3-Room 123

169 12 19
                                    

123 numaralı odaya doğru ilerliyordum.Jimin Yoongiyi aramış ve oda numarasını öğrenmişti. Ayrıca fazlaca azarlamıştı. Yine beni dinlemiyor ve duygularıyla hareket ediyordu. Hep yaptığı gibi. Herkesin yaptığı gibi.

123 yazılı odayı gördüğüm an önünde durdum. Buraya gelene kadar bile oldukça yorulmuştum. Burası 6 katlı fazlasıyla büyük bir hastaneydi. 250 odaya sahipti ve her psikolog yaklaşık 10 odaya bakıyordu. Benimse burada görevli olduğum 5 oda vardı. Şimdiyse 123. odayla birlikte 6 olmuştu. Günde her hastayla 1 seans yaparım ve ayrıca hastalarımın gündelik psikolojileri için sık sık yanlarına gider ve onlarla vakit geçiririm. Genellikle vakit geçirmek istemezler tabii.

Daha fazla vakit kaybetmeden kapıyı çaldım ve herhangi bir "Gir" emri beklemeden içeri girdim.
"Böylece gireceksen neden kapıyı çalıyorsun?"

Kulaklarımı dolduran derin sesle birlikte güneşin etkisiyle bal rengine dönen gözlerin sahibine döndüm. Oldukça tanıdıktı bu gözler. Haberlerde ve magazinlerde onlarca kez görmüştüm bu adamı.

"Ünlü iş adamı Kim Taehyung'un 'V' lakaplı bir mafya olduğu ortaya çıktı."

"İş camiasından bir ünlü isim daha elendi"

"V'nin kim olduğu sizi de çok şaşırtacak" gibi birçok haber başlığı dönüyordu televizyonlarda ama bunların hiç biri nedeniyle tanıdık gelmiyordu. Daha farklıydı bu tanıdıklık. Sanki yıllar öncesinden bilinç altımda takılı kalmıştı. "Sadece bakışmak için mi geldin buraya?" Saniyeler içinde beynimden bu düşünceleri sildim. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. "İzninizle sizinle biraz konuşmak istiyorum Bay Kim."

"Sanki izin vermesem susacaksın Jeon."
Doğru susmazdım. "Nasılsınız Bay Kim?" "Gerçekten mi?" der gibi bir tebessüm oluştu yüzünde.

"Oldukça iyiyim Jeon peki ya sen?"
"Olmam gerektiği kadar iyiyim Bay Kim. Neden burada olduğunuzu biliyor musunuz peki?"

"Sen neden burada olduğunu biliyor musun Jeon?" Soruma soruyla karşılık vermesi beni şaşırttı. Burada ya susarlar yada cevap verirlerdi. Soru sormazlardı. Yani genel olarak böyleydi. Olması gerekende buydu. "Sessizliğini hayır olarak kabul ediyorum Jeon" İstediğini düşünmesine izin verdim. "Birkaç özel soru sorabilir miyim?" "Elbette sorabilirsin?"

"Dosyada yer almadığı için soruyorum Bay Hoseok bu konuyla ilgili bir şey bilmediğini söylemiş. Hayatınızda biri var mıydı ve eğer var ise şuan o kişiyi yanınızda ister misiniz? Eğer isterseniz getirmemiz tek aramaya bakar." Hastanın psikolojisi için bu önemliydi.

"Yok ama isterseniz siz olabilirsiniz" Bu ani cümleyle dona kaldım.
"Efendim?" Böyle dememle birlikte küçük kıkırtılar bıraktı odaya. "Şaka yapıyorum Jeon ama seni zeki bilirdim."
"Nerden bilirdiniz?" Bu hamlemle birlikte onu şaşırtan ben olmuştum.
"Hala zekiymişsin Jeon"

××××××××××××××××××××××××××××

Neler oluyor böyle???
Yazar düzenli bölüm atıyor dikkat edin gökten taş yağmasın.

The Sunshine ¦ TaekookWhere stories live. Discover now