GİRİŞ

44 9 1
                                    

Yemyeşil bir dünya düşünün. Her yer orman, her yer hayvan. Sessiz, huzurlu; köyleri ormana yerleştirmiş ve uyumu yakalamış bir cennet. Sağınızda koşan ceylanlar, solunuzda ağacın dalına konmuş bir bülbül, arkanızda köpeğini seven minicik çocuk, önünüzde zıplayan tavşanlar..

Hayat daha ne olabilirdi? Sınıflanmanın olmadığı, eğitim denen şeyin evlere kadar özelleştiği, sınavların stresinin bilinmediği, paranın yerini yardımlaşmanın aldığı bir evren mümkün müydü? Evet, mümkündü.

Zeus ve diğer tüm tanrıların söz hakkının olduğu ama kararı alamadığı, Doğa Ana'nın yönettiği bir zamandı. Paradeisos evrenindeydi, ulaşılmazdı. En uzun yılları barışla, yardımlaşma ile geçti. Diğer evrenlerin aksine gülüşler eksik olmadı hiç.

Tabi güzellikler ne kadar çoksa o kadar kıskananı olur. Diğer evrendeki canlılar kendilerini öyle kötü bildiler ki. Sanki doğaları kötü olmakmış gibi, iyi olan her şeye düşman bellediler kendini.

Neyden bahsettiğimi anlamadınız öyle değil mi? O zaman baştan başlayalım. Yedi tane evren var canlıların yaşadığı.

Biri Amartolos Evreni. Dünya denilen gezegende; cezalandırılan canlıların içlerinde bulunduğu, ruhu siyaha boyanmış insanların da yuvası olan yer. Paradeisos gibi olsa da başlangıcı, değişti. Çok değişti. Savaşlar, katliamlar derken iyilikler de tükenmiş oldu. Bir kara parçasına hakim olmak için nice ihanetlere uyandı insanlar.

Vrykolakas Evreni, kalpleri olmayan ve içsel dürtüleri ile hareket eden canlıların mekanı. Besinleri nar denilen bir meyve olmasına rağmen, dürtüleri kararmış olanları kan ile beslenir. Kırmızı ağaçların, kırmızı hayvanların oluşturduğu bu evren şuan da katliam yuvası.

Kourdos Evreni, kurtların hükmettiği yerdir. Hayvanlarla beslenen bu türün en güzel yanı ihanetinin olmamasıdır. Hiçbir grupta ihanet yoktur. Güvenleri ile bilinirler. Paradeisos'un aynısıdır, yemyeşil.

İlios Evreni, şifadır. Her derdin dermanının olduğu bir yerdir. Hastalıkların, kötülüğe bulanmış ruhların, siyahın.. En nefret edilen yerlerden biridir bu yüzden. Her şey saftır, en saf halidir. Şifacılar yaşar. Doğa ile iç içedir. Güneşi dize getiren tek canlıdır şifacılar.

Simaino Evreni, dünya gibidir. Siyaha boyanmış ruhlarla iyiliklerin savaşı. Aynı gezegende ikiye bölünmüş bölgeler, güç savaşları. Büyücü denilen varlıklar içlerindeki küreleri renge boyarlar on sekiz yaşına geldiklerinde. Siyahın en koyu tonu ya da bembeyaz..

Kefali Evreni, her evrenin temsilcisinin olduğu komisyondur. Büyük kararlar burada alınır. En başarılı insanlar genelde burada çalışır. Çok güçlü, binalarla doludur. Her yeri taş, beton. Ve en gelişmiş teknoloji..

Eaftos Evreni, tanrıların kendine yarattığı cennettir. Tapınaklar, bölgeler, evrenin işleyişi asıl burada olur. Kendi evrenlerinden çıkmadan olaya el atarlar. Temsilciler ile konuşurlar sadece.

Ve son evren, Polemos Evreni. Burası her çocuğun eğitim için gönderildiği ormanlıktır. Vadilerin içine kurulmuş okullarda eğitim alırlar. Geçmişi kirli, zamanla en tehlikeli ormanlara sahip olmuştur. Skia denilen yaratıkların da yaşadığı evrene dönmüştür.

Yedi evren ise Paradeisos Evreni ne?

İşte asıl soru bu. Her şey Doğa Ana'nın burayı yaratması ile başladı. Sekizinci bir evren, başta sorun yoktu. Ama öyle mükemmeldi ki, bozulmadı. Bozulmasını beklediler ama olmadı. Doğa Ana eşsiz bir güzellik yapmıştı. Kimse giremiyordu dışardan. Sadece güzellikler vardı. İnsanlar barış ve huzur içindeydi. Yemyeşildi.

Oraya gidememek diğerlerini çıldırttı. Kıskançlık, kötülük arttı. Savaşlar büyümeye başladı. Evrenler arası savaşlara kadar..

Tanrılar Doğa Ana'yı bulmaya çalıştılar ancak kimse bulamazdı o istemezse. Ve yıllar, asırlar geçti. Hala bir iz yoktu. 

O güne kadar.

Boyut kapısı denen bir mucize oldu. Artık Eaftos Evrenine giden bir geçit var. Ancak çalışması için de anahtar lazım. Doğa Ana bu kapıyı açacak anahtarı üçe bölmüş ve güçlerle donatmıştı. Üç seçilmiş kişi. Üç büyük güç. Kimse bulamadı.

Ve sonra Doğa Ana'ya ihanet edildi. Tanrılar bir araya gelerek gizlice bir düşman yarattı. İki Tanrı hariç tabi: Hades ve Fotia.

O düşman skia denen varlıkların başına geçti. Çok güçlüydü. İstedikleri gibi gitmedi, tüm evreni yok etmek istedi yarattıkları kadın. Yedi evren bir araya geldi ve Tanrılar ilk defa gözüktü. En büyük savaş çıktı böylece. Kadını uyutmayı ancak başardılar, çok güçlenmişti çünkü. Ama skialar onu saklamayı başardı. Ortadan kaldırdılar.

Doğa Ana'yı aradılar yardım etsin diye. Ama yine bulamadılar. Sonra Tanrılar birbirine girmeye başladı. Daha doğrusu Fotia ve Zeus arasında çok ciddi kavgalar çıktı. Çoğu boyut zarar gördü. O kadar zor toparladılar ki, Fotia kaybetti ve uyutulma kararı alındı. Onu Hades' in yanında yüz yıllık uykuya mahkum ettiler.

Eğitimler en sert halini aldı. Biliyordu herkes uyuyan o şeytan kadın uyanacaktı.

Hikayemiz işte tam da bunlardan sonra başladı. Bizlerle savaşmaya, barışmaya, fedakarlığa, kötülüğe, hatalara, güzelliklere ve daha nicesine hazır mısınız? Hazırsanız eğer, boyut kapısı sizi bekliyor..

Hepiniz bu kitabın en güzel anahtarısınız. 

BOYUT KAPISI: ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin