1. Bölüm

435 18 4
                                    

Bir zamanlar biri bana bu dünyada sır diye bir şeyin olmadığını ve bir sırın, iki veya daha fazla kişi tarafından bilindiğinde artık bir sır olarak kabul edilemeyeceğini söylemişti.

Sırlara sahip olmayı, bir şeyler saklamayı sevmiyordum ve zaten bunun eğlenceli olduğunu da düşünmüyordum. Bir şeyler saklamak, hayatımı daha da berbat edecekti.

Tüm bu düşüncelerime rağmen ne zaman başlamıştı bilmiyordum ama her zaman saklamam gerektiğini hissettiğim bir sırrım vardı.

Başkalarının asla öğrenmemesi gereken bir sırdı. Ortaya çıkmaması için elimden geleni yapmaya çalıştığım bir sırdı bu.

İçten içe bir şeylerden korkuyordum.

Belki de sırrım artık bir 'sır' olmadığında...

Bazı şeyleri kaybetmekten korkuyordum.

•••

"Pran! Arkana dikkat et!"

Vay be! Thud!

Arkadaşımın uyarısıyla anında harekete geçip, bana saldırmak üzere olan rakibimden kaçınmak için bir hamle yaptığımda ıskalayarak yere serildi.

Sinir dolu bir ifadeyle bana bakarak düştüğü yerden ayağa fırladı. Titreyerek yukarı kaldırdığı yumruğu çeneme yerleştirmek için hazır gibiydi.

Havada asılı kalan yumruğunu hızlı bir refleksle tuttuktan sonra yumruğumu kaldırdım ve yüzümü yana yatırarak yumruğumu çenesinin diğer tarafına geçirdim. Daha önce de biraz dayak yediği için nefesi kesildi ve bir adım geri çekildi.

"Sen!"

"Puck!"

"Ugh!"

"Pran!"

Önümdeki piçe çok odaklanmış olmalıyım ki sert bir şekilde sırtıma inen ayakla ancak kendime gelebildim. Toplanmama izin vermeden ağzımın köşesine inen ağır darbeyle yere düştüm ve sert zemine çarpan ellerimin acısıyla vücudumu büktüm. Yukarı baktığımda beni tekmeleyen piç kurusunu gördüm. Kanla karışık bir sıvıyı yere tükürüyordu.

Dudaklarımdaki kanı acıyan parmaklarımla sildim ve arkadaşıma yardım etmek için harekete geçtim.

"Wai, git Kae'ye yardım et!"

Elimden geldiğince hızlı bir şekilde diğer arkadaşıma seslendim. Kae'yi kontrol etmek için kafamı döndürdüğümde iki düşman tarafından etrafı çoktan sarılmıştı.

Wai, ona doğru uzun bir adım atmadan önce başını salladı ve rakibinin karnına vurdu.

Bunu söylerken ağzımın içindeki yapışkan tükürüğü neredeyse yutuyordum. Önüme döndüğümde dişlerini çıkartmış beni ısırmak isteyen üç köpekle karşılaştım.

Böyle kavganın tam ortasındayken, tüm bunlara neden olan kişi hangi cehennemdeydi?

"Neyin var, Pran? Yüzün çok solgun görünüyor." Sesin sahibi tam önümde durarak gülümsedi. Giderek bana doğru yaklaşırken elleri pantolonunun cebindeydi.

"Ne istiyorsun?"Kaşlarım benim iradem dışında çoktan çatılmıştı.

"Korkuyor musun?"

Huh.

Ağzımın köşesi yukarı doğru kıvrıldı ve boğazımdan yüksek bir şekilde öksürdükten sonra gülmeye başladım.

Sonra ne mi olmuştu?

Ben daha ne olduğunu anlayamadan sıktığım yumruğumu önümdeki kişinin yanağına sert bir şekilde geçirdim.

Yumruğum yüzündeki yerini bulduğunda ağzının köşesinde tatmin edici bir gülümseme kondurdu.

Pat&Pran StoryWhere stories live. Discover now