Giriş

3.2K 276 92
                                    

Dillere destan bir Osmanlı aşkı hikayesine hoş geldiniz

Başlama tarihiniz.. ❤🥀

***

"Sultanım, ileride birileri var. Böyle devam edelim isterseniz."

Kaya elinde ki eskimiş, yaprakları sararmış ve iyice dökülmeye yüz tutmuş deri kaplı kitabıyla kendini dünyadan soyutlamış gibiydi. Hafsalasına nakşettiği bilgiler öyle muazzamdı ki başı bile dönüyordu bazen. Gözleri parıldıyor, olayları bir roman edasıyla yazan bu vakanüvisi taltif edebilirdim düşüncesiyle esefleniyordu.

Arkasındaki kalfası onu tekrar uyanmaktan çekindiği için sıkıntıyla bir iki nefes alsada artık çok geçti. Kaya Sultan sanki kendisine hiç bir şey söylenmemiş gibi elinde ki kitabıyla son sürat ilerliyordu.

Hemen arkalarında duran harem ağasına el ettiğinde ağa alelacele öne doğru atılmıştı ama nafileydu, onları fark eden etmişti ve yüzünü bir sultana çevirmişti bile. Ah ki Sultanının bu başına buyrukluğu ne de talihsizlikti!

Ahmet Paşa o sırada karşısında duran, iki paşayla az önceki divan hakkında hasbihal ederken elini kaldırıp derdini anlatıyordu ki arkada olan hareketlilik dikkatini çekti ve başını kaldırdı. İki saniye ne gördüğünü idrak etmeye çalışan gözleri idrak ettiğinde hayretle açıldı, açıldı, açıldı. Sanki idrak edememişte daha da etmek ister gibi. Gözlerinin gördüğü de neydi böyle?

Yeryüzünde süzülen bir melek mi?

Bir melek kırmızı kaftanın içine sığar mıydı? Sığacak olsa dahi kendisi bir melek görmek şerefine nail olabilir miydi?

Saniyelerin seneler gibi geldiği o anlar, harem ağasının sanki melek yüzü kendine haram edermiş gibi destur çekmesiyle son buldu.

Destur çekildiği an arkasına dönmek zorundaydı, aksi başının üstüne ağır gelen bu kellesini keskin bir kılıcın, hiddetli bir celladın önüne koymak olurdu ancak o an bu melek suret için veremeyeceği can yoktu.

Kaya Sultan, ağanın sesiyle daldığı derin kitap kuyusundan korkuyla ayıldı. Hafif bir kızgınlıkla onu bu güzel anlardan ayıran ağaya dönecek olsada bakışları tam ileride olan, kendisine kaşıkçı elması görmüş gibi bakan kudretli bir vezirle göz göze geldi. Masmavi bir göz müydü o gördüğü?

Peçesi?

Peçesi yoktu!

Utanç birden yüzüne vurduğunda bembeyaz tenine vuran kızıllık ile hızla arkasını döndü. Paşanın yapması gerekeni Hanım Sultan yapmıştı.

Bir dem gelip geçen o bakışma yüzyıllarca konuşulup dillere destan olacak bir aşkın tohumuydu. Arkasından cilt cilt romanlar yazılacak, bazı gönüller bu aşkın bir zerresini tadabilmek için belki de günlerce Yaradana dua edeceklerdi.

Bu hikaye Kaya Sultan ile Melek Ahmet Paşa'nın hikayesiydi.

**

Giriş bölümü ile karşınızdayım. Hiç yazmadığım bir tarz ama  çok severek yazdığım bir hikaye olacak❤

Dikkat! Dikkat! Dikkat! Hikaye gerçek hayatta yaşayan kişileri içerisinde barındırsada tamamen bir kurgudan ibarettir!!

İsmihan Kaya Sultan, Bağdat Fatihi 4. Murat Han'ın kızıdır.

Melek Ahmet Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nda belli bir süre Vezir-i Azamlık makamına gelmiştir ve İsmihan Kaya Sultan'ın zevci olduğundan hanedan damadıdır.

Kısa hikaye tadında...

Nasıl buldunuz?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 15, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AŞK-I DERUNWhere stories live. Discover now