5.BÖLÜM ☾

2.1K 117 457
                                    


                            ✩

Mutluluk bazen bir doruk kadar varılması güç.
Bazen bir gelincik kadar ömrü kısa.
Bazen bir öpücük kadar...
Bazen de bir veda gibi soğuktur.
Sen hep sıcak kal olur mu ?

                            ✩

Dün çıkan yangından sonra düğün yarına ertelendi.Yangının nasıl çıktığıyla ilgili ise kimse bir sonuca varamadı.

Tabi düğünün ertelenmesi babamın hoşuna gitmemişti. Zaten iki gündür ekstra bir sinir, bir gerginlik vardı üzerinde. Ne olduysa o telefon görüşmesinden sonra oldu ona. Düğünü de en erken güne çekti.

Yataktan çıktığımda ilk olarak güllerin suyunu değiştirdim.
Dün bulduğum gülü de temizleyip diğerinin yanına koymuştum. Kıyamadım. Çok güzeller. Beni ne kadar tedirgin etse de üzerindeki kan.

Onları güneş gören yere pencerenin önüne indirdim. Az da olsa güneş göstermişti kendini bugün. Hemen hemen kışın bitimindeydik ama hala biraz hafif bir nem vardı.

Üzerimdekileri değişip aynada saçımı düzelttim. Gözüme ilk çarpan boş boynumdu. Abimin hediyesiydi. Ne kadar arasam da bulamamıştım. Değer verdiğim tek insandan aldığım değerli hediyeyi kaybetmiştim.

Daha fazla oyalanmadan
kahvaltı için salona indim. Gözümü odada gezdirdiğimde abim yoktu. Kesin yine erkenden işe gitmişti.

Gözlerim odanın baş köşesine değdiğinde hiç görmediğim bir Behram Demirhan sofraya oturmuştu İlk defa böyle görüyordum onu canını sıkan bir şey vardı ve bu yüzüne yansımıştı.Yemeğini bile iştahsız bir şekilde yiyiyor. Onun hali hal değildi bugünlerde. Mutlu olması gerekmiyor muydu? Yarın benden kurtuluyor. Abim de olmadığı için sofrada, hiç de yiyesim gelmedi. Arkamı dönüp çıkacağım esnada işittiğim

"Otur."

Komutuyla istemeden de olsa oturdum. Yine ne yapmıştım çok merak ettim.

İçi kızarmış gözleriyle sinirli bir şekilde, "bana doğruyu söyle dünkü olayda senin parmağın var mı?"

Bu soruyu yöneltti.
Bu soruyu nasıl sorabilmişti anlayamadım.

Bu kadar büyük bir şeyi benim yaptığımı mı düşünüyor?
Başka derdim yokmuş gibi bir de oda mı yakacağım?

Elini sertçe masaya vurmasıyla irkildim.

"Konuşsana!"

Sesi bir hayli yüksek ve sinirli çıkmıştı. Korkudan nasıl kendimi savunacağımı da bilemiyordum. Benimle sesini yükseltip ve sinirli bir şekilde konuşunca hep dilim tutuluyor zar zor iki kelimeyi bir araya getiriyorum. Bu bende bir korku olmuştu biri bana sesini yükseltip konuşunca bir kal geliyordu.

Eğer konuşmasam da benim yaptığıma kanaat getirir. Kendimi zorlayıp

" Ben...ben yapmadım."

Diyebildim sadece.

"Yalan söyleme.Bu evliliği en başından beridir istemiyordun. O yüzden de dünkü yangını çıkarmadın mı?"

ZORUNLU BAĞLAR: Geçmişin izleri Where stories live. Discover now