ALAZ'I ANLAMAK

4.3K 78 19
                                    

Herkese merhabalar.Alev ateş bir bölümle geldim, birazcık cinsel sahne var bölümde hatta birazdan birazcık fazla da olabilir 🤭. Eğik yazılı alanda okumak istemeyen orayı direk geçebilir, şimdiden keyifli okumalarr!!

Asi'nin gidişinin ardından çok şey yaşanmıştı; Asi bütün gece ortalıktan kaybolmuş sabahına da ateşler içinde bulunmuştu. Alaz onun iyi olmadığını duyduğu an hiçbir şeyi düşünmeden yanına koşmuştu, onu düşürdüğü hali görüp kendi hislerini bir kenara atarak ve bir şeyleri anlatıp açıklığa kavuşturmaktan vazgeçmiş, yerine tüm suçlamaları kabul etmeyi seçmişti. Çünkü Asi'ye yakın olmak ona zarar veriyordu bunu gözleriyle somut bir şekilde görmüştü, ne pahasına olursa olsun kızdan uzak durmalıydı yoksa Alaz onu da kendiyle birlikte dibe çekecekti.

Onu Zakkum çiçeğine benzetmişti Alaz. Zakkum Çiçeği cehennemde yetişen arsız ve zehirli bir bitkidir ve ona aynı zamanda Cehhenem Çiçeği de denir. Zakkumun birden fazla anlamı vardı aslında ama Alaz'ın Asi'yi Zakkum çiçeğine benzetmesi şu hikaye ile ilgiliydi.

1945'in Ağustos ayında atılan atom bombalarıyla "cehenneme" çevrilen iki şehirden birisi olan Hiroşima'da, çok uzun yıllar hiçbir bitkinin yeşermeyeceği kanaatine varmış bilim adamları. Artık burda yaşanılmaz denen toprakları insanlar terk etmeye başlamış kalanlar da bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyormuş. Bu yaşam mücadelesinin ortasında kimse Zakkum çiçeklerinin o hiçbir bitki burda yetişmez denen topraklarda can bulduğunu ve toprağını iyileştirdiğini fark etmiyormuş.

Alaz da böyleydi işte Asi yokken. Daha küçücük bir çocukken Yaman'ın kaçırılması üzerine yaşadığı her şey kendisini insanlardan uzaklaştırmış ve onu kurak, üzerinde hiçbir canlının yaşayamayacağı, umutsuz, çaresiz, her gün biraz daha ölen ve herkesin bir bir terk edip yalnız bıraktığı bir toprak parçası haline getirmişti. Ama Asi gelip onun toprağını canlandırmış, aslında yaşamaya ve sevilmeye layık olduğunu ona hissettirmişti. Onun toprağında çiçek açmıştı Asi.

Başka bir rivayete göre ise Yunan mitolojisinde şöyle anlatılıyor: Leander adındaki genç adam, Yunan Denizi'nin karşı kıyısında oturan genç kıza kur yapmak ve onu görmek için her gece yüzerek karşı kıyıya geçer. Yine fırtınalı bir eylül akşamında, sevgilisinin hasretiyle yanıp tutuşan Leander kendini azgın sulara bırakır. Tam karşı kıyıya varmak üzereyken fırtınanın şiddetine dayanamayan Leander karanlık sularda yorgunluktan can verir. Azgın dalgalar, sevgilisini bir kez daha görebilmek için çırpınan gencin cansız bedenini beyaz kumlara bırakır. Bunu gören genç kız, sevgilisi için topladığı zakkum çiçeklerini Leander'in cansız bedenine serer.

Alaz o gece ölümden dönmüştü ve bu onun aşık olduğu kızın ellerinden çıkmıştı o yüzden kıyıya vuran taraf olmak onun için bir külfet olamazdı, pekala Zakkum çiçeklerini Alazın bedenine serebilirdi Asi.

Şimdi oturduğu koltuğun karşısında otelin manzarasını izliyor, bir yandan da aklına gelen sahneleri kafasından kovmaya çalışıyordu.

Flashback

Kızın içinde gidip gelirken gözlerini bir saniye olsun gözlerinden ayırmıyordu, bir yandan da başının üzerinde birleştirdiği ellerinin arasından parmaklarını geçirerek ordan güç alıp daha sert darbeler vurmaya başladı en derinlere, her darbesinde altındaki kızın dudaklarının arasından çıkan zevk dolu inlemelerle kendini daha da kaybediyor her ne kadar kızın canını yakmamaya özen gösterse de içinde ki ilkel adamla baş edemiyordu.

Kızın ellerini tutup boynuna dolamasını sağladı ve dudaklarına kapanarak alt dudağını içine çeke çeke öptü, ellerini kızın bütün bedeninde gezdiriyor ve ondan kendi vücuduna bulaşan ter damlalarını bedenine katmaktan bir saniye bile tereddüt etmiyordu. Onun her zerresine bulanmalıydı ve bu geceyi hafızasından asla silmemeliydi, her kıvrımını beynine kodluyor kızın ruhunu bile ezberliyordu.

Zaten şu an sevişen sadece bedenleri değildi, Alaz Asi'nin ruhuyla sevişiyordu ve bunca zaman cinsellikle ilgili bildiği her şey yerle yeksan olmuştu. Çünkü şu an zevkten dört köşe olan bedeni yeni duygularla tanışıyor, sevişmenin sadece bedenlerin değil ruhların da birbirine karışması olduğunu ona hiç bilmediği bir yerden öğretiyordu.

Genç kızın bacaklarının arasından çıkmadan yanına, sol omzunun üzerine uzandı ve böylece Asi'nin bir bacağı Alaz'ın altında kalmış diğeri ise üzerinden genç adamın belini sarmıştı. Alaz Asi'nin bacağını okşuyor bir yandan da içinde sakin bir tempo tutturarak, erkekliğini saran kadınlığın tadını çıkarıyordu. Asi bir elini yatak ile Alaz'ın yüzünün arasına yerleştirerek yanağını okşadı, Alaz hissettiği bu tuhaf duygularla suratını çevirip kızın eline şefkatli bir öpücük bıraktı, ordan da koluna öpücük kondura kondura dudaklarına ulaştı ve eliyle kafasının arkasından onu kendine sabitleyip dudaklarını öpmeye başladı.

Daha önce kimseyle sevişirken böylesine bir duyguyla karşılaşmamıştı, tanımlamak gerekirse Alaz şefkat hissediyordu. Evet tam anlamıyla hissettiği zevk ve tutkunun yanında bir de şefkat hissediyordu, öyle ki hissetiği bu yoğun duygular gözlerini dolduracak raddeye getirmişti onu. Nasıl bu kadar iyi hissedebilirdi, sanki daha fazla sokulabilecekmiş gibi Asi'yi biraz daha kendine çekip omzuna bir öpücük bıraktı ve kızın içindeki hareketlerini hızlandırdı. İçine girip çıktığı her darbede tenlerinin birbirine çarpma sesi Alaz'ın dudaklarının arasından çıkan inlemeleri harlıyordu, alnını Asi'nin alnına yaslayarak gözlerinin içine baka baka içindeki hareketlerini sürdürdü.

Asi'nin onu alt edip üstüne çıkmasıyla kontrolü ele alması hiç tecrübesi olmadığı halde bu kadar işbilir bir şekilde üzerinde gidip gelmesi bu işin sadece bedenle olmadığını ona tekrar ve tekrar kanıtlıyordu. Onun Asi'ye yaptığı gibi Asi de onun ellerini başının iki yanında sabitlemiş, içine aldığı erkekliğinin üzerinde sürdüğü hükümle adamın aklını kaybetmesine yol açıyordu. Daha fazla bu işkenceye dayanamadı ve kızın ellerini bırakmadan arkasında birleştirerek ordan güç aldı ve içine sert darbeleri bırakarak bu gece artık sayamadığı kez kızla birlikte boşaldı.

Yorgunlukla üzerine devrilen kızın belini sararak başını boynuna gömdü ve bir yandan kokusunu derin derin soluyup nefeslenirken bir yandan da ellerini sırtında dolaştırmaya başladı, biraz sonra dudaklarına uzanarak tutku dolu bir kaç öpücük bıraktı, gerçekten bu kız onun iyileşeceği tek limandı. Nasıl uzak duracaktı şimdi ondan hem de tenini ezbere bilip bütün kıvrımlarını aklına kazımışken, ona dokunmadan ,onu koklamadan, onu öpmeden...

Asi üzerinden kalkarak yerdeki kıyafetlerini bir bir giydi ve tekrar Alaz'ın yanına uzandı, hava yavaş yavaş aydınlanmıştı ve Asi giyinirken genç adam onu izlemiş bütün bedenine bir kere daha hayran kalmıştı. Asi ona dönük uzanmış ve yüzünü seyrediyordu, Alaz da onun yüzünü ve ikisinin de aklından tek bir şey geçiyordu; onlar ciddi anlamda artık tamamıyla birbirlerini tanıyorlardı. Alaz Asi'ye sarılarak kıza sokuldu ve yaşadığı anın tadını çıkararak unuttuğu, buraya gelmeden önce yaptığı şeyin ağırlığını kollarının arasındaki kızla tekrar yok saymaya çalıştı, gözlerini kapattı yarın onun için zor bir gün olacaktı çünkü gidip teslim olacak ve bu ızdıraba bir son verecekti.

Alaz derin bir nefes alarak ayağa kalktı ve Yaman'ın yüzünde bıraktığı tahribatı camdaki yansımasından tekrar gördü, kendisinden nefret ediyordu ve bu bildiği en iyi şeydi.

Bölüm Sonu.

Evett bir bölümün daha sonundayız, umarım hoşunuza gitmiştir fikirlerinizi benimle paylaşın. Yorumlarda buluşalımm!! 🫡🖤

Zakkum Çiçeği || AsLazDonde viven las historias. Descúbrelo ahora