K.B.1

185 13 1
                                    

İnstagram hesabımda duyurmuştum ama burada da bahsedeyim. Kitabın başrolleri artık Yarim ve Aybars değil, Alina ve Kadir. Ama karakterlerin hiçbiri değişmedi, kitapta olmaya devam edecekler. Sadece konusu artık yoğun olarak Alina ve Kadir üstüne. 

Medyada ki şarkıda bana her zaman bebeklerim Alina ve Kadir'i hatırlatan şarkı. 

Umarım kitabın yeni konusunu seversiniz.❤

İnsanlar her zaman hatalar yapardı. Hiçbirimiz kusursuz değildik. Ama bazen yaptığımız hataların bedelini sevdiklerimiz çekerdi. İşte bu konuda kusurlu olan biz olurduk. Koşuyordum, nereye gittiğimi bilmeden, neden kaçtığımı bilmeden. Bana "Kaç, kurtar kendini." denmişti. Kaçmalıydım, sadece bunun farkındaydım. Babamın hatasının bedelini çekmemek için kaçmalıydım. Annemin kaçmam için ettiği feryatlar hâlâ kulağımdaydı.

Alïna qanşa. Qanşama qızdar öziñdi qutqar. Men istey almadım, sen iste! ( Kaç Alina. Kaç kızım, kurtar kendini. Ben yapamadım, sen yap!)

Ben Alina, doğduğu gün hayata başlayan bir bebektim ben. İnsan doğduğu ailesini seçemezdi ama ikinci ailesini seçebilirdi. Bana o şansta verilmemişti. Babam eve akşam vakti birisiyle çıkıp gelmiş, evleneceksin demişti. Bizim evimizde babamın dediğine hiçbir zaman karşı çıkamazdık. Ama bu sefer çıkmıştım. Sonuçları ağır olmuştu. Bana yaptığı umurumda değildi, fakat anneme yaptıklarını kaldıramazdım. Sırf annem için evlenmeyi kabul etmiştim. Daha doğrusu zorunda kalmıştım kabul etmeye. Annem bu sabah, düğün değil cenazemin olduğu sabah gelip kaçmamı, yoksa hakkını dünya ahiret helal etmeyeceğini söylemişti. Abim ve annemin yardımları sayesinde kaçmıştım. Ama şimdi izimi bulmuşlardı ve kalabalık Kazakistan sokaklarında peşimdeki adamlardan kaçıyordum. Ülkemi çok severdim, ama bugün bana mezar olmuştu. 

Koştuğum sokakta sola sapmamla içimden koca bir lanet ettim. Çıkmaz sokağa girmiştim. Ne yapacağımı bilmezken peşimdeki adamların varlığı beni daha da geriyordu. Birazdan buraya yetişecek ve beni bulacaklardı. Aniden aklıma gelen fikirle devamında ne olacağını bilemeden sırayla park edilmiş bütün arabaların kapısını zorladım. Zaten arabaların kilitli olmadığını düşünmek saçmaydı. Buraya kadardı, yakalanacaktım. Son bir umutla kalan tek arabaya yönelip arka kapısını açmaya çalıştım. Açılmıştı. Kurtulmuştum işte. Hızlıca gelinliğimin eteklerini toplayıp kapıyı kapattım. Neyse ki pek abartılı değildi. Daha çok elbiseye benziyordu. Adamları sokağın başında gördüğümde oturduğum koltuktan arabanın zeminine kayıp çömeldim. Binerken camların filtreli olduğunu fark etmiştim. Ama korkudan yine de iyice saklanmıştım. Biraz zaman geçtikten sonra hafifçe kafamı kaldırdım. Kimse yoktu. Tam iyice kalkıp çıkacakken sokağa giren başka birisiyle tekrar aynı pozisyona döndüm. Arabanın tam yanından gelen sesle tekrar tekrar kendime kızdım. 

"Lan, arabayı açık unutup mu gittim ben? Hay kafana tüküreyim Kadir." 

Adam anlamadığım bir dilden konuşuyordu. Yolcu kapısını açıp bindi. Sağ koltuğa bıraktığı silahla korkudan kısa bir titreme geçirdim. Kimin arabasına binmiştim ben böyle?  Adamın elindeki poşetleri arkaya bırakmak için dönmesiyle birlikte göz göze geldik. Anlaşılan benim kadar o da şuan şok geçiriyordu, haklı olarak. Her gün arabasında yabancıyla karşılaşmıyordur sonuçta. Kahverengi saçlı yapılı birisiydi. Ve bizim gibi çekik gözlüydü. Ama neden farklı bir dilde konuşuyordu? Kısa süreli şokundan çıkmış olacak ki yanında ki silahını alıp bana doğrultmuştu.

"Sen kimsiñ, nege meniñ köligimdesiñ? "(Sen kimsin, neden arabamdasın?)

Doğrulttuğu silah yüzünden adeta korkudan dilimi yutmuştum. Tekrardan aynı soruyu sorup bağırmasıyla kendime geldim. 

"Keşiriñiz, men minwim kerek edi, meni tüsirmeñiz. Men qonsam, olar meni tabadı. Ötinemin kömektesiñiz. (Ben özür dilerim, zorunda kaldım binmeye lütfen indirmeyin beni. İnersem bulurlar beni. Yardım edin lütfen.) 

Şiddetlene ağlamam ile birlikte silahını indirdi. 

"Jaraydı, jılama. Artıñızda kim bar, aytıñız. Siz mağan sene alasız. Men soldatpın, seni qorğaymın." (Tamam ağlama. Anlat bana kim var peşinde. Güvenebilirsin bana. Askerim ben, korurum seni.)

O an belki de öylesine söylemişti beni koruyacağını. Sonradan öğrenmiştik ikimizde. Bir tek onun değil, benim de onu canım pahasına koruyacağımı.

 Bir tek onun değil, benim de onu canım pahasına koruyacağımı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alina Fedradov

Kadir için hâlâ bir karakter bulamadım maalesef.

Alina'yı nasıl buldunuzz??

Peki yeni konuyu??

Kitabın ilk birkaç bölümünde bolca Kazakça cümleler olacak, zaten yanına Türkçesini de yazıyorum. Umarım doğru çeviriyorumdur.

Öptüm siziii❤️❤️

KÜLLERE BULANMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin