Hüküm Süren Karanlık

BÖLÜM 1 "BAŞLANGIÇ"

Geçmişten bir sahne ,
" Siz bunu bana nasıl yaparsınız?" dedi buz kralı Hazar'ın eşi Lavinia .
"Yapabileceğimiz bir şey yok. En azından kötü bir sonuç doğmadı. Hem senin bunu 11 ay sonra öğrenmen ne kadar komik . Seni ikinci kadın rolüne atan bir erkeğin arkasından bu kadar ağlama . Gözünü aç ve onu bırak . " dedi sertliğinden ve vurdum duymazlığından ödün vermeyen su kraliçesi Amphitrite. Lavinia ona cevaben: " Senin için konuşması kolay . Senin çocuğun umurunda değil . Kendimi bıraktım çocuklarımın bu haberi öğrenmemesini umuyorum. Çünkü öğrenirler ise babalarını gözlerini kırpmadan öldürürler .Ve sonrasında çekicekleri cezayı bile düşünmezler."
" Yeter kes artık sesini Lavinia. Oldu ve bitti , artık uzatma . Aylar önce olan bir olayı neden şimdi gün yüzüne çıkarıp huzurumuzu bozuyorsun ." dedi buz kralı Hazar. Lavinia gözlerini ondan ayırmayarak ağlamaya ve konuşmaya devam etti .
" Aylar önce yaptığın şeyle bizim huzurumuzu bozan sensin. Eğer onu hiç yapmasaydın yaşamımıza devam edecektik . Tek kötü olan şey  benim bunu aylar sonra öğrenip tepkimi şuan vermem mi ? " dedi Lavinia .
" Lavinia eğer böyle devam edersen babanla uzun zamandır ertelediğim görüşmeyi ayarlayıp ona senin bana yaptığın ve dediğin şeyleri anlatabilirim . Baban benim kadar saygın bir krala laf söylediğini duyar ise ne yapacağını görmek isterim ,ki  bu yaptıklarının en küçüğü. Ne dersin ? " dedi Hazar. Lavinia ona iğrenerek baktı . " Senden nefret ediyorum. Babamın sana neden bu kadar hayran olduğunu da anlayamıyorum. " dedi ve koşarak su krallığının sarayından koşarak çıktı .
Hazar ve Amphitrite birbirlerine bakarak gülümsediler.
Amphitrite Hazar yaklaştı ve omzunu okşadı , Hazar elini onun beline sardı . Amphitrite " Karın ilk yaptığımız işi yeni öğreniyor . Gerçekten falza saf .  Neden beni tercih ettiğini daha iyi anladım şuan ." Hazar ona gülümsedi .
" Hem daha güzel hem daha akıllısın Amphitrite. Kim olsa seni tercih eder .
Yaptığımız şey bir sır olarak kalıcak değil mi Amphitrite . Çünkü aşk için böyle şeyler yapılır ?"
"Evet Hazar merak etme . " dedi Amphitrite.

Günümüz ,
Yine boş ve sıkıcı bir güne uyanmanın verdiği sıkılganlık ile yatağımdan kalktım . Aynamın karşına geçip kendime baktım . Annemden aldığım su mavisi gözlerime baktım . Ve ardından babamın bana hatıra bıraktığı sarı saçlarıma baktım .
Gerçekten de adım kadar güzel bir kadındım . Afrodit . Adım bu .  Sert, güçlü , yanında bir erkek olmadan kraliyetinin yaşamının devam etmesini sağlayan, yanında bir erkek olmadığı için herkes tarafından hor görülen kraliçe Amphitrite'nin kızı Afrodit ben . Hayatım bu dört duvar arasında geçip gidiyor . En güzel zamanlarımı dört duvar arasında geçiriyor ve veliaht prenses olarak kendime bir koca adayı bekliyordum! Evet koca bekliyorum . Gerçekten de çok sıkıcı. Çünkü kimse suratsız bir kraliçenin çocuğunu istemez.
Ama anneme göre bu böyle değil . Ona göre güçlü görünmek bir erkeği bir kadına çeken en önemli özelliktir. Evet doğru diyor ama şunu unutuyor ,  kadınların ezildiği bir dünyada yaşıyoruz biz. Ve eğer burda evlenmek veya evlendirilmek istiyor iseniz tabiri caizse bir kedi yavrusu olmalısınız .
Neyse bu konuyu uzatmıyım .
Şimdi canım annemin pardon "KRALİÇE 'NİN" yanına kahvaltıya iniyorum . Ve misafirlerimiz var . Annemin benimle evlenmesini istediği çok yakışıklı , güçlü Buz Krallığı'nın veliaht prensi Barlas . Esmer güzeli prens . Ama ben esmerlerden hoşlanmam . Ben, ben, ben ...
"Afrodit misafirlerimize merhaba de."
Ben ne ara kahvaltının yapılacağı salona gelmiştim . Veliaht prens,kardeşi Prens  Adal babası Kral Hazar , ve güzeller güzeli annesi Kraliçe Lavinia.
"Merhaba hoşgeldiniz. " dedim ve yerine geçtim .
Barlas suratıma bile bakmıyordu!!! İştahlı bir şekilde kahvaltısını yapmaya devam ediyordu. Kardeşi Prens Adal ise bana gülümseyerek bakıyordu . Ona gülümsedim ve yerime geçtim.
"Sanırım uykuyu seviyorsunuz Prenses Afrodit." dedi Kral Hazar .
" Evet , Kral Hazar. " dedim ona gülümseyerek. Ama bunun karşılığında annemin sert bakışlarına esir düşmek durumunda kaldım.
Kral Hazar bunun üzerine kahvaltısına devam etti . Ama birkaç saniye geçmeden tekrar kafasını kaldırdı ve " Daha da zaman geçmeden evlenmek istiyorsan uyku sevginden biraz uzaklaşmak zorundasın . "
" Neden evlenmek isteyen insanlar uyumuyor mu ?"
" Tabi ki de uyuyorlar . Ama yerince . Üstelik evlendiğin zaman kocandan önce kalkıp onun ihtiyaçlarını hazırlamak durumundasın. "
" Bunu yapan hizmetliler yok mu ? Ben neden yapıyorum ? " dedim . Kadınların böyle aşağılanmasından bıkmıştım . Çıktıkları yer bir kadının karnıydı. Kadınlar olmasaydı şuan karşımda böyle ahkâm bile kesemezlerdi . Ama gel de anlat işte .
Kral Hazar dediklerim üzerine bana bir gülücük attı . Ama bu gülüş hiç de samimi değildi .
" Kadın ne için vardır ?"
" Ne için olduklarını bilemem ama sizin gibi egoist ve bencil insanları doğurmamakla görevli olduklarını biliyorum . " dedim . Annem bana masanın altından bir tekme vurdu .
"Afrodit ne için toplandığımızı unutma . Prens Barlas siz bu izdivacı istiyor musunuz?"
Barlas sonunda suratını kaldırdı. Bana alıcı gözüyle baktıktan sonra cevap vermek için anneme döndü . Suratsız yakışıklı.
" Babam bunu uygun gördüyse bana laf söylemek düşmez . Benim için izdivaç uygundur . "
Annem yüzüne memnun bir gülüş kondurdu .
" Afrodit? " dedi. Ezberden cevabımı verdim .
" Sen uygun gördüysen bana laf düşmez anne. " dedim . Kalbim ne kadar hayır dese de . Annem bana baktı ve memnuniyetle kafasını salladı .
" Kalan detayları biz büyükleriniz halledicez. Siz sadece bizim dediklerimize uyucaksınız . '' dedi annem . Az biraz olan iştahım da gitmişti .
Annem bu evliliğin olmasını çok istiyordu. Çünkü Barlas en güçlü veliaht prens - sözde - , bende en güçlü veliaht prensestim . Dört krallığın arasında .
Krallıklar yakın değildi . Hepsinin başı yani dört kral kardeşti. Onların babası da yani benim dedem her bir oğlunun güçlerine göre birer krallık oluşturdu.
Yani yönetim tek eldeyken dört ele bölündü. Babaları yaşarken çok yakınlardı. Ama dedem öldükten sonra birden uzaklaştılar . Nedenini onlardan başka kimse bilmiyor.
Dedemden sonra babamı da kaybettim . Babam bu krallıklar arasında kadına en çok önem veren kraldı.
Babasıyla hep bu konuda zıtlaşırlardı.
Dedem kadınları bir eşya olarak görüyordu . Kendi düşüncesini oğullarına da işlemeye çalıştı. Biri dışında hepsi onun izinden gitti . O kişide anlattığım gibi babam . Annem bu konuda şanslıydı. Diğer kraliçeler gibi ezilmiyordu . Babam buna izin vermiyordu . Bu yüzden  bu kadar güçlü ve burnu havadaydı.
Babamın ölümü bir anda olmuştu . Beklenmedikti . Doktorlar yediği bir şeyin içine çok etkili bir zehir konduğunu söylediler.
Kimin yaptığını ise hala bilmiyoruz . Bunu yapan kişinin babamın çok büyük bir düşmanı olduğu kesin . Ama babamın görünürde bir düşmanı da yoktu .
Düşmanı gelip öldürmezdi . Bir kralı öldürmenin cezası - eğer bir kraliyet soyundan değil iseniz - soyundan tek bir kişi kalmayana kadar herkesi öldürmekti . O yüzden gizliden yapmıştı. Ve belli ki çok ince çalışmıştı. Çünkü hala bulunamamıştı.
Bunları düşünmek gözlerimi doldurmaya yetmişti .
" Ben doydum size afiyet olsun ." diyerek sofradan kalktım . Bahçeye çıktım ve derin bir nefes aldım . İyi gelmişti .
Arkamdan adım sesleri duydum . Barlas bana yaklaşıyordu.
" Yine ilk sen kalktın sofradan . "
" Sizin gibi yavaş yemiyorum ." dedim . Bana bir gülüş yolladı . Aslında yanımızda ailemiz olmaz ise ucundan da olsa çekilebiliyordu .
" Çocuk gibisin , hala. Büyümen gerektiğinin farkında değil misin?"
" Çocuk değilim ben. "
" Çocuk değilsen kendi kararını kendin verebilirsin. Benimle  evlenmek istemiyorsan bunu annene söyleyebilirsin Afrodit. "
" Erkek olmadığımız için bizi dinleyen yok Barlas. "
" Ben konuşabilirim istersen . "
" Sen bu kadar kibar mıydın ? Hem bu kadar istekli misin evlenmemeye ? O kadar kötü müyüm be ? " . Bana bakarak güldü . " Kötü değilsin. Aksine çok güzel ve güçlüsün . " diyerek bana bir adım yaklaştı. Geri gitmedim . " Çocuk gibi davranabilirsin ama bu seni gözümde sevimli yapar. Yani kendini benden soğutamazsın . Sen benimsin Afrodit . Aklında başkaları varsa unut . Çünkü bende seninim . " dedi .
" Benim senin olduğumu da nerden çıkardın? " bana egolu bir bakış attı .
" Peki ben o kadar kötü müyüm ? Herkes benim için sıraya giriyor. Sen neyimi kötü buluyorsun?" dedi sorumu görmezden gelerek .
" Yakışıklı bir suratın var bu doğru." dedim . Güldü . Hoşuna gitmişti. Kim olsa hoşuna giderdi. " Ama babasının boyunduruğu altından çıkmayan bir köpeksin ." dedim ona bir adım yaklaşarak . Gülüşü soldu ve gerçekten olmasa da kahverengi gözleri ateş aldı . Bana bir adım yaklaştı.
" Birkaç gün sonra babamın boyunduruğu altında olmayan bir köpek olduğumu göreceksin."