1

34 6 2
                                    


Piuuv piuv

Oğlan ellerini silah yapmış halde diz üstünde duran dama doğrulttu. Adam korkudan titrerken, alay eden oğlanın
keyfi yerinde gözüküyordu.

"Ah, baksana şu haline. Ciddi anlamda acınası duruyorsun. Fakat beni böyle tatmin edemiyorsunuz bayım. Lanet olsun aşırı beceriksizsiniz Bay Vang. Neden hiç bir siki düzgün yapamıyorsunuz?"

Siyah saçlı genç tatlı bir şekilde gülümseyip yerde dizlerinin üzerinde oturan adama eğildi

"Lütfen biraz daha yalvarın bayım. En azından acı çektirmek yerine direk öldürebilirim."

Dizlerinin üzerinde duran zavallı adam zar zor kafasını kaldırıp ayakta olan oğlana baktı, 'gerçekten onunla dalga geçiyordu ya da piskolojik sorunları vardı bu herifin' diye geçirdi içinden.

Zavallı adam nerden bilebilirdi ki onu öldürecek gencin bir psikolojisi olmadığını.

"Yalvarırım beni bırak. Karım evde beni bekliyor. Lütfen.."

Sonlara doğru sesi kısılmaya başlayınca Siyah Saçlı gencin suratında memnun bir sırıtış belirdi. Hoşuna gittiği belliydi ve evet karısının kesinlikle bir kocası kalmayacaktı. Ne hoş ki Siyah saçlı genç bunu hiç umursamıyordu.

Bu iğrenç adam, yaptığı onca şeyden sonra ağlıyor muydu birde? Hangi hakla acaba.

"öyle bir seçeneğimiz bulunmuyor efendim. O halde hemen ölme vakti demek mi bu. Ah, bu beni üzdü. Oysa ki senin ile neler neler yapabilirdik Bay Vang. Ama ne yazık ki yalvarışların beni tatmin etmiyor."

Yerde ki adam korkudan ağzında anlaşılmayan bir takım şeyler geveledi.

"Oh, bayım acı çekerek mi ölmek istiyorsunuz? O halde savaş başlasın amına koyim."

Siyah saçlı genç arkasını dönüp kapıdan çıkacakken yerdeki adam bacağını tuttu gencin.

"yalvarı-"

oğlan belinden silahını çıkartıp hızlıca kafasından vurdu adamı

Piuuv

"ayy sen daha demin o kıllı ellerinle benim pantolonuma mı elledin iğrençti"

yüzünü buruşturdu oğlan sevmediklerinin ona dokunmasını sevmezdi o adam çoktan ölümü haketmişti bile

"senin için boş bir mezarım var en azından, şanslısınız bayım."

...

Gecenin 3 ya da 4'üydü. Siyah saçlı genç saçları gibi sipsihay bir takım giymiş bir şekilde, önceden kazmış olduğu mezara getirdiği cesedi attı. Eline küreğini de alıp mezarı kapatmaya başladı.

Mezarlığın neredeyse tamamı onun öldürdüğü kişilerin cesetleri ile doluydu. Siyah saçlı genç bu durumdan memnun görünüyordu.

Geldiği mezarlık genel bir yerdeydi. Buna rağmen gencin rahatlığı dudak uçuklatıcıydı. Sonuçta burda ayyaşlardan başka kimse yoktu. Buda onun rahat olmasında ki en büyük etkendi. Yani o yalnız olduğunu sanıyordu, ağacın arkasında onu izleyen Turuncu saçlı adamdan bir haber.

Siyah saçlı genç işini bitirince mezarın başına bir tahta dikip, küreğini eline alıp mezarlıktan ayrıldı.

Küreği onun için çok değerliydi. küçük bir çocuğun en sevdiği oyuncağını koruduğu gibi korurdu küreğini. Kimse bilmezdi niye bu kadar sevdiğini. Gerçi kimseside yoktu. Bu yüzden de olabilir.

Oğlan evine gelmiş üstünden çıkartmadığı -daha doğrusu çıkartmaya üşendiği- takım elbisesiyle koltuğa gelişi güzel uzandı. gözlerini kapatıp kafasını dinlemeye çalıştı. Bir türlü bunu başaramıyordu. Sürekli sesler duyuyordu. Ama öyle boş beleş sesler değil. Ona geleceği söyleyen, bir sonra ki kurbanını söyleyen belirli bir ses tonu olmayan sesler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Spade-man / minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin