Onunla ilk tanıştırıldığımızda ben on, o ise on iki yaşındaydı.
Büyük çekik gözleri, dolgun dudakları ve hemen burnunun üstünde duran küçük beniyle dünya üzerindeki en tatlı çocuk o gibiydi.
Adının Minho olduğunu öğrendiğimde gülümseyerek elimi uzatmıştım. O ise elime bile bakmadan kafasını sallamıştı.
Aslında istediğim tek şey sesini duymaktı. Ama o, bunu bile çok görmüştü bana.
Dolan gözlerimi görmemesi için hızla arkamı dönüp evimize girdim.
Babamın annesiyle evlenmesi benim suçum ya da benim istediğim bir şey değildi. Fakat bunu normal karşılayacak kadar olgun düşünceliydim.
Babamın mutlu olması yeterliydi.
***
kısa yazımlı hızlı biten bir kurgu olacak o yüzden lütfen bol bol oy ve yorum yapın 🥺🥺🥺
