iki

1K 84 67
                                    

  Ev yolu boyunca Arif'in aklı Cenan'daydı. Usta dedikleri için yaşça büyük birini beklemişti ama Cenan tahminlerine göre kendisinden en fazla bir kaç yaş büyüktü. Demek ki bu işlerde gerçekten çok iyiydi. Yoksa başka hangi sebepten usta desinlerdi ki?

  Eve dönmeden önce tekrar markete uğradı. Atıştırmalık bir şeyler aldıktan sonra eve döndü. Bilgisayar başına geçip, ev ilanlarına bakmaya başladı.

  Üniversiteden döneli yaklaşık bir ay olmuştu. Biriktirmiş olduğu para ona bir süre daha rahat rahat yeterdi. Zaten eve vereceği para ile burada harcayacağı parayı ayırmıştı. Ev parası başka bankada, kişisel parası başka banka hesabında duruyordu.

  Biraz ilanlara göz attıktan sonra kulaklıklarını takıp sürekli dinlediği şarkı listelerinden birini açtı. En sevdiği şarkılardan biri çalıyordu. Arif'te bir yandan ritim tutuyordu.

  Masanın yan tarafındaki bölmeden çizim defterini ve kalemlerini çıkardı. Çizim yapmayı küçüklükten beri çok severdi. Zaten bu yüzden iki yıllık grafik tasarımı okumuştu. Bitirip mahallesine dönmüştü. Siz zaten bunlardan haberdarsınız.

  Kendini çizime ve müziğe o kadar kaptırmıştı ki ne çizdiğinin farkında değildi. Kafasına göre çiziyordu. Genelde bu şekilde çizim yaparken ya sevdiği dizi & film sahnelerinden birini çizerdi, ya da kafasına göre bir karikatür uydururdu.

  Çizimi bitirdiğini hissettikten sonra ne çizdiğine baktı. Farkında olmadan aklında kalan kadarıyla Cenan'ı çizmişti. Normalde direkt insanları çizen biri değildi ama yapmıştı. Bisikleti tamir olunca ona hediye götürürdü.

  Arkadaşlarından gelen mesajlara bakmaya çok üşeniyordu bu yüzden bir kaç gündür bakmamıştı. Yapacak başka şey olmadığı için mesajlara bakma kararı aldı. Önce en yakın arkadaşı Emre'nin yazdıklarına baktı. Sonrasında Ömer'in. En son da Ebru'nun mesajlarını yanıtladı.

  Bir kaç dakika sonra, bilgisayar ekranında ve telefonunda görüntülü discord araması belirdi. Emre ve Ömer birlikte arıyordu. Normalde Arif telefon konuşmalarını seven biri değildi ama arkadaşları ile görüntülü konuşmaya bayılıyordu. Hiç vakit kaybetmeden aramayı cevapladı.

  "Selam." İkisine de selam verirken masanın üzerini boşalttı, ama çizdiği resmi nereye koysa bilemedi. Elindeki resmi ne yapacağını bilemezken Ömer'in sesini duydu. "Ooo Arifim. Ne çizdin yine?"

  Ömer ve Emre, Arif'in çizim merakını biliyordu. Hatta Arif onlara özel bir karikatür de çizmişti. Ayrıca şimdiye kadar Arif çizdiği hiçbir resmi onlardan sakınmamıştı. Ne çizdiyse aynen gösterirdi.

  Ne yapacağını bilemeden elinde tuttuğu resmi, düzgünce kameraya yaklaştırdı. Ömer ve Emre resmin güzelliğinden ilk başta kimi çizdiğini sormayı unutmuşlardı. Sonrasında ise ilk Emre'nin kafasına dank etmişti. "Arif, iyi güzel de bu kim?"

  "Cenan usta." Çizimi, dikkatli bir şekilde fazla fazla bulunan şeffaf dosyalardan birine koydu Arif. Çizimleri zarar görmesin diye zamanında bu dosyalardan bir sürü almıştı.

  "O kim?" Bu sefer soru Ömer'den gelmişti. Sesinde hiçbir sorgulama tonlaması yoktu, sadece merak etmişti. Aynı şekilde Emre'de. Zaten hiçbir zaman birbirlerini sorguya çeken insanlar olmamışlardı.

  "Sanayiden ya. Bisiklet bozuldu da ona götürdüm." Emre ve Ömer, usta kelimesini duyunca ister istemez aynı şeyi düşünmüşlerdi. Resimde gördükleri kadarıyla bu kişi usta olmak için genç değil miydi? "Olum bu çırağı falan olmasın."

  "Aynen abi, benim bildiğim usta yaşlı başlı olur." diyerek Ömer'e destek çıktı Emre.

  "Valla bende öyle sanıyordum. Değilmiş." Bunu söyledikten sonra aralarında geçen konuşmayı anlattı. Üstüne çok fazla konuşulacak bir konu olmadığı için kısa sürede yeni konuya geçtiler. "Miray'la ayrıldık." diyerek yeni konu başlattı Ömer.

  Bir süre de bunun hakkında konuştular. Söz sırası en son Ömer'e geldi. "Böyle işte oğlum. Ee sizde yok mu kimse?"

  "Ben biriyle konuşuyorum ama bilmiyorum ya." diyerek kısa kesti Emre. Sürekli birileri ile konuşuyordu zaten. Arif'in içi ise daha rahattı. "Beni biliyorsunuz zaten. Kadın değil erkek arıyorum ama mahallede gay yok. Anca oraya gelince olur."

  "Hiç mi yok la?" Emre'nin anlamsız sorusuna cevap Ömer'den geldi. "Kırıntı kalmış kardeşim ister misin?"

  "Yok aga sağ ol." Bu konuyu da kapattıktan sonra haberlere bakmaya karar verdiler. Genelde konuşmaları hep böyleydi. Önce hayatlarında olanları konuşurlar ve bunu da sürekli konudan konuya atlayarak yaparlar, daha sonra saçma sitelerde dolanır ya da saçma da olsa eğlenceli testler çözerler  ve kapanış yaparlardı. Bazen başka aktiviteler de yaparlardı ama genel gidişat buydu.

  Onedio testlerini bitirdiklerinde saat sabah dörde geliyordu ve hepsinin yüzünden uyku akıyordu. "Beyler hadi uyuyalım."

  Ve kapanış.

=><=><=

  Sabah kalktığında saat öğlen üçe geliyordu. Normalde bu saatlerde kalkan bir insan değildi Arif. Fakat konuşmaları bu kadar uzayınca geç yatmış dolayısıyla geç kalkmıştı. 

  Telefonunu eline aldığında, Ömer ve Emre'nin olduğu gruptan ve tanımadığı bir numaradan mesajlar geldiğini gördü. Önce Emre'lere yazdı, sonra da tanımadığı numaradan gelen mesajları açtı.

  *053*: Bisiklet hazır Arif. Müsait olduğunda gel al.
  *053*: Ben Cenan.

  Numarayı "Cenan Usta" olarak kayıt edip mesajlara geri döndü.

  *Arif: Sağol usta. Birazdan geliyorum.

  Üşene sıkıla yataktan kalktıktan sonra lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Dağılmış saçlarına bakıp kendi haline güldükten sonra eliyle biraz düzeltmeye çalıştı. Fazla düzelmeyince pes ederek mutfağa yöneldi.

  Sabahları kahvaltı etme alışkanlığı yoktu ama bir şeyler yemezse midesi bulanıyordu. Bu yüzden kendine sadece atıştırmalık bir şeyler çıkardı. Bir yandan Emre ve Ömer ile gruptan konuşurken bir yandan kahvaltısını yapıyordu. 

  Kahvaltıdan sonra dışarı çıkmak için hazırlanmaya başladı.

Aşk-ı Sanayi // ArCen (askıda)Where stories live. Discover now