6. BÖLÜM ☾

2.3K 119 363
                                    


Kırılan kalbin acısı çok ağırdır ,
Terk edilmiş küçük bir çocuk gibidir ...

O küçük çocuk annesiz , babasız kalır , kırılan kalp ise ; birleştirilmesi mümkün olmayan bir bardak gibidir ...

Asla toplamaya çalışma kalbinden dökülen acıyı...
Sana zarar vermekten başka bir işe yaramaz bırak dağıldığı gibi kalsın...

Çok kırılmıştı. Çok yıpranmıştı. Ama her seferinde darbe yememiş gibiydi. Hala da dik durmaya devem ediyordu. En azından dışardan böyleydi. Acısını gizlemek zorundaydım. Kimsenin bana acımasını istemiyordum. Yüzlerindeki o acıma duygusu beni daha beter hale getirilecekti biliyorum.

Kalp acısı en büyük ağrımdı. Bunu öğrendim. Geçmiyordu
Geçmeyecekti. Her bakımdan yaralanmıştım. Ama arada bir fark vardı artık. Tanımadığım, sevmediğim insanlar da yara açmaya başlamıştı bende.
Ruhumun en derinliklerinde. Çok ağır darbelerdi. Peki şimdiye bu darbelere alışmam gerekmiyor muydu? Hiç canım yanmıyor muydu?

Yanıyordu.

Neden hala dik durmaya çalışıyordum? Yorulmuyor muydum?Ruhum yorgun,hissizdi. Ama kalbim bunun tam tersi için çabalıyor. Halbuki onun da diğer insanlarda olduğu gibi kırılması, yıpranması gerekiyordu.

Kalbim neden kendine bu kadar yük alıyordu?

Kim bilir belki de günün birinde bütün bu yükleri taşıyamayacağına inandığı için alıyordur. Belki de kalbim kendine zarar vermek istiyordur. Ama sadece kendine değil bana da zarar veriyor. Bedenim yorgun düşmüş ama kalbimin haberi yok.

Çünkü kalbim yük taşımakla meşgul.

Bedenim acısını haykırmak istercesine gözyaşı döküyordum. Evet ağlıyordum. Hiçbir tepki vermeden sadece ağlıyordum. Daha birkaç saat önce bekar bir kadınken şimdi evli biriydim. İsminden başka bir şey bilmediğim bir adamla.Daha Civan'ın adını ve ne tür bir pislik olduğunu öğrenmişken şimdi daha da beter birisiyle evlendim.
Bu adam Civan gibi değil , çok gizemli ve korkunç.Beterin beteri de var dedikleri bu olsa gerek.

Odanın içinde yatakta oturuyordum. Ne yapacağımı bilmeden duvara bakıp sessizce ağlıyordum. Yaşanacak felaketimi bekliyordum.

Adar'ın şu an ne yaptığını bilmiyordum. Nikahı kıydıktan sonra görmemiştim onu. Merakta etmiyorum. Merak ettiğim tek şey ailemin ne yaptığıydı.

Saat 22:25'ti ve hala hiç ses yoktu. Bu beni daha çok korkutuyordu. Olacak şeyleri hayal bile edemiyorum.

Düğün günümde ortadan kaybolmuştum.
Korkuyordum. Hemde çok korkuyordum. Abimin vereceği tepkiden. Babamın vereceği tepkiden. Bunları düşündükçe yüzümün daha fazla ıslandığını hissediyordum. Duvara bomboş bakamaya devam ederken kapının açılma sesi geldi. Kimin olduğunu tahmin etmek zor değildi.

Yavaşça attığı adım sesleri geliyor ama dönüp bakmıyordum. Bunu neden yaptığını merak etsem de onunla ne konuşmak ne de görmek istiyordum. Oysa bunları neden yaptığını bağırıp çağırarak sormam gerekiyordu.

ZORUNLU BAĞLAR: Geçmişin izleri Where stories live. Discover now