6. Bölüm: kabullenme

563 31 3
                                    


Sevdiğin birinin gitmesi canını acıtmaz, çünkü tekrar gelecek diye umutlusun. Ne kadar uzağa giderse gitsen, aradan binlerce günün ve ya binlerce ayın geçmesine rahman asla mutsuzlaşmazsın. çünkü Senden uzakta bir yerlerde yaşıyor. tekrar karşılaşa bilirisin. ama bu durum ölen birisi için farklı. Asla tekrar geleceğini umutlanmazsın tekrar onunla karşılaşma umudunu girmezsin.. Ölen birisiyle. sadece bir kaç fotoğraf karesinde ve onlarca yaşanmış anılarda karşılaşırsın. Peki ölen ruhumuzla da, bir daha karşılaşır mıyız?

O günün üzerinden nerdeyse üç hafta geçti. Hala kabullenmedim onun ölümünü. benim dört ay boyunca en büyük destekçim. kendisi umudun varlığını inanmadı halde benim umutlu olmam mı istedi. benim başaracağımı kendime güvenirsem yapacağımı inandı. Bana inan ilk kişiydi .Daha hastaneden ayrılmam üzerinden iki hafta geçmişti. hafta sonu onun yanına gidecektim. keşke ertelemeseydim daha erken gitseydim. nasıl bir durumda olduğunu bilmiyordum ben nasıl bir arkadaşım. onun yanında olamadım sırf benim saçma takıntılarım yüzünden onu bir kere olsa anlamadım. ne kadar onu istemezsem de beni asla bırakmazdı. Şimdi keşkelerin pişmanlığını yaşıyorum.

...

10.05.19

sıla senden çok özür dilerim yanında olamadım için. bana hep iyi olduğunu söyledin asla bir şeyin olmadığını düşündüm için. hastanede sadece erkeklerden korktunu ve panik atak geçiğirdini sanmıştım. meğerse yanılmışım, saçlarını kesmiştin sana sordumda "kısa saçı seviyorum" demiştin, anlamalıydım kan kanseri olduğunu ama asla seni anlamak için çaba sarf etmedim. şu an kendimi suçlu bir pislik gibi hissediyorum .söz vermiştim her hafta sonu seni ziyarete geleceğimi, ama gelemedim unuttum. Eğer şimdi yanımda olsaydın bana "UNUTMAK ASLA BİR BAHANE DEĞİL!" derdin. Bende haklısın diyecektim. Keşke son kez sana sarıla bilsem ama artık fotoğraf karelerinde hapsolmuşsun...

Ona mektup yazdım asla okuyamayacağını bildim halde. ama beni duyacağına eminim çünkü hep kalbimde. öyle sanıyorum.

"Kiraz içeriye gire bilir miyim?"

Bire şey demedim, gene sofiya gelmişti üç hafta boyunca her gün benim yanıma gelip beni teselli ediyordu. onların arkadaşlığını hakketmiyorum ben.

"Bunu bir evet olarak görüp giriyorum. tatlım san anlatacaklarım var kendini üç hafta boyunca eve kapattın ve neler kaçırdığını farkında değilsin,"

Evet her gün bana bir şeyler anlatıp beni güldürmek için çabalıyordu ona çok minnettarım.

ona yaklaşıp sarıldım sım sıkı. "Çok teşekkür ederim." Gözümden akan yaşlar yanağımın üzerini ıslattı

"ağlamayı kes yoksa ben de ağlayacağım ama ben ağlamak istemiyorum makyajım bozulacak. artık uzaklaş beni boğdun bilirsin temastan nefret ederim" Geri çekilip ona gülümsedim. Her gün ki gibi bugünde mükemmeldir. Renkli yazlık elbisesi onu oldundan daha olgun gösteriyordu.

"Ama cem olsaydı böyle demezdin."

"Benle uğraştına göre kendine geldin demek. bunu sevindim"

"Evet. sanırım kabullendim onun ölümüne suçlu hissetsem de."

"Suçlu hissetmen gerekmez canım senlik bir şey değil. o acısını içine attı kimseye göstermedi."

"Ama bunu yapmamısı gerekirdi ona destek olabilirdim."

" Kiraz çoğu kişi acısını içine atar çevresine göstermez, acısını gösterdiklerinde ona kendini acındırıyorsun derler, insan oğlunun bakış açısı farklıdır sen bu şekilde düşündün ama başkası böyle düşünmüyor, bezende insan sevdikleri üzülmesin diye hep gülümserler."

Umut'lu Vaka ( Düzenleniyor.)Where stories live. Discover now