42

2.4K 216 484
                                    

Bana bu yaptığımın yanlış olduğunu söylediler..

.
.
.
.
.

Bi çırpıda telefonumu alıp Hyunjin'in numarasını tuşladım. Çaldı çaldı ama açmadı. Tekrar tekrar ve tekrar aradım, yine açmadı.

Acaba kendine zarar vermiş midir? Tanrım ne olur öyle bir sey olmasın ne olur.

Kesinlikle yarın Kore'ye dönecem. Umarım o da Kore'ye gitmistir umarım.

Hyunjin pov;

"Sunoo gelmelisin bak sevgilin de orda"

"Off Hyunjin bilmiyorum ya, ne yapsam?"

Oturduğum koltukta biraz daha diklestim. Bugün Kore'ye dönecektim. Sunoo'ya gelmesi için yalvarıyorum ama kararsız olduğunu söylüyor.

"Şimdi Sunoo bey bisey soracam"

"Hah sor?"

"Sevgilin Niki, Kore de değil mi?"

"Evet"

"E olm gelsene özlemiştir seni"

"Tamam geliyorum, bekle valizi falan topliyim"

"Ok"

Sunoo üzülmesin diye biraz da olsun unutmus gibi yapiyorum ama olmuyor. Zaten bugün bitecek her sey. Felix gelmeyecek belli oluyor. Bende saatler içinde ölmüş olacam.

Ama eğer gelirse işler değişir. Telefonumu alıp sessiz modundan çıkardım.

BİR DAKİKA

BEN Mİ YANLIŞ GORUYORUM

YOKSA FELİX 6 KERE ARAMİS Mİ?!

Tam tekrar arayacakken durdum. Birazcık tehditten bi zarar gelmez bence.

Mesajlar bölümüne girip numarasını tıkladım.

"Eğer saat gece 10 da Kore'de olmazsan 11 de mezarıma gelirsin"

Mesajı attıktan sonra tekrar telefonu sessiz moduna aldım ve kapattım.

Bu arada mesaj da çok ciddiyim, ya öyle olacak ya böyle başka çare yok. Ama eminim ki gelmeyecek ve bende öleceğim.

"Sunoo! Hadi ama gören de evleniyorsun sanacak!"

Sunoo da aşağı geldiğinde valizleri kapının önüne bırakıp ayakkabılarımı giymeye başladım.

"Şimdi Taehyung'un haberi olmayacak mı senin geri döndüğünden?"

"Off Sunoo evet evet olmayacak

"Hyunjin salağı daha uçağın kalkmasına 1 saat var ya ne acele ediyorsun?"

"Erken gitmekte fayda var"

Sunoo'ya baktığımda yine meshur olan göz devirmesinden yapıp arabaya doğru ilerledi.

Bende ayakkabımı giyip kapıyı kapattım ve arabaya bindim.

Direksiyonun başına geçip arabayı çalıştırdım ve havaalanına sürmeye başladım.

Felix pov;

Uzun bi sureden sonra telefona bildirim gelmişti. Hemen alıp açtım. Hyunjin yazmıştı.

Neden bilmiyorum ama kalbim hizlaniyordu. Onu çok fazla kırdım aptal gibi.

Mesaja tıkladım ve yazanı okumaya başladım.

"Eğer saat gece 10 da Kore'de olmazsan 11 de mezarıma gelirsin"

Bu adam delirmis olmalı. Gerçekten gitmezsem yapacak mı?

Zaten gidecektim, ama şimdi değildi. Şu an Hyunjin ölümden bahsediyor o yüzden risk almadan gitmem gerekiyor.

Hemen koşarak aşağıya indim. Annem ve babam salonda oturuyordu. Hızlıca yanlarına adimladim.

"Anne, baba!"

Babam bana döndü.

"Lix oglum sakin ol ne oldu?"

"Baba benim acilen Kore'ye dönmem lazım en erken bileti bulabilir misin bana?"

"Evet bulurum oğlum da neden ki?"

"Baba Hyunjin ile alakalı ne olur"

"Barışacak misin?"

"Evet baba barismassam ölümden falan bahsediyor o yuzden bu akşam Kore'de olmam gerekiyor"

"Tamam oğlum umarım bulabilirim"

Başımı sallayarak tekrar yukarı çıktım. 3 gündür birbirimizi görmüyoruz ve bunun sebebi de akılsız, mal olan benim.

Hep aptallar gibi naz yapıyorum, bazen onun kalbinin oldugunu unutuyorum. Her seye kiriliyorum, ağlıyorum ama karşımdaki insanı dusunmuyorum. Bu yüzden okuldayken bana hep 'duygusuz, kalpizsin' diye zorbalık yaparlardı. (Kesinlikle benim hayatım böyle değil)

Sadece kendimi düşünüyormuş gibi hissediyorum. Acaba öyle miyim? Hyunjin'e de öyle. Ona da öyle davrandım. Onun bi kalbi olduğunu unuttum yine.

Ailesi ile olan hikayeyi anlatmisti bana, ama ben yine de onu umursamamistim. Şimdi insanların bana neden kalpsiz ve duygusuz dediğini anlıyorum. Hyunjin beni affetmese eğer çok haklı.

Tıklanan kapı ile gözyaşlarımi sildim.

"Gel"

İçeri babam girdiğinde kendimi biraz daha diklestirdim.

"Oğlum, en yakın bileti buldum, bu akşam saat 9 da uçak kalkıyor"

"Tesekkur ederim baba, minettarim sana, gerçekten hakkını ödeyemem"

Dediğim şeyle babam yatağa oturup elimi ellerinin arasına aldı.

"Benim hakkımı Hyunjin'e kendini affettirdiginde ödersin oğlum, Hyunjin çok iyi biri, kim bilir şimdi ne kadar kırılmıştır"

"Haklısın baba, kendimi ona affettirmeye çalışacağım, umarım yapabilirim"

"Umarım oğlum umarım, ama şu an hazırlan saat 7'ye yakın birazdan çıkarız"

"Peki baba"

Gülümseyip odadan çıktı. Çok güzel bi aileye sahibim. Her kararimda bana destek olan, beni seven bi ailem var. Neredeyse bütün insanların hayalini kurduğu bir ailem var.

Hazırlanmama gerek yoktu, sadece pasaport, su, cüzdan vs şeyler alacaktım.

Hyunjin pov;

Şu an evde oturuyordum. Saat gece 10 olmak üzereydi. Felix gelmedi.

Bende Sunoo sevgilisinin yanına gittiğinden beri mal mal onu bekliyorum geleceğini düşünerek, biliyordum gelmeyeceğini.

Hala yukari astigim ipe bakiyorum. Zamanı geldi. Kendimi asmanin zamanı geldi.

Tam önüne koydugum sandalyenin üzerine çıktım. Derin bi nefes alarak kafamı ipin içinden geçirdim. Ayaklarimla sandalyeyi yavaşça iteleyip kendimi astim.

Nefesim kesilmeye başlıyordu. Gözlerim kararmaya başladığında, tek duyduğum ses cam kırılma ve ipin kesilmesiyle yere düşmemdi.



Merhaba bebeklerim nasılsınız sağ olun bende kötüyüm umarım bölümü begenirsiniz

Bugün yine beni sevdiğini düşündüğüm arkadasim bana kalpsiz ve duygusuzsun diye bırakıp gitti. Gerçekten öyleyim sanırım. Öyle miyim sizce? Bence öyleyim.

Nefret ediyorum kendimden.

Seni istiyorum | Hyunlix Daddyking ✓Where stories live. Discover now