Efil Ekim. adını doğduğu aydan alan genç bir kız. hayatının her anında kendini berbat hissetmesine sebep olan o ay.
Ekim, doğduğunda yetimhanenin avlusuna bırakılmış olmanın yükünü derinden hissetmiş bu ana kadar. hayatının her anında onun asla sevilmeyeceğini düşündürmüşler ona, bu nedenden olmalı kimseye yaklaşamaması. oldukça zor anlar yaşamış bu kız.
korkularından sebep kimseye dokunamaz, onların ona dokunmasına da izin vermez.
gözlerini üvey annesine dikmiş söyleyeceklerini dinlemeye hazır olduğunu hissettirerek.
'Ekim kızım, biliyorsun seni üzmek istemiyorum. bu nedenle üstüne de gelmek istemiyorum' dedi Alev. sözlerine devam ederken Efil'e doğru uzatmaya çalıştığı eliyle geriledi genç kız.
"dokunma." dedi sakin olmaya çalışarak.
'tamam, özür dilerim, unuttum.'
"sen ne diyecektin anne?" dedi Efil Ekim.
anne demekten nefret ettiği halde, bu kadını da üzmek istemiyordu. kendisine hep iyi davranmaya çalışmıştı Alev.
'ben evlenmek konusunda ciddiyim, seninle bu konu hakkında tartışmak istemem ama lütfen bana kızma kızım. eşim öldükten sonra sen de kendini odalara kapattın. senin baba şefkatine muhtaç olduğunu biliyorum'
Efil kaşlarını çattı. bu zamana kadar kimsenin sevgisine ve ilgisine ihtiyaç duymamıştı, Rüzgar'ı es geçersek öyleydi.
"konuşmak istemiyorum." dedi okul çantasını omzuna atarken. Alev'in içi boş muhabbetlerinden usanmıştı, hep Efil'i sinir edecek şeyler söyler dururdu.
Alev'in konuşmasına izin vermeden evden çıktı. zaten okula geç kalıyordu. ayakkabısını ayağına geçirip asansöre bindi. bağcıklarını bağlamak biraz bekleyebilirdi, o hızla binadan çıkmayı tercih etti. sokağa adımını atar atmaz otobüsün durağa yaklaşmak üzere olduğunu görünce son hızıyla koşuşturmaya başladı.
'lanet olsun' dedi kesik nefeslerinin arasından, yine kaçırmıştı işte. oflaya oflaya durağın oturağına oturdu ve telefonunu çantasından çıkardı. kulaklıklarını takarken şarkı seçiyordu.
Sickick/ İntro İnfected
beni sonbahardaki ucube diye çağırıyorlar..
şarkının sözlerinin tıpkı ona hissettirdikleri gibi oluşu onun kalbine işliyordu. şarkının sözlerinin anlamını bildiği için gözyaşlarını tutamadı, gözlerini kapattı ve gözyaşlarının yanaklarından süzülmesine izin verdi. bildiği bir şey daha vardı, tıpkı bu şarkıda olduğu gibi kendisi de yeni bir rekor olacaktı. geçmişini mahvetmişlerdi ama geleceğini mahvetmelerine izin vermezdi.
düşüncelerine dalıp gitmişken, yanında bir hareketlilik hissetti. gözlerini açıp yanına baktığında genç yakışıklı bir çocuk gördü.
çocuk Efil'in kendisine baktığını fark ettiğinde, kafasını Efil'e çevirdi. kocaman, kalpleri ısıtan gülüşüyle konuşmaya başladı.
"merhaba!!" çocuk Efil Ekim'in formasına baktı "aynı okuldayız galiba, ben 12/ B sınıfından Rüzgar Ege."
Efil çocuğu bozmamak için kafasını sallayıp kendini tanıttı.
'10/A sınıfındayım. Ekim.' diğer ismini söylemedi. diğer ismini nadiren bilirlerdi, hatta sadece bir kişi bilirdi.
çocuk elini uzatmaya yeltendiğinde Efil'in gerilemesi ilgisini çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarla Dans
Romance'kaybedersen kızarım' dedi Efil, yaptığı gülü uzatırken. Rüzgar kaybetmezdi.. "kaybedersem asıl ben kendime kızarım" dedi. yıllar sonra Efil'in ona uzattığı minyatür gül, boynundaki kolyeydi. onu hiç kaybetmemiş, aksine onu kolye yapmıştı. ..