günahkâr

628 28 31
                                    

" Arkadaşlar etütünüz başladı. Yerlerinize geçin hadi! " Chan hocanın bağırmasıyla zar zor arkadaşlarımın yanından ayrılıp masama ilerledim.

16 kişilik bir sınıftık. Son sınıf öğrencisi olduğumuz için bizim sınıfa özel etüt odası hazırlamışlardı. Bence gereği çok yoktu ama yine de kendime ait masamın olması beni mutlu ediyordu. Bir de hemen sağ çaprazımda Lee Minho'nun oturması.

Lee Minho. Sınıfın beyni, sınıfın sürekli güldüreni, sınıfın tek sevgilisi olanı... Etütte hemen çapraz tarafımda oturuyordu ve ister istemez sürekli birbirimize bakıyorduk. Ne çalıştığımızı, arada sırada uyuduğumuzu, birbirimize bakmamızı hemen fark ediyorduk.

Etüte gelene kadar sınıfta iki arkadaştık. Yani birbirlerinden haberi olmayan ve çok muhabbeti olmayan iki insandık. Ama etüte gelince sürekli göz göze geliyorduk. Bundan şikayetçi olmayabilirdim. Eğer sevgilisi olmasaydı...

Park Yunjin. Minho'nun sevgilisi. Ya her teneffüs o bizim sınıfa gelirdi ya da Minho onların sınıfına giderdi. Dışarıdan hem çok tutkulu hem de çok tatlı bir ilişki gibi duruyordu. Sürekli kavga etseler de bir sonraki teneffüs onları sarılırken görmek çok mümkündü. Etüt sınıfına gelip benim sıramın yanında durur sürekli Minho ile konuşurdu Yunjin. Sınıftaki kızlı erkekli herkesi kıskanırdı. Çünkü Minho'nun biseksüel olduğunu herkes biliyordu ve Yunjin aklınca Minho'nun ona ait olduğunu herkese gösteriyordu.

Yerime oturdum ve çantamdan eşyalarımı çıkarıp masamın üstüne koydum. O sırada çapraz tarafımda oturan Minho da geldi ve oturdu masasına. Çok dikkat etmemiştim. Zaten uykum vardı, uyuyacaktım. Eşyalarımı koyup çantamı sandalyeme astım. Sonra masamın üstünde duran üç tane dondurma çubuğuna baktım. Geçen gün marketten bedavaya almıştım bunları. Yoğurt alacaktım ve yanında bol bol bunlardan da vermişlerdi. Birini elime alıp biraz inceledikten sonra Minho'ya doğru uzattım. İlk önce çubuğa sonra bana baktı ve anlamaya çalıştı.

" Dondurma çubuğu ister misin? " dedim sesimi olabildiğince kısık tutmaya çalışarak.

" Ne yapacağım ben bunu? " dedi ve elimden aldı.

" Belki dondurma yaparsın. " deyince güldü. Çok güzel gülüyordu. Sonra incelemeye başladı. Önüme döndüm ve kendime alan açıp uyuma pozisyonuna geçtim. Kafamı koyduktan beş dakika sonrasını bile hatırlamayacak kadar yorgundum o gün. Zaten hemen uyuyakalmıştım.

.
.

" Canım kalk artık. Son etüte gireceğiz ve sen hala uyuyorsun. Hey, Hyunjin kime diyoruz?! " Seungmin hem bağırıyor hem de beni sallıyordu. Sonunda kafamı kaldırdım ve anlık gözüme gelen ışıkla gözlerimi kıstım. Sonra etrafı inceledim ve kendime gelmeyi bekledim. Her şey normaldi. Yerimde esnedim ve sağ tarafa döndüm.

" Bıraksaydın bir etüt daha uyumuş olabilirdim Seungmin. " dedim söylenerek. Önüme döneceğim sırada görüş açıma giren şekilsiz popo ile biraz bekledim. Yunjin. Yine Minho'yu kontrole gelmişti anlaşılan.

" Al devam et o zaman. Değersiz bir şey için aynı şeyleri yapıyorsun Minho. " dedi ve sınıftan ayrıldı. Ne konuştuklarını anlamak için Minho'ya baktım. Elinde benim verdiğim dondurma çubuğu vardı ve masanın karşısına, ders notlarını astığı yere , dondurma çubuğunu da yapıştırmıştı. Şaşkınca ona baktım. O daha beni fark etmemişti.

Dürüst olmak gerekirse Minho'yu çok çekici buluyordum. Sevgilisi olmasa konuşma başlatmak isteyeceğim kişiydi. Ama bunu yapamazdım. O yüzden sürekli uzaktan uzağa bakıyordum ve inceliyordum.

Sonunda ona baktığımı fark ettiğinde o da bana bakmaya başladı. Yine ilk kaçıran ben olmuştum. Önüme kitabımı açıp utancımı gizlemeye çalıştım. Biraz öyle oyalandıktan sonra yan taraftan masama gelen not ile şaşırdım.

best of wrong - hyunho ✨Where stories live. Discover now