1. DERİNLERDEKİ ŞEHVET KOKUSU +18

1.7K 12 1
                                    


.

Bir damla gözyaşı.

Bir damla gözyaşı nasıl ifade edilirdi? Ya da bir damla gözyaşı kimin için ne ifade ederdi?

Belki bir acıydı belki bir hüzündü belki bir hezeyan ya da belki zor olsa da bir mutluluktu. Bazense hayattı.

Benimse gözlerimden akan yaş bir tek zevkten olurdu. Bugüne kadar.

Nefes almak için camı açtığımda zihnim bütün düşüncelerle mücadele etmekten başıma ağrı sinyali veriyordu.

Telefonumu esir alan babamın aramalarına katlanamayıp telefonumu elime aldım ve aramayı yanıtladım. “Sen ne yaptığını sanıyorsun! Bunu bana nasıl yaparsın!”

Klasik bir Fevkâl Dağlaroğlu.

“Eylemlerimi sana açıklayacak yaşı geçtiğimi düşünüyorum Fevkâl Dağlaroğlu.” ağladığımı bilmesine gerek yoktu.

“Hâlâ benim soyadımı taşıyorsun. Benim soyadımı taşıdığın sürece aldığın nefesin bile hesabını bana vereceksin.”

Dudaklarımda şuh bir gülümseme oluştu. Gözlerimi bileğimdeki saate çevirdim ve daha çok gülümsedim. Babamın tarafından bir kapı tıklama sesi geldi. “Fevkâl Bey, savcılıktan tebligat geldi. Davacı kızınız.”

Babamdan bir süre ses gelmedi. Konuşmadığı dakikalar içinde, “Gördüğün gibi artık senin soyadına sahip değilim. Artık yaptığım hiçbir eylemin hesabını sana vermeyeceğim. Artık kızın da değilim. Beni bir daha arama ve sakın benim kendi tırnaklarımla kazıya kazıya kurduğum şirkete göz dikme.”

“Sen,” dedi ama sustu. Bir şey demesine izin vermedim. Bana bir şey deme hakkını çoktan kaybetmişti. Telefonu yüzüne kapatıp balkona çıktım. Cam korkulukların yanına, yere oturup dizlerimi kendime doğru çektim.

Çenem dizlerime yaslanırken iki gözümün pınarından aynı zamanda yaş geldi ve ben uzun zaman sonra hıçkırarak ağlamaya başladım.

4 sene önce.

Topuklu ayakkabılarımın cam balkonda çıkardığı tıkırtıları dinlerken elimdeki telefonla etrafı çekiyordum.

Bu aralar çok fazla influencerlığa sarmıştım, sevdiğim yerleri geziyor ve canlı yayında takipçilerimle paylaşıyordum.

“Evet arkadaşlar babamın şirketine geldim, babamın bugün önemli bir toplantısı varmış.” gözlerimi devirip kafamı iki yana salladım. “O toplantıdayken şirketi gezmek daha eğlenceli oluyor. Şimdi cam balkondayız. Size kötü örnek oluşturmamak için ne yapacağımı söylemeyeceğim. Canlı yayını kapatıyorum.” kamerayı arka kameradan kendime doğru çevirdim ve yüzümü gösterdim. “Sizi çok seviyorum, beni takip edip canlı yayın-”

Sırtıma birinin çarpmasıyla telefonum yere düştü, “Ah ayı!” diye bağırırken eğilip telefonumun elime aldım. “Canlı yayın bildirimlerini açmayı unutmayın!” canlı yayını sonlandırıp bana çarpan ‘ayıya’ döndüm.

“Ne bağırıp duruyorsun? Çarptım alt tarafı sana.” dedi pişkin pişkin. Kaşlarımı hayretle kaldırıp yüzüne bakarken elini takım elbisesinin iç cebine attı ve bir sigara paketi çıkardı.

“Sorun da çarpman ya ayı herif. Kütlenin farkındasındır umarım. Aşağı uçabilirdim.” telefonumu küçük el çantama atıp ben de sigara paketimi çıkardım. Siyah parlak ruj sürdüğüm dudaklarım arasına ince dalı yerleştirip üstünde kendi imzamın bulunduğu çakmakla ucunu alevlendirdim.

AYNANIN ÖTEKİ YÜZÜ (+18) Where stories live. Discover now