brainstorm

343 35 27
                                    

Chapter 18: brainstorm

Üçümüz birlikte oturduğumuz masada derin bir sessizliğe gömülmüştük

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Üçümüz birlikte oturduğumuz masada derin bir sessizliğe gömülmüştük. Beyin fırtınası yapmamız şu durum için en iyisiydi.

Şimdiki halimizi özetlemem gerekirse Nikiyle birbirimize girmemize ramak kalan kavgadan sonra Juyeon'a onunla konuşma sözü verdiğimden kantinde köşelerde kalan boş bir masaya geçmiştik.
Ancak şöyle bir durum vardı ki Niki hala o çocuğa güvenmediğini iddia ederek yanımda gelmekte ısrar etmişti. Ben de aramızdaki ufak soğukluktan ötürü bir süre onu görmek istemesem de kendinin olayı bildiğini Juyeon'a söyleyip zorla davet ettirip oturmuştu. Bu da son zamanlarda bu patavatsızlığını Jayden aldığını düşünmeme yol açmıştı. Tabiki de herkesin içinde Juyeon yüzünden kavga edip sonradan birlikte pat diye bir masada onunla birlikte üçlü bir şekilde oturmamız bizimkilerin göz hapsine girmemize yol açmıştı. Haklı da sayılırlardı.

"Yoona'yı kandırıp sizi şu resim odasına kitleyelim yarın çıkartırız." Nishimura'nın insanüstü fikirlerini duymak istemediğimden kulaklarımı kapattım. "İşe yarar mı?" Juyeon da masada eğilip ona ışıldayan gözlerle bakarken elimi alnıma vurdum. Aptallarla aynı masada birleşmek benim hatamdı, onları şuracıkta bırakıp gitmeliydim.

"Tanrım burada hiçbiriniz işe yaramıyorsunuz! Esir mi alıkoyuyoruz sizin aranızı mı yapıyoruz belli değil." Zaten gerginliğimi üzerimden tam atamadığımdan aptal aptal fikirlerle gelmeleri daha da sinirimi bozuyordu.

"Sen direkt ona Instagramdan yazmayı dene, zaten seni reddedeceğini zannetmiyorum fakat dürüst olmak gerekirse tanışalı iki günü geçmediğinden sana çok güvenmiyorum. Hareketlerine göre belki onu teşvik ederim veya o kendi de sana ilgi duymaya başlar bilmiyorum." İkisi de suspus kesilip beni dinlerken ellerimi masada birleştirdim. "Yani anlayacağın ilk adımı atıp ona yaz, olağan bir durum olmadığı sürece karışmam doğru değil."

Açık ve net konuşmuştum. Onunla tanışalı zaten parmakla sayılı gün geçmişken bilmediğim birini sırf bana tavırları iyi diye arkadaşıma da aynı iyi niyetle anlatacak değildim. Belki de ilişkilerinde daha umursamaz ve soğuk biriydi? Nerden bilebilirdim sonuçta. Onlar eğer Yoona reddetmeyip konuşmaya başlarsa ancak o zaman anlayabilirdik.

Ayaklanıp, "Benden bu kadar." diyerek tam olarak karşıda gözleriyle adım adım beni takip eden masadaki arkadaşlarımın yanına oturdum. Bir nevi onları başımdan def etmek de istemiştim.

"Siz ne zaman tartışmayı kestiniz ve o çocukla Niki nasıl birbirlerini parçalamadan aynı masada oturdular..." Jake kafa karışıklığıyla sorarken omuz silktim. "Barıştığımız falan yok,  geri kalanını da öğrenirsiniz zamanla zaten." Yoona kolumu dürtükleyerek bana eğildi,

"Ne konuştunuz?" Elimi ağzıma fermuar çeker gibi yapıp, "Yakında görürsün zaten." diyerek onu da cevapsız bıraktım. Herkesin meraktan çatladığına adım kadar emindim ama zaten yakında anlarlardı.

young luv ★ nishimura rikiWhere stories live. Discover now