mine, yours

396 36 139
                                    

Chapter 21: mine, yours

Annemler uyanmadan önce Niki'yi evden yollamanın rahatlığıyla aşağı inip kendime kahvaltılık gevrek hazırlayarak masaya oturdum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Annemler uyanmadan önce Niki'yi evden yollamanın rahatlığıyla aşağı inip kendime kahvaltılık gevrek hazırlayarak masaya oturdum.

Gevreği kaşıklarken dün akşam neler neler oldu diye düşünmeye başladım. Sanırım artık bir erkek arkadaşım olmuştu, aynı zamanda haftalardır sebebini merak ettiğim durumun altında neler yattığının gerçeğiyle de yüzleşmiştim. Şimdi okulda nasıl davranacaktım, hiçbir şey olmamış gibi mi yoksa bizimkilere söylemeli miydim? Niki nasıl davranacaktı? Ya son bir haftada olduğu gibi kafasını sıradan kaldırmazsa, ya beni yeniden görmezden gelirse, ya yeni-

Çalan kapıyla düşüncelerim bölünürken yerimden kalktım. Bu saatte kimse eve gelmezdi, biraz ürkmedim de diyemezdim. Kim o diye sorduğumda duyduğum yabancı olmayan sesle kapıyı açtım. "Tekrar günaydın kızım, kafamı duvara fazla hızlı vurdum galiba telefonumu unutmuşum."

Babam koşarak merdivenleri çıkarken kısaca da bana durumu izah etmişti. Onun bu haline gülerken aceleyle bana iyi günler dileyip tekrar arabayla gözden kaybolmasıyla kapıyı kapattım. Daha evden çıkmama yarım saat olmasına rağmen şimdiden hazır olmak garipti. Niki sağolsun sabahın köründe uyanmak zorunda kaldığımızdan tekrar uyku tutmamıştı.

Tabaktaki gevreği bitirip kirli tabağı makineye koyduktan sonra ellerimi yıkayıp odama çıktım. Telefonumu şarjdan çıkartıp bildirim var mı diye bakarken boş duvar kağıdı ile karşılaşmamla ofladım. Ne bu acele Aecha, daha ayrılalı bir saat anca oldu.

Kendi iç sesime göz devrirken yatağa uzanıp öylesine sosyal medyada gezinmeye başladım. Niki'nin dün akşam söylediği sözler aklıma geldi, dediği gibi önceden sosyal medyada çokça aktiftim fakat sonradan belirsiz bir şekilde kesilmişti. Belki bugün aktifliği geri alma vaktidir diyerek biraz önce güzel olduğunu düşünerek çektiğim gökyüzünün fotoğrafını hikayeme koymaya karar verdim.

Fotoğraf başarılı bir şekilde yüklenince yüzümde aptal bir tebessümle telefonu kapatıp hazır olan çantamla birlikte aşağı kata indim. Her şeyin hazır olduğuna emin olduktan sonra mont ve ayakkabılarımı geçirip durağa yürümeye başladım. Havadaki soğuk son zamanlarda etkisini azaltmıştı fakat yine de atkı eldiven bere üçlüsünü yanımdan ayırmamakta fayda vardı. Hastalığın ne zaman geleceği hiç belli olmazdı.

Durakta geçirdiğim soğuk ve titreme dolu dakikalar sonucu otobüs nihahet geldiğinde kartımı okutarak bindim. Normalde bu hattı kullanan öğrenci çok olmazdı ama aksi gibi bu sabah hepsi bunu kullanmayı tercih etmiş gibiydi.

Zar zor ayakta tutunduğum bir yolculuk sonrası okul durağında inerken atkımı daha da yukarı çektim. Stres olmamaya çalışarak okula girdiğimde daha koridora adımımı atar atmaz bir el beni durdurdu.

"Aecha! Tanrım sonunda yüzünü görebildim." Juyeon kolumdan tutmuş çekiştirirken ben de onu haftalardır oyaladığımı fark ederek konuşmasına izin verdim. "Sana da günaydın Juyeon."

young luv ★ nishimura rikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin