dört: köşk hizmetçisi

90 27 145
                                    

Lareina

Tekrar on parmaklı bir insana dönüşümün nedenini tam olarak çözememiştim. Birkaç hipotezim vardı fakat Jungwon'a onaylatmadan emin olamazdım. Konunun onunla alakası olduğundan ya da neden bunun gerçekleştiğine dair bir fikri olduğundan kuşku duymuyordum. Ne yazık ki parmağıma tekrar kavuştuğum anda onunla tekrar iletişim kurmam mümkün değildi. Hava kararmıştı ve kafama göre bir lordun köşküne gidemezdim. Bu nedenle mecburen ertesi günü beklemiştim.

Gece zar zor uyumuş olsam da sabah her zamanki vakitte kalkmayı başarmıştım. Heyecandan uyuyamamıştım ancak yine aynı heyecanla kolayca uyanabilmiştim. Bir an önce Jungwon'u görmek için yanıp tutuşuyordum. Vücudumun kendi kendini bir anda nasıl yenilediğini öğrenmeliydim. Parmağım, onca yıl sonra bir anda geri dönmüştü. Tuhaftı.

Dün Jungwon'la vedalaştıktan sonra birkaç elma ve bir ekmek almıştım. Tezgahların çoğu kaldırılmaya başladığı için uygun fiyata bulabildiklerim yalnızca onlardı. Akşam biraz ekmek ve elma yemiştim. Sabah da biraz midem kazındığından elmalardan birini yemiştim. Geri döndüğümde evde hâlâ biraz ekmek ve elma olacağını bilmek ise evden daha neşeli bir şekilde çıkmama neden olmuştu.

Nash Köşkü evime göre oldukça uzaktı. Yürüyerek gideceğimden epey vaktimi alacaktı. Ben şehrin varoş köşesindeydim, orası ise diğer uçtaydı. Kocaman bir araziye sahipti ve etrafındaki mülklerin de ondan geri kalır bir yanı yoktu. Sarayın yakın tarafıydı oralar. Asillerin evleri genelde o bölgeye yayılmıştı. Benim yaşadığım bölgeyi ise vasıfsız bir lord yönetiyordu. Bütün parasını kumar ve içkiye harcadığı için bölge halkına hiçbir katkısı yoktu. Şikayetleri bile dinlemezdi ancak iş vergi almaya geldiğinde hepimizin kapısına dayanırdı. Ondan ciddi anlamda nefret ediyordum. Keşke geberip gitseydi.

İç çektim. Ondan nefret edip ölmesini dilemek bana hiçbir şey kazandırmıyordu. Her halükarda bu bölgede yaşamaya devam ediyordum. O geberip gitse bile oğlu başa geçecekti. Onun da babasından aşağı kalır yanı yoktu. Ölmesinden ziyade yöneticinin değişmesi gerekiyordu ya da benim bölge değiştirmem. Dük Hirsch'ün bölgesinde yaşamak isterdim. Vergilerin çok ağır olmadığını ve zor durumda kalanların ufak yollu da olsa destek alabildiklerini duymuştum. Ülkede en yaşanılabilir yer orası olmalıydı. En azından benim gibi köylüler için.

Toprak yolda ilerlerken etrafta kimsenin olmadığından emin olup ellerimi ceplerimden çıkardım. Yeni parmağımı ovuşturdum. Hâlâ inanması zor geliyordu. Bunu kimseye açıklayamayacağımı bildiğimden her zamanki gibi parmaksız eldivenimi geçirmiştim. İşin kötü yanı bu sefer serçe parmak kısmı boş değildi, tenim ortadaydı. Şehrin bu bölümünde, parmaksız bir bücür olduğumu bilmeyen de kalmadığından bunu görmeleri riskliydi. Ellerimi cebimde tutmam gerekiyordu. Kimseye düzgün bir açıklama yapamayacağım için kara büyü gibi şeylere bulaştığımı sanıp şimdi de beni cadı ilan edebilirlerdi. Büyücü olmakta genel olarak sorun yoktu ama cadı olduğunuzda işler değişiyordu. Gerçi haklılardı. Büyücülerin aksine cadılar kara büyü kullanan insanlardı. Onlardan biri sanılmak, isteyeceğim son şey bile değildi.

Biraz gevşemiş olan lacivert kuşağımı düzelttim ve ardından ellerimi tekrar ceplerime soktum. Risk almak istemediğimden en güvenli yer orasıydı. Zaten normalde de sağ elimi arkama saklama taraftarı olduğumu bildiklerinden bu hareketim kimseye tuhaf gelmezdi. Sadece unutup elimi ortaya çıkarmasam yeterdi.

Varoş mahallemizden çıkmış, çarşıya ulaşmıştım. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen epey insan vardı. Tezgahların çoğu kurulmuştu. Köşedeki matbaadaki gazeteci çocuk geri dönmüştü. Elindeki nüshaları bitirince dağıtmak için daha fazlasını almaya gelmiş olsa gerek. Çantasına doldurduğu gazete rulolarını kontrol ettikten sonra kafasını kaldırdığında göz göze gelmiştik. Ona gülümsediğimde hiçbir tepki vermeyip ilerlemişti. Bu tavrının bana özel olmadığını biliyordum. Onu pek tanımasam da herkese karşı aynı tutumu sergilediğini biliyordum. Soğuk bir yapısı vardı, yapacak bir şey yoktu.

˖skeleton king˖ jungwonWhere stories live. Discover now