{°•Prolog•°}

80 9 0
                                    

İkinci Kişinin POV'u

Sen temiz havayı içine çekerken,pembe kiraz çiçeklerinin yaprakları dallarından dökülerek hafif nemli betonun üzerine düştü. Aklında çok fazla düşünce olduğu için çevrende bir yürüyüş yapmaya karar verdin ve bacaklarını esnetmenin yeni insanlarla konuşmaya dair bitmeyen korkundan kurtulmana yardımcı olacağına karar verdin.

Kişiliğinizin bir sonucu olarak, kendinizden ve ailenizden başka biriyle nadiren iletişimde/etkileşimde bulunuyordunuz; Oldukça kapalı bir zihniyete sahip olan türden bir insandınız, bu kötü bir şey değildi, sadece bu kapalı zihniyetiniz, insanlardan uzak durmanıza neden oldu ve sonunda bunu, çoğu kişiyi görmezden gelip onlarla iletişime geçmemenize neden oldu.

Gerçi her zaman böyle değildin, açıkçası, senin bu garip huyun birkaç yıl önce başlamıştı. Ondan önce insan etkileşimi/iletişimi konusunda iyiydin, seni hiç rahatsız etmiyordu ama şimdi, bu artan endişe içinizde büyüdüğü için yarına kadar okulun ilk gününe başladığınızda gerginliğinizi yenemeyeceğinizden korktunuz.

Yumuşak dudaklarından titrek bir nefes çıkarken, küçük, soğuk ellerini ısıtmak umuduyla, giydiğin sıcacık süveterin üzerine hafifçe yapıştın. Ailen o yeni iş başvurusunu bulmasaydı, şuanda bu pisliğin içinde olmayacaktın. Ne yazık ki şehir değiştirmeye karar verdikleri için bu, yeni bir okula gideceğiniz anlamına geliyordu.

Bakışlarını nemli sokaklardan çekip yakındaki bir parkta durdun ve biriyle ilk kez arkadaş olduğun anını hatırlayarak gülümsedin.

"Ortalama bir insan vücudunun insan hücrelerinden on kat daha fazla bakteri taşıdığını biliyor muydun, bu yüzden elindeki park kumunu yersen hasta olursun." Bir (h/c) saçlı kız kum havuzundaki küçük esmer çocuğa bakarak dedi.

Yavaşça kumu yere bırakırken sana baktı, yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı. "Bunu nasıl biliyorsun." Diye sordu.

Elinizde tuttuğunuz kitaba dönüp "Bilim kitaplarını okumaktan zevk alıyorum, günlük konularda bilgimi arttırmama yardımcı oluyor, bi ara denemelisin." Dedin.

"Vay canına, bu harika!Ben Taiju Oki tanıştığımıza memnun oldum."

"Bende (Y/n) (L/n)."

Ne yazık ki kısa bir süreliğine arkadaşındı, çünkü kısa bir süre sonra taşınmak zorunda kalmışlardı. Ellerinle iki yanağını sıkarak zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın için içinden lanetler okudun. "Annem nerede olduğumu sorgulamadan önce eve gitmeliyim."

Batan güneşe bir kez daha bakarak isteksizce eve gitmeden önce son derin nefesinizi aldınız.

...

Eviniz özel bir şey değildi, kirli beyaz bir sundurma ve hava molozlarıyla hafifçe parçalanmış eski bir sallanan sandalyeden oluşuyordu. Ön kapınıza vardığınızda, anahtarı yavaşça kilit deliğine soktunuz ve yukarı çıkmadan önce iki ebeveyninizi selamlayarak içeri girdiniz.

"Anne, baba, ben geldim." Diye seslendin, eve geldiğini belirtmeye çalışarak.

Ön kapıya bakan annen küçük bir gülümsemeyle "Eve Hoşgeldin" dedi. Alnına küçük bir öpücük bırakarak yavaşça ve yemeğin birazdan pişeceğini söyledi.

Ayakkabılarını çıkararak yavaşça üst kata çıktın ve zihninin kara kara düşünmesine izin verdin. Etrafınıza aldırmadan merdivenden çıkarken basamaklarından birine takıldınız. Bunu ilk kez yapmıyordun, yeni evindi ne de olsa, onun hafif basamaklarına alışamamıştın.

Kendini toparlarken, ellerini yerden kendini kaldırmak için kullandın, bu sırada da morarmış dizini ovuşturdun.

Yatağına koyduğun düzgünce katlanmış pijamalarını kaptığın gibi, yürüyüş sırasında üzerinde birikmiş olabilecek kirleri durulamak için hızlı bir duş alma umuduyla hızla banyoya doğru yol aldın.

Tüm kıyafetlerini çıkararak duşa girdin ve suyun arkandan kaçmasını engelleyen cam kapıyı kapattın.

Musluğu sola çevirip üstünüze dökülen suyun vücudunuzun alıştığı sıcaklığa uyum sağlamasını beklediniz. Suyun doğru sıcaklıkta olduğunu hissederek gözlerinizi kapattınız, saçınıza şampuqn uygulayarak (e/c) rengindeki gözlerine girmediğinden emin oldunuz.

Nazikçe saçınızı köpürtmeye başladınız, tüm baloncukların köpürmeye başladığını hissediyordunuz. Bitirdiğinizi düşündüğünüzde vücudunuzun üzerine dökülen sıcak su ile durulanmaya başladınız.

Sabunlukta duran kalıp sabunu alıp teninize değdirirken hiçbir noktayı atlamamaya özen gösteriyordunuz. Vücudunu durulayarak, hala su damlayan duştan dikkatlice çıktın.

Vüducuna bir havlu sarıp buğulanmış aynaya baktın. Parmağınızı bastırarak birbirine iki paralel çizgi çizdiniz ve altına da geniş bir "u" harfi çizdin.

Yaptığın şeye baktığında içini çektin, bir gülen yüz. Gülümsediğin tek zamanlar, yalnızken yada çevrende en azından çok az insan varkendi. Aynada kalan buğuyu silip yansımana baktın.

Ne dağınıklık ama.

Her zamanki gibi, annenin sana yemeğin hazır olduğunu ve büyük olasılıkla hala sıcakken dışarı çıkmanı gerektiğini söyleyen bağırışlarını duymadan önce, kaşlarını çattın.

Aynaya son bir kez baktığında içini çektin, neden böyle olmak zorundaydı ki.





°•♡OKSİTOKSİN♡•°[ishigami senku]Where stories live. Discover now