Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Koşarak el çantamın içine attıklarımı kontrol ederken her şeyin tam olduğunu görmemle çabucak geri kapatıp aşağı botlarımı giymek üzere indim. Son basamakta yere kapaklanırken şansıma küfürler ederek yerimden kalktım. Kesinlikle geç kalmıştım.
Uzun botlarımı ayağıma geçirerek fermuarını kapatırken çantamı elime almış ve kapıdan çıktığım gibi kaymamaya özen göstererek hızlı bir şekilde durağa gitmiştim. Ellerime daha fazla üşümemeleri için eldivenlerimi geçirirken bir yandan da yerimde ufak ufak zıplayıp atkımı daha çok burnuma çektim.
Peki neden geç kaldığıma gelirsem, hepsi yaktığım omlet yüzündendi.
Telefonumada her kış yapılan snowman akımın olduğu bir videoya odaklanıp ocakta unuttuğum omleti anca yanık kokusunu alınca fark etmiştim. Onu temizleyip yenisini yapana kadar da zamanın çoktan geçmiş olduğunu unuttuğumdan aceleyle makyaj bile yapamadan evden çıkmak zorunda kalmıştım. Neyse ki cafede biraz oturduktan sonra çıkacağımız için makyajı da orada yapabilirdim.
Sonunda otobüs geldiğinda kartımı okutarak boş olan koltuğa oturmuştum. İçerisi dışarıya göre kat kat daha iyiydi. Ben de geleceğim yeri kaçırmamaya özen göstererek telefonda oyalanmış, durağımda indikten sonra koşarak cafeye doğru adımlamıştım.
Kapıyı açtığımda yüzüme çarpan sıcak hava kısa süreli yüzümü hissetmememe sebep olsa da bizimkilerin tuttuğu yeri gördükten sonra hissizliği boşverip yanlarına doğru ilerledim.
"Selamlar, içerisi çok iyi dışarı buz gibi resmen." Eldivenlerimi ve atkımı çıkartıp herkesle selamlaşırkern Nikinin yanında boş olan yere oturmuştum.
"Beni abim bırakmıştı keşke söyleseydin seni de alırdım." Jay konuşurken elimi gerek yok dercesine salladım. Şu an sadece Jake, Niki, Jay ve çiftimiz buradaydı. Yoona, Heeseung ve Sunghoon biraz gecikeceklerini söyleyen bir mesaj atarken ben de onları beklerken makyajımı yapmak üzere çantamdaki eşyaları çıkarmıştım. Diğerleri de kısa bir sohbete dalmıştı.
Aslında solumda cam kenarında oturan Nikinin yeri daha iyi ışık alıyordu. Zaten çok bir şey yapmayacağım için ondan yer değişmek için rica edecektim.
Omuzuna dokunarak dikkatini bana vermesini sağladığımda, "Oturduğun yere ışık daha iyi geliyor, makyaj yapmak için iki dakika her değişebilir miyiz?" diye sorduktan sonra o da onayladığında yerlerimizi değiştirdik.
Minju'dan hep yanında taşıdığı aynasını rica edip aldığımda da bir yandan yüzüme makyaj bazını uyguluyordum.
"Bu ne?" Niki makyaj çantamdan aldığı kirpik kıvırıcıyı gözümün önüne tutarak sorduğunda cevapladım.
"Kirpik kıvırıcı, rimel sürmeden önce kirpikleri kıvırırken kullanılır." Elindeki kıvırıcıyı sağa sola çevirip incelerken ben de kapatıcımı dağıtmakla meşguldüm. Zaten çok fazla bir şey sürmeye niyetim yoktu.
