01

164 12 6
                                    


    Gecenin geç saatleriydi. Yağmur bitmek bilmiyordu. Elinde sıcak çikolata, üzerinde kalın bir battaniye ile sandalyede oturmuş kitap okuyordu.Yağmurda, su birikintilerine basarak koşan kadının sesi çok net duyuluyordu. Kim bu saatte dışarıda böyle aceleyle koşardı ki? Kapı hızlıca açılmasıyla birlikte kapının kolu hızla duvara çarpmıştı. Gelen kişi Amelia-san'dı. " Noe-san! Vanitas'ın başı dertte!" Sesi nefes nefese çıkıyordu. Ter ve yağmur kokusu gencin burnuna kadar geliyordu. Genç sakince konuşmaya başladı. "Sorun ne?" Kadın biraz bekledi. Sakinleşmesi birkaç dakikayı bulmuştu. "Dün gece dişinin ağırmaya başladığını söyledi. O zamandan beri acı çekiyor." Genç adamın bütün soğuk kanlılığını o sırada kaybolmultu. "Vanitas nerede?" "Yeni açılan kafedeydi en son..." Genç adam elindeki bardağı masaya bıraktı ve üzerine hiçbir şey almadan apartmandan çıktı. Yağmur birikintilerini önemsemeden hızla koşuyordu. Kafenin yanına geldiğinde düşündüğü gibi açık değildi. Nerede olabileceğini düşünürken telefon zil sesini duydu. Arayan kişi Jaenne'ydi. "Alo?" "Noe hastaneye gel!" "Tamam geliyorum!"

  *

   Genç adamın yanlarına gelmesi biraz zaman almıştı ama başarmıştı. Odaya girdiği sırada ilk gördüğü şey sandalyede oturan Vanitas'dı. Gözgöze geldikleri sırada siyah saçlı gencin yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi. "Benim için çok mu endişelendin? Canım benim~" Genç adam hem sinirlenmiş hem de biraz sakinleşmişti. Boğazını temizledi ve arkadaşına aklına ilk gelen yalanı söyledi. "Amelia-san beni göndermişti, kızlar seni çok önemsiyor değil mi!" Vanitas bir şey demedi ve doktorun ne diyeceğini beklemeye başladı. Doktor başını bilgisayardan çekti ve elindeki röntgen resmini siyah saçlı geçme uzatırken konuşmaya başladı. "Dişiniz gayet sağlıklı, hiçbir sorun yok." Kapının yanındaki koltukta oturanlar "oh" çektikten sonra Vanitas o mızmız sesiyle söylenmeye başladı. "Şekerim nerde! Ben onca yolu boşuna mı geldim!" Doktor bir iç çekti ve çekmecelerden sarı renkli bir şeker çıkardı. "Pembe rengi olsa iyi okurdu." Doktorun yüzündeki damarlar belirginleşmeye başlamıştı. "Başka bir isteğiniz var mıydı?!" Siyah saçlı genç bir şey demeden kapıya doğru ilerledi kapıyı açacağı sırada "Bu arada buraya puanım 5,5/10." demesiyle beyaz saçlı hızla yakasından tuttu ve söylenmeye başladı. "Biraz saygılı olsana!"  İki gencin kavgasını gören doktor gülmeye başladı. "Tıpkı kardeşlerim gibisiniz, onlarda sürekli kavga ederdi." Son cümlesinde sesi biraz ağlamaklı çıkmıştı. Vanitas merakla konuştu. "Şuanda kavga etmiyorlar mı?" Kadının gözleri dolmuş, yanakları kızarmıştı. "Son gittikleri otelden sonra onları bir daha göremedim." Noe teselli etmek için elini omzuna koyduğu sırada olayın ciddiyetini anlamayan Vanitas gülmeye başladı. "Merak etmeyin onları bulacağız!" Noe merakla konuştu. "Yoksa otele mi gideceksin?" "Gideceğiz!"

Bölümü biraz değiştirmiş olabilirim.

~VaNoe~ No:169Where stories live. Discover now