&3

191 29 48
                                    

Hayatın karmaşası ve insanların aşk saçmalıklarını bir kenara bırakalı beş sene olmuştu. kendi mesleğimi yaptığım hırsla kazanmış şu anda da bir üniversiteye psikoloji dersi vermek için gidiyordum. büyük zorluklar atlatmış ve nihayet olduğum konuma varmıştım. hayat bana aşkı tattırmış aynı zamanda da acının dibine kadar çekmişti. Belki de en yakın dostum sayesinde ayakta kalabilmiş ve önümdeki aydınlık geleceği görebilmiştim. 

Ben jeon jungkook ya da nam-ı değer acılar prensi. kendimi bu şekilde isimlendirmek bana garip gelse de beni nitelendirdiğini düşünüyorum. herşey bir film şeridi gibi her sabah gözümün önünden geçerek acıları yenilemeye çalışsada bunu engelliyor ve dediğim gibi işte yine geleceğime odaklanıyordum çünkü yapabileceklerim bu kadardı

üniversiteye vardığımda kapısından uzunca baktım ve kalbimin heyecanına engel olmaya çalışarak güvenliği geçip içeriye adımladım. ilk önce rektörü görmem gerekti ve hemen ardından bana eşlik edilecek ve yapacağım ilk iş tecrübesiyle bir derse girecektim. psikoloji ve psikiyatri danışmanı Jeon Jungkook olacağım tanrının bile aklına geldiğini sanmıyorum. rektörün odasına yaklaştım ve birkaç kapı tıkırtısından sonra içeriye geçtim

"merhaba efendim yeni psikoloji ve psikiyatri danışmanı jungkook" dedim ve saygı gereği önünde eğildim

"ah bay Jeon bende sizi bekliyordum. lütfen oturun" bana koltuklardan birini göstererek geçmemi sağladı ve samimi olmamamıza rağmen sohbetini koyulaştırdı ve karşılıklı bir kahve içmeye beni zorladı. aslında bir an önce yeni sınıfa girmeyi ve kendimi tanıtmayı çok isterdim. uzun bir konuşmadan sonra arkasına yaslandı ve çekmeceden birkaç belge çıkardı

"bu belgeleri imzaladıktan sonra size eşlik edecek rektör yardımcımız yardımcı olacaktır" uzattığı belgeleri hızla aldım ve imzaladım. hızıma bakıp genişçe gülümsedi ve telefondan birilerine gelmesi için rica etti

" yardımcımın size büyük yardımı dokunacaktır. kendisi gerçektende hem başarılı hemde kaliteli bir öğretmendir." cümlesini bitirdiği anda kapı çaldı. kafamı kapı yönüne çevirecekken o tanıdık ses kulaklarımı doldurdu ve hızla ayağa kalkmama neden oldu.

"efendim beni çağırmışsınız" donup kalmıştım. dönemiyorudum ve kalbimin hızına engel olamıyordum

"hoşgeldin Min Yoongi, tanıştırayım yeni psikoloj..." sadece hatırladığım bu kadardı. oracıkta gözlerim kararmış ve yere düşecekken son dakika belime dolanan kollar beni engellemişti. yine acılar baş göstermiş yine aşkım alevlenmişti...

İlk defa fic yazıyorum hadi bakalım

ANOTHER LOVE |yoonkook|Where stories live. Discover now