friend...

103 8 62
                                    

"Kazuma Hokuto'ya ulaşamıyorum kaç gündür sen onunla konuştun mu yakın zamanda?"

"Ne demek ulaşamıyorum?"

"İki gündür ondan haber alamıyoruz."

"Ve bana şimdi mi sormak aklınıza geliyor? Ben çok meşgulüm o yüzden fark edemedim nasıl yok!?"

"Kazuma sakin ol, bulacağız onu."

"Ya başına bir şey geldiyse!?"

"Belki kafa dinlemeye çekilmiştir. Son zamanlarda çok dalgın olduğunu fark ettim. Sanki bir sorun varmış gibi, ki Hokuto'yu en iyi sen tanırsın en az üç adım ilerisini düşünen zeki biri o.

"Ama bu endişe etmeyeceğimiz anlamına da gelmiyor."

"Telefonun çalıyor farkında mısın niye açmıyorsun belki önemlidir?"

"Şu an hiç kimseyi dinleyecek havada değilim. Hokuto kayıp diye bana geliyorsun ne dememi bekliyorsun!? Hokuto'nun benim için çok değerli olduğunu herkes bilir. Bir telefon ondan daha önemli olamaz."

"Biliyorum farkındayım zaten istediğini yap. Hokuto'yu nasıl bulacağız? Onu düşünelim."

"Bilmiyorum, düşünüyorum."

"Şu telefonunu artık aç, kaçıncı çalısı önemli demek ki."

"Hangi gereksiz insan ise göstereceğim gününü.

-oh Hokuto, Hokuto arıyor!!”

Hızlıca açtı telefonu Kazuma, hızlı hızlı konuşmaya başladı.

“Hokuto neredesin kaç gündür ne kadar endişelendik farkında mısın!? Nasılsın? noldu?”

Biraz sonra karşı taraftan ses geldi.

“Kazuma... Ben iyiyim... Sadece bir süre olamayacağım... Bazı şeyler oldu... Ve geç haber verdiğim için üzgünüm...”

“Sesinde bir tuhaflık var gibi iyi misin gerçekten?”

“Oh ben... İyiyim sorun yok.”

“Hokuto... İyi olacak mısın?”

“Oh... Ben iyiyim... Gerçekten... Her neyse benim şimdi kapatmam gerekiyor. Görüşürüz Kazuma.”

“Görüşelim Hokuto...”

Az sonra telefon kapanmıştı. Kazuma bir tuhaflık sezmişti ama yine de ses etmedi. Belki de boşa kuruntu yapıyordu sonuçta o Hokuto'ydu. Ama yine de endişe etmeden yapamıyordu. Hokuto Kazuma için tek güvenilir arkadaştı. Kazuma arkadaşlığın güvensizlik olduğunu düşünüyordu. Bu Hokuto'yu tanıyınca değişse de hala kendince sınırlara sahipti, aşamadığı sınırları vardı.

Hokuto ise kendi içinde yaşayan biriydi. Bir sorunu olsa bile asla paylaşmazdı. Onun da kendine çizdiği sınırları vardı ama kimsenin bundan haberi yoktu, Kazuma'nın bile. Hokuto Kazuma'dan birşeyler saklamak istemese de elinde olmadan yapıyordu. Kendi sınırlarını hala aşabilmiş değildi. Onun yerine sınırlarının daraldığını ve gün geçtikçe nefesinin de daraldığını hissediyordu. Hokuto'ydu o bambaşka bir kişiliğiyle kimseye benzemezdi. Ama bu sefer başı büyük beladaydı okyanusun derinliklerinde kaybolmuş gibiydi. Onun zayıflığını bulanlar ise fırsatı güzel değerlendirmişlerdi...

|• 17.02.2023•|


Umarım seversiniz~ yazılan ilk KazuHoku fici olduğu için elimden geldiği kadar iyi yazmaya çalışacağım umarım seversiniz. Noktalama, yazım yanlışları yapabilirim onlara pek takılmayın lütfen pek dikkat etmiyorum. Umarım seversiniz ilk bölüm biraz kısa oldu, böyle olması gerekiyordu ve biraz özensiz yazdım ama diğer bölümlerde telafi edeceğim. Sonraki bölümde görüşürüz~

I wish I could kiss your smile Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin