1

284 20 56
                                    

Duştan çıktıktan sonra dolabımın başına geçip ne giyeceğimi düşünmeye başlamıştım.
Dün gece Alan ile telefonda konuşurken benimle akşam yemeğine çıkmak istediğini söylemişti. Bu beni açıkçası mutlu etmişti. Birkaç aydır konuşuyorduk birbirimizle flört ettiğimiz belliydi ama daha adı konulmamıştı. Ve daha önce hic baş başa akşam yemeğine çıkmamıştık. Bu yüzden çok heyecanlıydım.

Bunları düşünmeyi bırakıp dolabıma şöyle bir göz gezdirdim. Her zaman giyindiğim gibi giyinemezdim bu fazla sıradan olurdu. Gözüm sağ taraftaki takım elbiseme kaydı. Hayır bu fazla abartılı olurdu. Ne giyeceğime acilen karar vermem gerekiyordu. Yoksa geç kalacaktım.
Dolabımdan siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek çıkardım. Ne sıradandı ne de fazla abartılı. Gayet şık ve sadeydi bence. Gülümseyerek üzerimi giyinmeye başladım.
Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı kurutup şekil verdim. Tam parfümümü sıkacağım sırada telefonum çalmaya başlamıştı. Arayan kişiye baktım. Alan'dı.
Gülümseyerek aramaya cevap verdim. Bu sırada parfümümü de sıktım.

"Selam"
"Selam"
"Hazır mısın?"

Hazır mıydım? hayır. Heyecandan düşüp bayılmazdım umarım.

"Evet, hazırım." Dedim.
"Geldin mi?" Diye sordum.
"Evet, bekliyorum" dedi.

Ona konumu atmasını söylemiştim ama kendisi beni arabayla evimden almak istediğini söylemişti.

"Tamam hemen geliyorum." Deyip gülümseyerek telefonu kapattım.

Bu akşam güzel geçecekti bunu hissediyordum...

Evimden çıktıktan sonra arabanın önünde onu gördüm. Beni bekliyordu. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı. Bunu ona çok yakıştırıyordum. O kadar kusursuz görünüyordu ki...
Beni görünce başını yerden kaldırıp bana baktı. Önce baştan aşağıya beni süzdü sonra gözleri gözlerimi buldu. Ve gözlerime dünyanın en güzel şeyi benmişim gibi baktı. Sanırım titriyordum.
Gözlerimi gözlerinden çekip gülümseyerek başımı yere indirdim ve ona doğru yürümeye başladım. Yanına yaklaşınca ona tekrar baktım.

"Çok güzelsin" dedi. Şaşırdım. Bunu ondan ilk kez duyuyordum. Tamam bana böyle baktığı olmuştu ama ne düşündüğünü böyle açık söylemezdi.
Gülümsedim. Bana bakmaya devam etti sonra yanımdan geçip arabanın kapısını açtı.

"Bin hadi." Dedi ve gülümsedi.

Alan kusursuz biriydi bunu uzun zamandır düşünüyordum. Yakışıklıydı, hoştu, güzel gülerdi ve son olarak centilmen biriydi. Her zaman arabasının kapısını benim icin açardı, yemek yerken önce benim tabağıma koyardı...
Bunların hepsini öyle güzel yapardı ki ondan etkilenmemeniz mümkün değildi.

Gülümseyerek ona doğru yürüyüp koltuğa geçtim. Kapımı kapatıp o da şoför koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırmadan önce hemen müzik açtı. Ve bana bakıp gülümsedi.
Bunu hep yapardı...


...

Uzun bir araba yolculuğundan sonra bir restoranın önünde durmuştuk.
"Geldik. Hadi inelim" diyen Alan'a başımı cevirdim ve gülümseyerek arabadan indim o da benim gibi arabadan indikten sonra yanıma doğru geldi.
Ben ise etrafa göz gezdirmeye başladım.

Restoranın girişinde siyah demir bir kapısı vardı etrafinda ise çiçekler ve ışıklar... Işıklar kırmızı renkteydi. Siyah ve kırmızının güzel bir uyumu vardı. Aslinda küçük bir yer gibi gözüküyordu. Karanlıkta ışıklar o kadar güzel parlıyordu ki sevmiştim.

Sonra belimde Alan'ın elini hissettim. Başımı ona cevirip bakınca "Girelim içeri hadi" dedi. Başımı salladım ve birlikte yürümeye başladık. Restoranın içine girince bizi kapıda bir adam karşıladı. Alan ile selamlaşıp konuşmaya başladı.

Alan - Gaipa ~Moonlight Chicken~Where stories live. Discover now