adına kupa alacakları zaman Jay ya gelmezdi yada geç kalırdı. Bu yüzden havuzun çoğu işini Jake bana bildirir bende yapılması için talimat verirdim.

"Biraz daha hayal dünyana tıkılı kalırsan durağı kaçırıcaz,kalk hadi" gerçekten iyi çocukmuydu yada bana iyi rolünü mü oynuyordu bilmiyorum. Ama kafa sallayarak onu onayladım ve otobüsten indik okul kapısında kadar elini kolumu tuttuğunu bile fark etmemiştim. Kolumu bırakıp kafa sallamış ve uzaklaşmıştı. Okula girdiğimde hemen öğretmenler odasına gidip dünden kalan bir kaç evrağı imzalatmak için matematik öğretmenini aradım o sırada önüme aniden biri çıkıp bütün kağıtları birbirine katmıştı. Ahh, bu tabi ki Kai'ydi

"Ahh, özür dilerim Jungwon,Jeongin hyungun attığı ses kaydını dinliyordum,kendisi şu sıra 4. Sınıflardan Sooyoung noonaya aşık her hareketini anlatıyor dinlemedin mi ses kayıtlarını. Ah tamam çok konuştum özür dilerim." Ufak bir sırıtış belirdi yüzümde Kai böyleydi utanınca çok saçmalardı alışmıştım yani "Sorun değil, Kai dikkat et ama yürürken ben olmayadabilirdim çarptığın kişi hadi sen derse git benim işim var" kafasını sallayıp uzaklaştı ordan bende o sırada kağıtları toplamakla meşguldüm.

...

Neden bu kadar yoruluyordum ki her gün!! Aslında anneme teşekkürlerimi tabi ki sunuyorum fakat yorulma konusunda aynı fikirde değiliz üzgünüm anne. 3. Derse kadar derslere girmemiştim okulun işleri ile uğraşmaktan. Sahi nerde bu müdür diyeceksiniz. Okulumuzun müdürü tam bir paragöz, o parasını alsın yeter ki ama iş yapmasın yani kolay iş kolay para kafasında zavallı adam.

Şimdi havuza inip, havuzun ışıklandırmasına ve klor düzeyini kontrol etmem gerekiyordu bakalım Jake doğru söylüyormuydu. Bodrum katına gelip soyunma kabinlerini geçtikten sonra havuza gelmiştim. Işıklandırmalar onarılmış klor düzeyi tam istenilen gibiydi. Ama bir kıpırtı vardı havuzda bir süre bekledikten sonra havuzun içinden bugün otobüste karşılaştığım sarı oğlan çıktı. Sarı oğlan dediğime bakmayın Jay işte. "Oh, sen ne arıyorsun burda." Jay kahkalara boğulmuştu komik olan neydi ki şapşal "Hani ben yüzme takımındayım üstelik kaptanım ya hani Yang Jungwon." Of çocuğa şapşal diyordum ama kendim tam bir aptaldım. Jay'den özür dilemiştim ve neden geldiğim konusunda açıklama yapıp ona kahve teklif etmiştim

"Buraya çok sık gelirim favori kahve dükkanlarımdan biri üstelik tarçın aromalı franbuazlı kahvesi mükemmel bişey." Sözümü tutmuştum tutan biriydim yani, ama Jay o kadar rahat görünmüyordu elleri sürekli hareket halinde kendisi ise oturduğu yerde hareket ediyordu, anlamıştım gergindi kalabalık ortamları sevmiyordu. "Kahvelerimizi ve kurabiyelerimizi alıp sahile inmeye ne dersin?" Onu rahatlatmıştı ve nazikçe kafasını sallamakla yetindi.

Sahilleri oldum olası severdim her yaz tatili gittiğimiz yazlığımızda denizin hemen karşısındaydı, sabah erken saatte denize girdikten sonra üst kattaki annemlere yalvar yakar terasımıza yaptırttığım odama geçerdim rüzgarın sakince esmesi hoşuma gider uyuya kalırdım. Bazen kitap okur, müzik dinler veya bilgisayarda makale okurdum. Bu huzur verici düşünceden kurtulup Jay'e baktım oldukça etkileyici yan profili dikkatimi çekmişti. Çok yakışıklıydı inkar edemezdim güldüğünde oluşan gamzeleri oldukça hoş bir enerji veriyordu. Jay'den oldukça değişik bir elektrik alıyordum.

"Buraya ilk defa gelmiştim, artık kendimi iyi hissetmediğim zamanlar buraya gelicem oldukça değişik bir hissi var buranın, kendinin yenilenmesini sağlayan bir hissi var oldukça hoş." Bunları anlatırken gözlerinin içi parlıyordu. Oldukça hoştu, heyecandan içim içimi yiyecekti çok güzel bir histi

~~~

Kahvelerimizi içmiş eve dönüş yoluna gelmiştik. Güzel bir gün geçirmiştim uzun zaman sonra yenilenmiş gibi hissediyordum. "Bugün için teşekkür ederim Yang Jungwon antrenmanlar dışında ilk defa dışarıya çıkma fırsatım olmuştu." Onun mutlu hissetmesi herşeyi daha da güzel yapmıştı."Ne demek Hyung ne zaman istersen tekrarlayabiliriz." bende eğlenmiştim çünkü evlerimiz ters yönde olduğu için ayrılmamız gerekiyordu."Şey hyung sarılabilirmiyim sakıncası yoksa." bu sorum onun gözlerinin içinin parlamasını sağlamış gibiydi."Tabi ki." diyip kollarını benim için açmıştı bende ona sarıldım vücudum yanıyordu nedenini anlamamıştım. Ondan ayrıldıktan sonra "Eğer sakıncası yoksa seni öpebilirmiyim Yang Jungwon." kızardığımı hissediyordum "Yanlış anlama yanağından." diyerek gülümsemişti benim utanmam onunda utanmasına sebep olmuştu. Kahkaha atarak olabilir şeklinde başımı salladım. Yanağımı öptüğü sırada kalbim yerinden fırlamış gibiydi.

Daha sonra yollarımıza doğru ilerlemiş ben bile yolun kendi enerjisine dalmışken birden "Yang Jungwon tekrar ve tekrar teşekkür ederim." kahkaha atmıştım oldukça şapşal davranmıştı. O an asla bana neden bu kadar minnet duyduğu hakkında düşünmemiştim."Rica ederim hyung kendine dikkat et." çok mutlu hissediyordum eve gelince yorgun olunca hemen uyumaya karar verdim çünkü mutluluğum kısa süreliydi.

Çünkü Jay Hyung asla eskisi gibi olmadı bir daha.

/////

Umarım beğenirsiniz oy vermeyi unutmayın keyifle okumalar

Swimming Pool | JayWonWhere stories live. Discover now