Düşlerin ötesi

50 22 15
                                    

Gökyüzü var evet ! Uçsuz bucaksız ve masmavi bir gökyüzü...

Fakat benim kanatlarım yok .
Uçup dokunamıyorum...

Bir kalbim var evet , kimine göre sevgi dolu kimine göre kırık.

Fakat ben hissetmiyorum.

Bir güneş var evet , heryeri ısıtıp aydınlatan.
Fakat benim dünyam kapkaranlık ve soğuk...

Bir hayat var evet ,önümde upuzun.
Fakat ben hayatımı sevmiyorum...

Küçük adamdan ARYA'ya

Mektuplar vardı küçük adamı heyecanlandıran, onu mutlu eden . Tek arkadaşı cam kenarındaki saksıda yetişen siyah petunyalar olan küçük adam ,son zamanlarda kendine bir mektup arkadaşı bulmuştu.Merry annesinin kendi elleri ile diktiği petunyalar artık kıskanmaya başlasa da küçük adam mektup günleri dışında uzun uzun konuşur, petunyalarının gönlünü alırdı.  Aslında bakılınca saksıdaki çiçeklerden ibaret olan siyah petunyalar küçük adamın tek dostlarıydı.

"Hazır mı mektubun küçük adam ?" dedi Merry .  Mektupları toplama zamanı gelmişti.

"Evet !" dedi küçük adam heyecan ile ,gözlerinin içi hüzünlü olsa da heyecanı henüz ruhunu terk etmemişti. 

"Ahh! Az kalsın unutuyordum Merry.  Lütfen bir tane papatya koyar mısın zarfa . Mektup arkadaşım çok seviyor."

Bu onların vazgeçilmezi gibiydi . Arya mektubuna her zaman kendi çizdiği resimlerden birini koyardı, küçük adam ise Arya'nın en sevdiği çiçek olan papatyayı.

" Sen söylemesen yani unutsan bile ben unutmam oğlum" dedi Merry. Yüzündeki gülümseme buram buram şefkat kokuyordu.

Bu yetimhanede küçük adama en yakın kişi Merry idi . Küçük adamı tıpkı  kendi oğlu gibi seviyordu.  Eski bir rahibeydi Merry.  Manastırdan atılınca bu yetimhanede çocuklara bakmaya başlamıştı. Hayatı kilitli bir kutuya hapsedilmiş gibiydi . Fazla güzel ve fazla gizemliydi Merry .

" Merry ! Sence bir gün onu görebilir miyim ? Onu çok merak ediyorum Merry."

" Düşlerinde gördüğünü söylemiştin.  Bu sana yetmiyor mu küçük adam?"

Ahh o düşler,  bambaşka bir küçük adamın olduğu düşler.

" Evet ama ..." dedi küçük adam isteksizce. Bir süre duraksayıp ,
" Orada sadece benim istediğim gibi . Acaba gerçekte nasıldır.  Kim bilir ne kadar güzeldir" diye devam etti küçük adam.


" Seninki basit bir hayranlık bence.  Tek dostun o . Bence çok bağlandın.  Bak oğlum senin dünyan buradan ibaret ,bir de düşlerin var tabi . Ama onun kim olduğunu bile bilmiyoruz. Üzülmenden çok korkuyorum evladım.  Buna dayanamam.  Lütfen düşlerden öteye gitme..."

" Haklısın Merry,  ben... " yüzü düşmüş, sesi hüzünlü çıkıyordu.

" Ahh hayır! Kendini kötü hisset diye demedim.  Sen bizim neşe kaynağımızsın, sevgi dolusun . Çoğu zaman biz büyükleri şaşırtıyorsun.  Boşuna sana küçük adam demiyoruz ya " dedi Merry, teselli edercesine .

Tekerlekli sandalyesini cam kenarına doğru itip , " Biliyorum Merry, ben iyi biriyim . Ama iyi kişiler hep kazanamaz. Haklısın.  Güzel olsa bile ben bu haldeyken sadece mektup arkadaşım olur . Üzülmedim ama ,kendini kötü hissetme lütfen . Adıma gelecek olursak , neden bana küçük adam dediğinizi hepimiz biliyoruz zaten ."

Hüzünlü bir başlangıcı vardı, ve hüzünlü bir devamı.  Sonu ne olur bilinmiyordu ama ,küçük adam hayatının senaryosunu ezbere biliyor gibiydi .  Belki de ömrünü güzelleştirecek bir armağana ihtiyacı vardı, kim bilir...

Merhaba, ben geldim. Buram buram aşk kokan ,hüzün ile süslenmiş, biraz da şefkat esintileri olan bir hikayem var sizler içinOkuyanların beğeneceğini umuyorum.  Kurgu bana ait ,her zamanki gibi . Ayrıca kitap çok yalın ve duygusal olacak . Hazin bir sonu olacak ve evet bazen düşünürken ben bile hüzünleniyorum.  Bu kurgu çoktandır aklımdaydı. Asıl hesabımdan paylaşmak isterdim ama maalesef ...

Neyse , şimdi ilk bölümü sizlerle.  Kısa bir bölüm oldu evet . Tanıtım gibi düşünün.

Küçük adama hepimiz aşık olacağız .  Ben kendisine hayranım da .

ODA:18 biter bitmez üst üste bölüm yazarımTanıtımı bırakıp gidiyorum.

Ayrıca lütfen destek olun . Yazmak eşsiz bir şey evet ama birilerinin okuması da en az o kadar güzel

Hadi ben gittim , huzurlu kalın...

SİYAH PETUNYA Where stories live. Discover now