ben yekta yula, bundan üç yıl önce ezbere bildiğim mahallemde gece yarısı yürürken kaçırıldım. dışarıdaki yaşamdan kopalı tam bin doksan beş gün oldu.
ailemin çığlıklarını ilk bir yıl televizyondan izledim. beni arayan isimleri, annemin bir yılda on yıl yaşlanmış gibi yaşlanmasını, babamın derin bir sessizliğe bürünmesini. hepsini, izledim.
ancak insanlar unutmaya başladı. televizyon kanalları daha az geçirmeye başladı ismimi, gazete kupürleri hiç kaybolmamışım gibi unuttu beni. birçok kişi öldüğüme inanmaya başladı.
ancak kimse gerçek hikayemi duymadı.
bundan tam üç yıl önce kaçırıldım. kurtuluşum olmadan üç yıl boyunca yaşadım. daha on yedi yaşında özgürlüğüm elimden alındı. üç yıl boyunca yaşamaya dair bir inancım yokken, onu gördüm.
azil deha.
birimizin kurtuluşu, diğerimizin çöküşü olacaktı belki de. ya da azil, benim en büyük pişmanlığım olacaktı.
not: 3096 days filminden ufak bir esinlenme yaşamış olabilirim. psikolojik açıdan rahatsız edecek rahatsızlıklar, şiddet unsurları, stockholm ve lima sendromu* bulunacaktır.
stockholm sendromu’nun gerçek sevgi olmadığını bilerek okuyunuz lütfen.
आप पढ़ रहे हैं
ajae (boyxboy)
लघु कहानी[psikolojik olarak rahatsız edici unsurlar bulundurabilir.] ajae; izole, terk edilmiş. herkesin hayatında pişman olacağı bir nokta bulunurdu. etmediğiniz vedalar, gitmediğiniz yolculuklar veya öpmediğiniz o kişi. geriye dönüp bakıldığında size her d...
