benlik

20 3 0
                                    

iyileşmek diye bir şey yok. hele kurtulmak, sadece gülünesi. bir süre sonra sıkılıyorsun sadece. beynin artık bunalıyor bu hastalıklı tekdüzelikten. vücudun acıyı pompalamak yerine yatıştırmayı tercih ediyor, belki de başka bir acıyı ortaya çıkarıp dikkatini dağıtıyor. veya zihnin başka düşünceler üretmeye başlıyor, alışageldiği sessiz cümlelerden keyif almıyor artık. başka sözler fısıldıyor sana. çeneni tutuyor ve hafifçe çeviriyor, başka yöne bakmanı istiyor.

ama sorarım size dostlar, benlik hiç ortadakini kaldırıyor mu? eline bir makas alıp çekinmeden kesiyor mu siz ve acınız aranızdaki tatlı bağı? dikkatinizi dağıtmak yerine, acınızı bile bile; hiç de kılını kıpırdatıyor, elinizden tutup ayağa kaldırıyor mu sizi? en kırılgan güveninizi yerleştirdiğiniz benliğiniz o güveni sarıp sarmalıyor mu, yoksa yere fırlatıp parçalara mı ayırıyor?

değişimi sevdiğini söyler benlik, eskiye bakmak lügatında yoktur. geriye gidemez, şimdide kalamaz, yalnızca ileriye doğru ilerler. bu ilerleyiş hiç durmaz, benlik asla durup soluklanmaz. ilerler ve ilerler sadece. sözde. güya.

oysaki beline bir ip bağlıdır, geçmişi kan ter içinde arkasından çeker ilerlerken. tatlı bir bağ vardır aralarında çünkü, siz ve acınız gibi. ne kadar zor gelse de, ne kadar yorsa ve bunaltsa da, değişimi seven benlik değişimden korkar. yanında onu rahatlatacak, geçmişe dönüp nefes aldıracak bir şey olsun ister. bu şey onu geçmişte boğmuş olsa bile mühim değildir, çünkü benlik ona alışkandır. siz, ona alışkansınızdır. acının tatlı yakınlığı tıpkı küçükken annenizin ve babanızın sizlere verdiği öpücükler gibidir. teninizi sıcacık yapar, ama kanınızı dondurur. yakındır, ama bir o kadar da yabancıdır.

en nihayetinde siz, biz, benliklerimiz... hepimiz yabancıyız, ve bir o kadar da yakınız birbirimize. tıpkı benim yazdığım bu satırları okuyan sizlerin kalplerinin vücutlarınıza anlamlandırılamayan, iğrenç bir his pompalayacağı, ama aynı zamanda beyninizin bu söylediklerimde hissettiğiniz yakınlığı kavrayacağı gibi. tuhafız ve iyileşmiyoruz, muhtemelen de hiç iyileşmeyeceğiz.

denemekWhere stories live. Discover now