1. Bölüm

1K 46 1
                                    

Uyandığımda başım zonkluyordu. Gözlerimi açsam da onlar hala kapanmakta ısrarcıydılar. Bugünün pazartesi olduğunu hatırlayıp kapanan gözlerimi iyice açtım. Sabahlamıştım, saatin şuan kaç olduğunu tahmin edemiyordum. Muhtemelen yine geç kalacaktım.
Bu tembelliği bırakıp yavaşça yataktan kalktım ve saate baktım.
8:40
9'da ders başlıyordu ve evet geç kalıyordum. Hızlıca banyoya gidip 3 saatlik uykuyla duran suratıma tiksinerek baktım. Saçlarım ince olduğundan karmakarışıktı ve göz altlarım şişip morarmıştı. 15 dakika içinde duş almak-hazırlanmak ve kahvaltı etmek gibi bir şeyi başarmalı ve okula depar atmalıydım. (Kimi kandırıyorum)
Hızlı bir şekilde duşa girip saçımı yıkadıktan sonra havluyla sardım ve giyecek bir şeyler aradım. Siyah dar bir pantolon ve üstüne de gri bir kazak giydim. Göz altlarıma krem ve kirpiklerime rimel sürüp lanet saçlarımı şekle sokmayı başardıktan sonra ağzıma mısır gevreğini doldurup botlarımı bağlamadan evden çıktım ve okula koşmaya başladım. Pek uzak sayılmazdı. Yürüyerek 15 dakika içinde okulda olurdum ama koşuyordum ki üstüne bir de yağmur başladı. Mükemmel.
Daha da hızlanmaya çalıştım ve yağmur da öyle, sırılsıklam bir şekilde okula vardım. Kapıyı çaldığımda içeriden kalın bir "gir" sesi gelmesiyle irkildim. Bu Bay Jones olmalı. Kapıyı açtım ve tüm gözlerin üzerime kenetlenmesine sebep oldum. Biraz utandım açıkçası. Gözlerim en erka sıraya kaydı. Yeni bir çocuk mu? Ve benim sıramda. Gidip bir tanışmalıyım.
"Hey, sanırım benim yerimde oturuyorsun."
"Ben de memnun oldum. Adım Shawn."
Neydi bu şimdi? Sana kim olduğunu sormadım.
"Yerimden kalkmanı istiyorum."
"Hep böyle sinir bozucu musun?"
Ah, ne?
Bay Jones adımı söyleyince irkildim ve yanına oturmak zorunda kaldım. Ve hiç bir şey diyemeden. Sanırım dayanamayacağım.

Gün boyunca sadece oturup defterime bir şeyler karaladım. Bugün sanırım iyi günümde değilim. Normalde insanlara böyle davranmam ve sanırım çok kabaydım.
Sadece adının Shawn olduğunu bildiğim çocuk, boş bir sıraya geçmişti. Sanırım onunla konuşmalıyım.
Yavaşça yerimden kalkıp yanına geçtim.
"Hey"
"Hey, burada ne arı-"
"Sadece yaptığım davranışın kaba olduğunu düşünüp özür dilemeye geldim."
"Pekala. Sorun değil. Bu arada, doğru düzgün tanışamadık."
Bu çocuğu ilk gördüğümde kör müydüm acaba? Çünkü mükemmel ve pürüzsüz bir surata sahip, bal dudaklı, mükemmel bir çocuk karşımda duruyordu. Saçlarından vücuduna kadar onu incelerken, dudaklarını yalamasıyla yutkundum. Hafifçe öksürdü ve birden kendime geldim.
"A-Alanis. Tanıştığıma memnun oldum."
Gülümsedi. AH! ÇOK GÜZEL GÜLÜMSÜYOR VE SANIRIM AKLIMI KAÇIRACAĞIM.
Dersin başlamasıyla yerime geçtim ve neden sabah tartıştığım çocuğa karşı böyle hissettiğimi düşündüm. Mümkün olamazdı. Ben 17 yaşında, genelde erkekleri pek umursamayan ama kalbi paramparça olan, o lanet olası eski erkek arkadaşı yüzünden bir daha asla aşık olmayacağına yemin eden bir kızdım. Korkuyordum. Ne? Kendine gel Alanis, dedim. Daha tanışalı 1 dakika bile olmadı ve onun hakkında böyle düşünmen komik. Unut bunu.

Eve gittiğimde annemin daha gelmemiş olduğunu gördüm. Hava çok soğuk olmasa da biraz yağmurluydu. Hala aklımda o vardı, neden vardı bilmiyorum ama bu beni rahatsız ediyordu. Bunları düşünmeyi bırakıp pizza sipariş etmeye karar verdim. En sevdiğim dizinin yeni bölümünü izleyerek pizza yemek, harika.


Bilgisayarımla uğraşırken kapı çaldı ve heyecanla aşağı inip kapıyı açtım.
"Bir dakika geliyoru-"
Ne? Hayır, ciddi olamazsınız değil mi? Çünkü şuan kapıda gördüğüm, tüm gün boyunca aklımdan çıkmayan o çocuktu. Ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum ve o da aynı şaşkınlık içerisindeydi.

Bu oydu.

I Think I'm in Love (Shawn Mendes Fanfiction)Where stories live. Discover now