19. ATEŞİN PARÇASI

121 24 38
                                    

Bu kitapta bahsi geçen karakterler, kurumlar ve olaylar her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir ve kalemime aittir.

İyi okumalar!

Below the Surface








Huzur doluydum.

Onunlayken, yuvamdayken huzur doluydum. Bu huzur, ikimizi de birbirimize daha çok bağlıyordu.

Gözlerim açıldığında doğrudan o kahveden gözlerle karşılaştım, Ayaz hâlâ saçlarımla oynuyordu ve yüzümü izliyordu. Gözlerim tekrar kapanıp açıldığında dudağımı araladım. "Ne zamandan beri uyuyorum?" İki saat olduğunu öğrendiğimde yerimde toparlanmadım. "Sen ne yapıyorsun?"

Tebessüm ettiğini gördüm ve bu tebessüm solmadı. "Ben de ruhumu yanında dinlendiriyorum." Derin bir nefes aldığında kolumu onun vücuduna atıp sıkıca sarıldım, o an yaşadığım acıyla inleyişimin önüne geçemedim. "Yarana mı bastırdın ya?" dediğinde sesindeki endişeyi hissedebiliyordum. "İyi misin? Kalk, bakayım yarana." Dediğini yaptım, yerimde toparlanıp oturur hâle geldiğimde Ayaz da yaramı incelemeye başladı hemen. "Kanıyor galiba. Bir de olabildiğince dikkat etmeye çalıştım sen uyurken, pansuman da gerekecek. Çok acıdı mı canın?"

"Sen uyumadın ve yarama zarar veririm diye ben uyurken beni mi izledin?"

Bakışlarımızın kesişmesi ile tamamen ayağa kalkması bir oldu. "Aynen öyle yaptım." diyerek elini uzattı bana.

"Ayaz," dedim acı içinde elini tutarken. "Çok acıyor."

"Kıyamam sana ya," derken beni sakinleştirmeye çalıştı. "Dayan, geçecek bu ağrı. Örgüt binasına geçelim, odamda pansuman malzemeleri de var. Hallederiz, en son da katille ilgilenmem gerekecek. Sonra da Beyaz Emare Örgütünü duyururuz herkese."

"Katile ne yapacaksın?" Yüzü düşünce bir açıklama yapma isteği uyandı içimde. "Yani merakımdan soruyorum, engellemek için falan değil."

"Kumsal'ın katiline yapacaklarıma zaten ses etmezsin." Bir anlığına afalladı. "Ona daha önce öldürdüğüm kişilere uygulamadığım şeyleri yapacağım. Bir sürprizim var da kendisine." Daha da açmasını söyledim. "Güzelim." Bakışları yüzümde gezince söyleyemeyeceği bir şey olduğunu anladım. "Bu ben de kalsın çünkü bir kadına karşı bunları söylemem fazlasıyla yüz kızartıcı olur."

Başımı sallayarak tebessümle onayladım ve giysilerimizin olduğu tarafa doğru beraber yürümemizi sağladım. Akşam olmuştu zaten, direkt örgüt binasına geçip bazı işlerimizi halledecektik.

"Papatya'm," dedim omzum sızlarken. "Bu kurşunun sıyırdığına emin misiniz? Sanki kurşun içinde kaldı kolumun. Öyle kötü sızlıyor."

"Kolunun üstüne yattın güzelim, elbette sızlar." Bir şey demedim, neon ışıkların olduğu yerden ayrılıp çantamızın yanına gelmiştik. Terlememiştik zaten ama yine de Ayaz üzerini değişti, kendi tişörtünü giydiğinde bana baktı. "Üşürsün." dedi ikna edici bir ses tonuyla.

"Üzerimi değişmek istemiyorum."

Ses etmedi ve hırkasını aldı. "Gel buraya," diyerek kollarımı uzatmamı bekledi. Kollarımı kaldırıp uzattığımda da hırkayı giydirdi bana. "Şortla da üşüyebilirsin." Sorun olmadığını söylediğimde eşofmanımı aldı eline. "Olmaz, giyineceksin. Bacaklarının üşümesini istemiyorum."

LALELERİNDEN SERİSİWhere stories live. Discover now