Bölüm 1: Mahir Arslan Duman

64 6 26
                                    

Kendimden asla böyle bir performans beklemiyordum, ben de şok içindeyim.

iyi okumalar bebekler. ❤️

Ben Deniz Karataş, hayatımın bir bölümünde küçük vücudum yüzünden zorbalık gören, kızlar tarafından sadece şirin bulunan Deniz. Aslında ben kendimi beğenen, yeterince mutlu bir insandım ama insanların benimle alakalı konuşmalarını duymazdan gelmek çok zordu. Bu yüzden lisede hep sessiz bir çocuk olmuştum. Lisede küçük bir bedene sahiptim. Şimdiki kaslarım ve 1.75 boyum o zamanlar yoktu.

Şimdi üniversiteden iyisiyle kötüsüyle mezun olalı yaklaşık 1 ay oluyordu. Lisede yaşadıklarımdan sonra üniversitede her tür insanı görmek beni rahatlatmıştı. Boy uzun kısalığını bırak burada her türlü insan vardı. Garip bakışlar altında olsan da çok dile gelen bir şey yoktu.

Üzerimdeki açık mavi mom jeane ve beyaz, kısa kollu oversize gömleğe bir bakış attım aynadan. İlk iş günüm için yeterinde iyi gözüküyordum. Ha, lafı gelmişken mezun olduktan 1 ay sonra iş bulmam da benim en büyük şansım olsa gerek. Arkadaşlarım hiçbir iş görüşmesine bile çağrılmamıştı. Ben ise onlardan daha kötü bir üniversite hayatı geçirmiş olmama rağmen gittiğim ilk iş görüşmesinde direkt alınmıştım!

Temmuz ayında olduğumuz için üstüme bir şey almayarak siyah sırt çantamı takıp evimden çıktım. Ailemin bana bıraktığı kadıköydeki evimizde yaşıyordum. Onlar ise emekli olup Muğla'ya taşınalı iki yıl oluyordu.

Saate baktığımda yaklaşık yirmi dakika sonra orada olmam gerektiğini gördüm. Zaten yakın olduğu için sakin bir şekilde yürümeye devam ettim. Yürüme mesafesinde bir yerde çalışmak nasıl bir nimetti?

Cebimden telefonumu çıkartıp biraz şirketin hesabını stalklamaya karar verdim. Patron asistanı olarak çalışacaktım şimdilik. Son birkaç gönderide yaptıkları projeler gösteriliyordu. Kadın girişimciler falan vardı. Biraz daha aşağı kaydırdığımda tanıdık yüzde duraksadım.

Fotoğrafı büyüterek inceledim. Esmer teniyle uyumlu kumral saçlarında gezindi gözlerim. Biraz daha dikkat ettiğimde kahve büyük gözlerine baktım. Düzgün burnu, dolgun dudakları... Bir de keskin yüz hatlarıyla çok yakışıklı gözüküyordu. Şimdi ben bu adama mı asistanlık yapacaktım?!

Gözlerimi kırpıştırıp adımlarımı daha hızlı attım. Gördüğüm görüntü beni çok heyecanlandırmıştı. Erkeklere ilgi duyduğumu lisede kabullenmiştim, birkaç başarısız sevgili girişimim dışında pek eğlenceli bir aşk hayatım yoktu ve bu adam kesinlikle dikkatimi çekmişti.

Yaklaşık on beş dakika sonra vardığım binaya şaşkınca baktım. İlanda gözüktüğünden çok daha ihtişamlı gözüktü gözüme. Duvarlar bordo tuğlaydı, genel olarak siyah ve bordo yoğunluktaydı ama göz yormuyordu.

İçeri girdiğimde doğrudan girişteki danışmaya gittim. "Merhaba, ben bugün işe başlayacaktım. Daha önce de online görüşme yapmıştık."

Danışmadaki kadın gözündeki gözlükleri arkaya ittirip gülümsedi. "Evet biliyorum, hoş geldiniz Deniz Bey."

Kadının gülümsemesi içimi rahatlatırken "Hoş buldum." dedim.

"Ben Mehtap. Eğer şirkette bir sorun yaşarsanız bana gelebilirsiniz, ilgileniriz. Ayrıca şu kartı da vereyim. Direkt Mahir Beyin odasına gidip bekleyebilirsiniz. Birazdan gelecektir."

Samimi bir ifade ile karşımdaki kadına gülümseyip cam kapıdan içeri girdim. İçeride ortak alanda çalışanlar vardı. Kimsenin özel odası yok gibi duruyordu. Belirli aralıklarla mesafeler vardı. Tam karşı tarafımda gördüğüm kapıyla gözlerimi kıstım. Onun odası olmalıydı. İnsanların bakışlarına aldırmamaya çalışarak odasına girdim.

Ateşli Patronum | bxbWhere stories live. Discover now