UFUKTA AŞK VAR

Ufukta Aşk Var |Operatöre Bağlanıyorsunuz Evreninden|

Bir Operatöre Bağlanıyorsunuz evreni kitabı.

TANITIM

Ufuk'tan

Kırk dakika sonra en sevdiğim grup olan Grup Zıbar'ın solisti ve ben valizlerimizi çekiştirerek köyün taşlı yolunda ilerliyorduk.

Kız terleyen alnını elini tersiyle silerken şaşkınca mırıldandı.

"Demek bir konserimde seni dövdüm."

"Evet," dedim heyecanla. "Ama hak etmiştim canım! Sakın kendini suçlama. Seni sahneden aşağı çektiğim için düşmüştün."

"O zaman gerçekten hak etmişsin," dedi kız valizi çekiştirmeye devam ederken.

Ceyhun'un konum attığı düğün evine geldiğimizde gözlerimi kızdan alamıyordum. Hazır çalgı çengi ayağımıza gelmişken ne olurdu şu kızla nikahı bassaydık?

"Neden mal mal suratıma bakıyorsun?"

Kız beni terslediğinde gerçek dünyaya döndüm.

"Senin gibi ünlü ve değerli bir sanatçı nasıl buralara düştü diye düşünüyordum..."

Kız iç çekti. "Saçmalama istersen. Ayda en fazla bir kez, tek mekanda konser veren kendi halimizde bir ekiptik. Dinleyici sayımız üç yüzü bile geçmiyordu."

"Ben onlardan biriydim," dedim sırıtarak. "Sana bayılıyorum."

Kızın suratına aval aval bakarken onun ciddileştiğini fark ettim.

"Sana derken, grubuna ve şarkılara demek istedim."

"Anladım."

Valizleri yeniden çekiştirmeye başlayıp düğün evinin bahçesine yol alırken kıza merakla sordum.

"Peki onlar neden peşindeydi?"

"Abim işte," diye homurdandı kız. "Beni arıyorlar her yerde. İstanbul'a gitmemi istemiyorlar, şarkıcı olmamı istemiyorlar, bağımsız bir hayat yaşamamı istemiyorlar..."

"Allah Allah, kaldı mı öyle mağara ayıları?"

Kendi kendime söylenirken kızın yüksek bir kahkaha patlattığını duyup başımı kaldırdım. Tanıştığımız andan beri meymenetsiz yüz ifadesindeki somurtkanlığı silmeyen kız şimdi içten bir şekilde gülüyordu.

Anlık bir şokla ikinci kalp krizimi yaşadım. Bembeyaz dişleri, dolgun pembe dudakları, uzun, siyah can alıcı saçları, hiçbir şeyi umursamayan hafif serseri havasına rağmen güzelliğinden ödün vermeyen o parlak bakışları...

"Tövbe tövbe," dedim titrek bir iç çekerken. "Cenneten bana ayrılan huri mi bu kız?"

Valizi çekiştirip önüme geçen kız gülmeye devam ediyordu.

"Komik çocuksun aslında," dedi gülümsemeye devam ederken.

Karizmatik bir şekilde sırıttım, işittiğim şeyle keyiften dört köşeydim. Sonra kız diğer cümleyi ekledi.

"Ama biraz aptalsın."

Keskin bir bıçak kalbime saplanmış gibi duraksadığımda duyduğum şeyle canım acıdı. Demek oradan bakınca aptal görünüyordum?

"Üzülme, çoğu erkeğin aptal olduğunu düşünüyorum. Sana özel bir durum değil."

"Feminist misin?" diye merakla sorarken çalgının yüksek sesinden birbirimizi zor duyuyorduk.

"Yok ama sadistim."

Heyecanla parlayan gözlerimi saklayamadım. "Nasıl yani? Hani şu yatakta zincirler, kelepçeler, kırbaçlar..."

Kız hadsizliğimi fark ettiği an suratıma bir tokat patlattı.

"Aptal derken bunu kastediyordum, ne gevşek bir şeysin sen ya! Yatak hayatımı konuşuyor edepsiz. Yürü, elimde kalacaksın."

Serce'nin köy evine doğru yürüdük.

Vurduğu yerde gül biter misali gülümseyerek tokat attığı yeri tutarken içimden bu kızı nasıl kendime aşık edebileceğimin planlarını yapmaya başlamıştım. Düğün kaosu yüzünden pek mümkün görünmüyordu ama en azından yirmi dört saatim olduğunu tahmin ediyordum. Bir yolunu bulup bu kızı kaçırmamalıydım.

"Bu benim şakacı halim," dedim karizmatik bir sesle. "Normalde çok canlar yakarım, fena bir şeyimdir."

"Buradan baktığımda mangal bile yakamazmışsın gibi duruyorsun ama neyse," diye homurdandı.

Lan, bu kız aklımı mı okuyordu? Mangal yakmayı bilmediğimi nereden anlamıştı?

"Bu arada biz kimin düğününe geldik?"

Saçlarını geriye itip düğün evinden çıkan kalabalık insan güruhuna göz gezdirirken olayı anlamaya çalışıyordu. Hafifçe öksürdüm ve sözü devraldım.

"Burada en yakın arkadaşımın kız arkadaşının annesi evleniyor."

"Hm," diye düşünceli bir şekilde başını salladı. "İkinci evlilik yani?"

"Yok," dedim. "Babasıyla tekrar evleniyorlar."

"Aynı kişiyle mi?"

"Son gördüğümde aynı kişiydi," dedim bilginin doğruluğunu zihnimde teyit etmeye çalışırken.

Kıza alık alık baktığım için artık ne çeşit bir embesil olduğumu düşünmeyi bırakmış gibi omuz silkti.

"Anlıyorum, Ufuk'cum."

"Ne güzel Ufuk dedin öyle."

-

Karşınızda Ufukta Aşk Var! :)

Beş para etmez dünyanın kahrında, sizi güldürmek için kolları yeniden sıvadım.

Çok sevdiğiniz Ufuk & Avni ikilisine doyacağınız bir kitap^^

Tüm soru cevaplar için bilgilendirme instagram: @k.k.berk

Kimler bizimle? Ses ver minik kuş!