1. Bölüm Ölü Ruh

10 1 0
                                    

Not : Bu kitapta yaşanılan yarı olay gerçekten olmuştur :)

Yatağımda yatıp tavanı izliyordum . Boştu işte. Aynı hayatım kadar boş ve anlamsızdı .

Ben Mina Demir . 18 yaşında belki gençliğin tam yerinde olan ama gençliğini harap etmiş genç bir kızım ben .

Lise son sınıf öğrencisiydim ; derslerime çalışmam gerekir iken ben sadece tavanı izliyordum. Sanki üniversiteyi kazanır isem bir halt olacaktı . Ondan sonra zaten her şey anlamsız ve boştu.

Hayatımın dönüm noktası 'YAVUZ SEREN ' . Eski sevgilim ya da unutamadığım sevgilim.

Onu unutmaya çalıştıkça zarar görüyordum. Kollarım çizikler ve izleri ile doluydu. Öğretmenler çoğu zaman ailemin yaptığını düşünüyordu fakat benim bir ailem yoktu.

Bu zamana kadar tek yanımda Melis vardı. Okula çoğu zaman gitmediğim için sadece yazışıyorduk. Çok fazla üstüme gelmişti, Yavuz 'u unutmam ile ilgili ama işte olmuyordu. Onu unutmak için ölmem gerekliydi .

Telefonum çaldığında yanımda duran telefonu alıp açtım.

Melis arıyordu.

Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm, "Nasılsın aşkım ?"

"Kötü," dedim boğuk sesim ile .

"Ağlıyordun değil mi ?" diye sordu ; cevabını bilmesine rağmen.

"Evet ," dedim bitkince .

"Ya Mina , artık unut . Yeter . O kandırdı belli ki seni "

"Melis , yapmaz o , o çok ma -"

"Mina , kendine gel ! Yavuz sanaldı gerçek değil,!" diye bağırdı.

"Gerçek, Melis o , "

"Kandırma kendini , Mina. Fake olabilir o ."

"Hayır olamaz , Melis ! Yavuz , gerçek! O benim tek sevgilim!'

"Mina , gözlerini aç artık! Yavuz devrimi bitti ! O artık yok ! Seni bıraktı ! Belki şuan başkaları ile sevgili !"

"O yapmaz , Melis ! Ben ona güveniyorum. O söz ver -"

"Mina , neresine söz verdi ,Allah aşkına! Kandırmış seni ! Ve sende buna uymuşsun !"

"Ben kandırılmadım , Melis ! Yavuz hiç olmadığı kadar gerçekti!"

"Yazık, ediyorsun kendine, Mina . Onu unutmalısın . Böyle giderse, Mina ,gerçekten arkadaşlığımız biter ." dedi kesin bir şekilde.

Telefonu kapadı. Telefonu yere doğru fırlattım. Kafamı yastığa gömdüm.

Boğuluyordum ...

O , gerçekti ; gerçekti değil mi ?

Yavuz Seren gerçekti.

O benim sevgilimdi .

Çığlık attım; ağzım yastıkta olduğu için çığlık duyulmadı.

Sanki duyulsa biter...

Kafamı yastıktan kaldırdım ve , " Yavuz , gerçek ! O sahte değil!" diye bağırdım .

Gözlerimden yaşlar bağımsız şekilde akıyordu.

Alışmıştım ... İlk başta anormal olan her şey şimdi normaldi .

Ağlamam bitince lavobaya gidip gözlerime baktım .

Mavi gözlerimin çevresi ağlamaktan kızarmıştı . Biraz daha ağlasam su değil belki kan akabilirdi . Ve bunun bilincindeydim ; ama umursamıyordur . İçim kan ağlarken dışım kan ağlasa ne olur ?

Suyu açıp yüzümü yıkadım , kendime gelebilmek adına. Yaşadıklarımdan sonra kendime gelebileceğimi sanmıyordum ama ...

Boğuluyordum duyguların içinde. O kadar zordu ki nefes almak ; sanki dünyanın en zor problemiydi nefes alabilmek .

Birisi sanki beni boğuyordu ve ölüp bu dünyadan silinmemi istiyordu.

Annem ve babamın silindiği gibi .

Deliriyordum düşüncelerim ile birlikte savaşır iken . Hepsi beni öldürüyordu yavaş yavaş. Yok oluyordum düşüncelerimin içinde ;bunu kimse fark edemiyordu .

Ölümüm belki bu dünya için sadece bir pirinç tanesinin yok olması gibi bir şeydi.

Lavobadan çıkıp odamda ki çalışma masasına oturdum . Önümde duran kağıt ve kalem ile bir şeyler yazdım.

" Bugün yine ve yine aynı. Her zaman ki aktivitem .

Ağlamak...

Gerçekten artık ölüyordum.

Yavuz 'u düşünmek beni öldürüyordu.

Ama bir ihtimal geçiyor aklımdan ; Yavuz'un artık beni unutması.

8 ay olmuştu nerdeyse. Ya beni unuttuysa ? Ya da , ya beni hiç sevmemiş ise ?

Bu ihtimalleri gözümün önünde durması beni katbekat öldürüyordu .

Ölüyordum ama ne duyanım ne de umursayanım vardı.

Ölmek istiyordum ; fakat buna gücümün yetmeyeceğini biliyordum .

İşte öylesine yalnız ve kimsesiz ölmeye mahkum şekilde ölümümü bekliyordum.

Sonsuza kadar kimsesiz , Mina Demir ."

Kağıdı katlayıp masanın üzerinde bıraktım ve yatağıma uzanıp tekrar tavanımı izledim.

Hayat her türlü yorucuydu . Çok isterdim asla acımın olmadığı bir hayatı yaşamak; bu hayatım ile de mutluyum ama . Yavuz belki ama karşıma çıkmasaydı böyle olmayacaktı muhtemelen . En azından sadece aile acısı çekecektim.

Yavuz ile tanışmam acımı bir kat daha artmıştı ...

Melis belki bu acıların bazılarını hafifletmişti ama ne yaparsa yapsın hem o hem de ben Yavuz 'u unutamayacağımı biliyorduk .

Ne kadar çabalarsa çabalasın Melis bana Yavuz 'u unutturamamıştı .

Melis 'in de sevgilisi vardı ama onun ki sanal değildi. Okulda tanışmışlardı . Melis 'in sevgilisinin adı Berat Efe'ydi . Çok mutluydular ve bazen Yavuz ile bizim de böyle belki çok az ihtimal böyle olabileceğimizi hayal ediyordum . Ama imkansız olacağını hatırladığımda ; o hayalimi kilitliyordum .

Hiç açılamaz bir hayaldi. Çünkü Yavuz gitmişti . Belki de şuan başka birisi ile sevgili ama ben asla ondan sonra başka birisini sevebileceğimi sanmıyorum.

Başımda hissettiğim sızıyla gözümden yaş düştü. Yataktan kalkmaya çalıştığımda dengemin bozulduğunu ve çınlamaların kulağıma geldiğini hissetim. Yatakta oturdum. Telefonum uzaktaydı.

Niye atıyordum ki ?

Kalkmaya çalıştım ama yine dengemi sağlayamadığım için alamadım.

Çığlık attım başımın sızısının derinleşmesi yüzünden.

Karşımda olan duvar üzerime gelmeye başladığında gözlerim karardı ve başım yana düştü. Gözlerim kapandığında başımda ki sızının hala geçmediğini fark etmiştim .

Bölüm sonu

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 29 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ACI SEVGİ Where stories live. Discover now