don't

2.2K 67 34
                                    

"Amına koyarım böyle sınavın" diyerek kafasını çalan teneffüs ziliyle sıraya koydu Taehyung.

"Kötü müydü"

"Evet bok gibiydi"

Neredeyse haftalardır çalıştığı sınavın sonucunda hiçbir şey yapamaması moralini çok bozmuştu, fakat kafasını okşayan küçük elin varlığını hissettiği an tüm morali yerine gelmişti.

Kafasını kaldırıp baktığında sol tarafında oturan ve önündeki defterle uğraşan fakat elini olduğu yerden çekmeden yaptığı için tek eliyle oldukça zorlanan Jungkook'u gördü.

"Ders Bayan Park'ın Kook. Yanlış defteri karıştırıyorsun." diyerek dikkati defterin üzerinden kendisine çekti.

"Oh gerçekten mi, bir ders daha tarih sanıyordum. Artık uyuyabilirim" dedi rahatladığı yüzünden belli oluyordu.

"Evet sen uyuyacaksın, ben ders dinleyeceğim"

"Kimya dersini nasıl seviyorsun anlamıyorum gerçekten"

Çalan zilin ardından yarısı boşalmış olan sınıf yavaş yavaş dolarken Taehyung, kafasını sıradan kaldırıp kimyayla ilgili notları tuttuğu defterini koydu sıranın üzerine.

Aynı zamanda Jungkook da karıştırmayı bıraktığı tarih defterini sıranın üzerinden kaldırıp uyumak için alan açtı kendine.

Çok uzun sürmeden Bayan Park'ın içeri girmesiyle Jungkook uyumak için boşalttığı sıranın üzerine kafasını koydu, Taehyung da onun bu hareketi üzerine teneffüste Jungkook'un ona yaptığı gibi bir elini saçlarına koyup okşamaya başladı.

Yaklaşık 1 aydır okul ve ders çalışmak için gittikleri kütüphane dışında görüşemiyorlardı, bu yüzden birbirlerini her yönden çok özlemişlerdi ve son sınavın da bitmesiyle birlikte rahatlamış, özlemleri ikiye katlanmıştı.

Taehyung dersi dinlerken bir yandan da uzun parmaklarının altındaki siyah, yeni uzamaya başlamış tutamları okşarken, parmaklarını yavaşça Jungkook'un ensesine oradan da tişörtünün yakasının altına doğru gezdirdi.

Dokunuşları belli belirsizdi ve Jungkook'un nefes alış verişlerindeki kesilmelerden doğru yolda olduğuna karar vermişti.

Tişörtün ense kısmından içeri soktuğu parmaklarını yavaşça çıkartıp parmaklarını tekrar siyah tutamların arasına daldırdı bir süre sonra yavaş tempodan sıkılıp elini bacağına koydu ve yavaşça okşamaya başladı.

Jungkook'un derin nefes alışından sonra elini daha da yukarıya, kasıklarına çıkartıp belli belirsiz dokunuşlarına devam ederek kasıklarını okşamaya başladı.

Jungkook kafasını sıradan kaldırıp kimseye belli etmeden Taehyung'la konuşmaya çalıştı.

"Olur olmadık yerlerde zor durumda bırakmayı neden bu kadar çok seviyorsun"

Kesilen nefesiyle söylediği cümlenin ardından Taehyung yavaşça gülümsedi ve hiçbir şey olmamış gibi Jungkook'un kasıklarını okşarken dersi dinlemeye devam etti.

Jungkook kasığındaki elin zaman zaman hızlanıp yavaşlamasıyla tıpkı hipnoz olmuş gibi bakışlarını diktiği sıranın üzerine tekrar yattı ve kafasını Taehyung'u görecek şekilde ona çevirdi.

Taehyung gözlerini bir an bile tahtadaki yazılardan ayırmayıp aynı zamanda da elini kasıklarında gezdirmeye devam ediyordu ki bu her şeyi daha da çekilmez yapıyordu.

"Tae dur artık" dedi aldığı derin nefesin ardından

"Ders dinliyorum Kook sessiz olur musun"

Tahtadan gözünü ayırmadan söylediği cümlenin ardından sanki durmasını değil de daha fazlasını istemiş gibi elini pantolonun üzerinden belirginleşen penisi üzerine getirdi ve yavaşça okşadıktan sonra tekrar kasıklarına döndü Taehyung.

"Pislik, çok gıcıksın"

"Hayır çok yakışıklıyım"

Fısıldayarak konuşmalarının üzerine nihayet gözlerini tahtadan çekip Jungkook'un gözleriyle buluşturdu Taehyung.

Jungkook'un ona fazlaca muhtaç bakışından kendini hemen ayırıp tekrar dersi dinlemeye döndü, uzunca bakışırlarsa ne olacağını çok iyi biliyordu ama şuan sadece uğraşmak istiyordu.

Ellerini kasıklarında bir süre bekletti, yavaşça tekrar penisine doğru işaret parmağıyla küçük bir yol çizdi ve parmağını penisine bastırdı.

Olduğu yere kafasını daha da gömerek olabildiği kadar sessiz inledi Jungkook.

Yaptığı şeyin gururuyla gülümsedi Taehyung. Gerçekten çok seviyordu Jungkook'u zor durumda bırakmayı. Ve bir de üzerine neredeyse 1 aydır hiç bu yönde dokunmamış olmasının da verdiği hırsla, parmağını olduğu yerde ileri geri sürttükten sonra tekrar kasıklarına döndü uzun kemikli elleri.

Taehyung'un elleri Jungkook'un kasıklarını bir sürü kez daha dolaştıktan sonra çalan zille kafasını sıranın üzerinden kaldırıp Taehyung'un yaptıklarından gayet memnun olduğu belli olan suratına baktı Jungkook.

"Pisliksin"

"Çok duydum bunu senden kabulleniyorum artık, kalk hadi" diyerek bileğinden tutup öğretmenin yeni çıktığı sınıf kapısından hızlıca çıktılar.

Zilin yeni çalması yüzünden henüz boş olan koridorlarda neredeyse koşarak girdikleri boş tuvaletin kapısını kilitledi Taehyung.

Kapıyı kilitledikten sonra arkasını dönüp baktığında lavaboların olduğu tezgaha yaslanmış bir şekilde bekleyen Jungkook'u gördü.

Yavaşça yanına gidip dudaklarına minik bir öpücük bıraktı Jungkook'un.

"Çok özlemişim buradaki yerimi" diyerek dudaklarını işaret etti.

Bir kez daha buluştu dudakları, bu seferki uzun bir buluşmaydı, sanki ayrı kaldıkları günlerin acısını çıkartmak ister gibiydi.

Birbirlerinin dudaklarında özlem giderdikten sonra ayrılıp Jungkook'un üzerindeki tişörtü çıkarttı Taehyung.

"Hiç sevmiyorum bu okul tuvaletini" dedi mızmızlanmaya çalışarak uzun zamandır ulaşamadığı bedene burada ulaşmak istemiyordu.

"Bende buraya bayılmıyorum ama pantolonundan bile belli olan bir şişlikle bir ders daha geçirmek istemezsin diye düşünmüştüm" diyerek bebeğini teselli edermişcesine elleriyle Jungkook'un yüzünü avuçlayarak konuştu Taehyung.

"Bu durumda olan sadece ben değilim Tae, sus lütfen" diyerek tişörtünün altından ellerini geçirip biraz daha kendine doğru çekti Taehyung'u. Bedenleri tamamen birleşik olmalıydı. Uzun uzun baktığı dudaklara uzandı tekrar, kendini buluyordu orada, oraya aitti.

Elleri tişörtün altında rahat değildi, tişörtten kurtulmalıydı bir an önce. Çıkartması için bir hamle yaptı dudaklarını ayırmadan, Taehyung da devamını getirip çıkarttı tişörtünü. Ardından dudaklarını Jungkook'unkilerden ayırarak Jungkook'un pantolon düğmesine götürdü ellerini. Fakat Jungkook istemediğini bir kez daha belli ederek ellerini pantolonun belinden çekip çıplak tenine doğru koydu.

"Çıkalım buradan" dedi Taehyung'un göğüslerini okşamasını görmezden gelmeye çalışarak.

"Jungkook şuan çıkarsak dersi de doğru düzgün dinleyemeyiz ve 40 dakika çıkışı da zor bekleriz" dedi göğüslerini okşamaya ve arada ısırmaya devam ederken ikna etmeye çalışarak. Tüm ders boyunca bu teneffüsün hayalini kurmuştu, bir ders daha dayanamazdı.

"Hayır çıkalım hatta ben çıkıyorum sende arkamdan gel bu derse girelim çıkışta bana gideriz annem evde değil bugün" diyerek tezgahın üzerindeki tişörtü alıp üzerine geçirdi hızlıca, karşısında bükülen dudaklara ufak bir öpücük bırakıp kapıya doğru ilerledi.

Kapının kilidini bir kez çevirip açtıktan sonra yavaşça araladı kapıyı. Küçük aralıktan yavaşça dışarı çıkıp sınıfa doğru ilerledi.

not this timeWhere stories live. Discover now