#1

40 7 0
                                    

Minhyuk
Her zamanki gibi sıkıcı bir gün geçirdim. Veterinerdim, ailem küçükken doktor olmamı çok fazla istemişti ama ben insanları sevmiyordum çünkü hayvanlara zarar veriyorlardı. İnsanları kurtarmaktansa hayvanları kurtarmayı seçtim ben. Sürekli insan görmekten bıktım. Keşke hayvanlarla konuşabilseydim diye geçiriyordum çoğu zaman içimden. Bugün de her zaman olduğu gibi hayvanlarla ilgilendim. Hayvanlarla ilgilenmekte sorun yoktu benim için evet ama genelde oluşan yaralar ya da kazalar sahiplerinin yüzünden oluyordu.
.
.
.

İşten çıktığımda eve gittim. Ailemi 19 yaşımda terk ettim çünkü yaptıkları psikolojik baskılardan nefret ediyordum. Babam isteseydi beni bulup öldürebilirdi bile ama yapmadı. En azından hayattayım, bu sanırım babamın benim için yaptığı tek şey. Geri dönmeyi asla düşünmedim. Babam hiçbir zaman insanlarla düzgün iletişim halinde olmadı. Her işini evindeki adamlarına yaptırırdı. İstediği şey olmazsa ve işler yolunda gitmezse insanlara asla bitmeyen parasıyla rüşvet verir, her istediğini yaptırırdı. Defalarca insan öldürdü, ağaçları yaktı, eziyet etti canlılara. Babamdan her zaman nefret ettim. İnsanların beni onun oğlu olarak bilmesi sinirlerimi bozuyordu.

Annemse babamı evdeki adamlardan biriyle aldatan biriydi sadece. İkisinden de tiksiniyordum ve her dediklerini yapmak zorunda bırakıldığım için kaçtım.

Silah kullanmayı seviyordum, hayvanlara ya da insanlara zarar vermek için değildi bu hevesim, sadece hoşuma gittiği için günde birkaç dakika atış yapıyordum ama hala kendimi geliștirememiștim.

Atış yaptıktan sonra evdeki köpeğime -Jüpiter- mama verdim ve kulaklığımı takıp uyudum.

Zilin çalmasıyla uyandım. Uykuluydum. Saçlarımı karıştırarak kapıyı açtığımda küçük, adını bilmediğim bir çocukla karşılaştım. Elinde bir kutu vardı. "Meyhaba, ben Lia. Annemle yandaki daiyeye taşındık. Annem tanışabilmemiz için biyaz yiyecek göndeydi." dediğinde gülümsedim. R harfini söyleyemiyordu ama çok tatlıydı. "Çok teşekkür ederim. Hoş geldiniz." dedim gülümseyerek. Hâlâ gülerek kapıda bekleyen Lia'ya "Hayvanları sever misin?" diye sordum. "Evet" dediğinde "Hadi annenden izin alalım da sana hayvanları göstereyim." dedim. Kliniğim oturduğum apartmanın en alt katındaydı. İzin aldıktan sonra kliniğime gittik ve iyileşmekte olan hayvanları tek tek Lia'ya tanıttım.

Lia'yla arkadaş olmuştuk. Şu anki en yakın arkadaşımdı.

OBSCURITY Where stories live. Discover now