11. Yaşıyor Desinler Diye

10 4 0
                                    

11. Yaşıyor Desinler Diye

Hayatın kısalığı ve gereksizliği insan boşluğa düştüğü an göze çarpar, o zaman idrak eder insan. İnsanda ki idrak ve kavrama şekli o an ortaya çıkıar ve bir tokat atar sen daha ne olduğunu anlayamadan.

Elinde ki her şey yok olmanın kıyısına gelince hisseder önemini. O an farkına varır yaşamanın kısa ve yaşanılacak şeylerin pek çok olduğunu.

Parmak uçlarına hapsetti kadın'ın göz yaşlarını. Parmak uçlarından uçurdu umut kuşlarını. "Geçti" dedi geçmediğini bildiği halde. Gözleri buluştu bir anlığına Yavuz o gözlerde acının yanı sıra suçlama gördü. Ezildi o bakışlar arasında görmek istemedi o gözlerde ki suçlamayı. Haklı mıydı gerçekten? suçlu muydu?

Kendisini boşlukta gibi hissediyor lâkin bir türlü beynini toparlayamıyordu. Göğsünün hızla inip kalkmasını hissediyor lâkin zihnini toparlayamıyordu. Karmaşık duygularla sarılırken Gamze'yi omzuna çekti. Daha fazla o bakışlara karşılık vermek istememişti. Ağır duygular omuzuna yük bırakırken o sardı yüreği yaralı kadını. Daha fazla ağlamamasını istedi. Sakinleşsin istedi ama yapabileceği herhangi bir şey yoktu.

Sırtını okşadı, kulağına yaklaşıp fısıltı şeklinde tekrardan geçti diyecek oldu lâkin ani bir ses bir yıldırım gibi düştü tüm uzuvlarına. Çok ani bir acı tüm vücudunun her bir yerini ele geçirdi. Yüksek bir uçurumdan düştü sandı ruhu. Uçurumun dibinde binlerce parçaya bölündü sandı vücudu.

"Ahh!" Gözlerini araladı hızla. Beyaz fayansta boylu boyunca uzanıyordu, ne olduğunu anlayamadı taa ki kuş cikcikli kapı zili çalana kadar.

Sabahın taze ışıkları balkonda sersemliğini atamamış bedenin üzerine vuruyordu. Ñe ara gündüz oldu da güneş geldi tahtına kuruldu? Fark etmemişti.

Besbelli dün oturduğu sandalyede uyuya kalmıştı şimdiye kadar. Sandalye ters dönmüştü, belki hayatlar gibi bir bacağı da kırılmıştı.

Hâlâ fayansla bakışan yanağını hafifçe yukarı kaldırdı. Güneş vurmasına rağmen hâlâ fayanslar buzu arattırmayacak kadar soğuktu. Bir an içi dondu sandı, içi buz kütlesinden halliceydi.

Ağrılarını hiçe sayarak hızla ayaklandı. Sağ eliyle şakaklarını ovarken çıktı balkondan. Dünden anımsadığı kadarıyla salondan çıkıp evin kapısına geldi. Hâlâ kapı zili çalıyordu, kapı deliğine bakmak mı? aklının ucundan dahi geçmemişti. Kapı da ki Gurur'la göz göze geldiler Yavuz'un gözleri Gurur'u sekip ardında ki sırıtan yüzde durdu. Onur.

Gurur'u alırdı da eve arkadaki ni almasam mı? Diye düşündü, ciddi ciddi bu aklında dönüyordu.

Yakışıklı yüzünde kaşları birbirlerine sarılacak, hasret giderecek kadar yakınlaşmıştı. Onur yere eğilip ayakkabılarını çıkarmaya çabaladığı sıra aklına gelen fikirle yüzü aydınlandı. Gözleri halen arkada ki gençteyken "Sen git ekmek al" dedi. Şu an en iyi uzaklaştırma yöntemi buydu.

Ekmeği alıp gelince belki su faturasını ödemeye gönderirdi haytayı? ya da elektirik ödetirdi.

"Emret eniştem" dedi elini anlına götürüp asker selamı verirken. Çıkarmaya çabaladığı ayakkabılarını bıraktı. Arkasını dönüp az önce çıktığı merdivenleri şimdi de inmeye başladı.

Hafıza KartıWhere stories live. Discover now